İstanbul Emek, Barış Ve Demokrasi Güçleri, devletin 19 Aralık 2000 yılında 20 hapishanede bulunan tutsaklara yönelik eş zamanlı gerçekleştirdiği katliamın yıl dönümü dolayısıyla Kadıköy Rıhtım’da basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ), siyasi kurumların yanı sıra birçok hak savunucusu katıldı.
‘Saldırılar doğrudan Genelkurmaylıktan yönetilip organize edildi’
“19-22 Aralık yok etme saldırısına karşı ideallere ölümüne bağlılık, hücre hücre erirken bile teslim olmama ve direnmenin adıdır” denilen açıklamada, “19-22 Aralık 2000 tarihleri arasında aynı anda ülke çapında 20 ayrı hapishanedeki siyasi tutsakların kaldığı bloklara saldırı düzenlendi. Saldırı sonucunda 28 tutsak hayatını kaybetti. Saldırıya traji-komik bir şekilde “Hayata Dönüş” ismi verildi. 19-22 Aralık saldırıları sonucunda F Tipi hapishaneler açıldı. Saldırılar tamamen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) eliyle Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından planlanıp uygulandı. Hapishane saldırılarındaki temel hukuki tartışma olan idari görev-adli görev sorunsalı, ortadan kalkarak, bu sefer, “askeri görev!” damgasını vurdu. Zira saldırılar doğrudan Genelkurmaylıktan yönetilip organize edildi” ifadelerine yer verildi.
‘Saldırılar ülkedeki sisteme muhalif olanlara yapıldı’
19-22 Aralık saldırıları devletin en üst düzeyindeki kurumlarının arasında tam bir mutabakatla gerçekleştirildiğinin belirtildiği açıklamada, “Saldırılarda Milli Güvenlik Kurulu, Hükümet ve Meclisteki muhalefet partilerinin kararı, onayı ve oluru bulunuyor. Bu yanıyla saldırı çok net bir şekilde devlet saldırısı. Saldırılar her ne kadar hapishanelerdeki siyasi tutuklulara yapılmış ise de aslında dışarıya yönelikti. Saldırılar bir bütün olarak ülkedeki sisteme muhalif olanlara yapıldı. Dışarıya adeta “gözdağı” verildi. Bu gözdağı açıkça şu mesajı içeriyor: “Bana muhalif olanların sonu “Hayata Dönüş” olur.” 19-22 Aralık saldırıları doğrudan katliam yapma hedefli saldırılardı. Bu durum devletin konuya dair yaklaşımı ve siyasi tutsakların hapishanelerdeki varlığı ile birlikte değerlendirildiğinde aslında şaşırtıcı değil. Zira devlet her zaman hapishanelerdeki her türlü uygulamasını sürekli zor’a dayalı politikalarla yaşama geçirmiş ya da geçirmeye çalışmıştır. 19-22 Aralık’ta zoru katliam düzeyine çıkardı” denildi.
‘Devrimci dayanışmanın ışığında mücadelemiz sürecek’
19 Aralık’ın teslim olmayanların, iradesini zalimlere karşı eğmeyenlerin onurlu direniş günü olduğu ifade edilen açıklamada, “Bu vesileyle, hayatını kaybeden yoldaşlarımızı saygıyla anıyor, onların mücadele mirasını sahipleniyoruz. 19 Aralık Katliamı’na karşı mücadelemiz, bugün de hapishanelerde devam eden tecrit, işkence ve hak gasplarına karşı direnişle sürüyor. Bizler, adalet ve özgürlük isteyenler olarak, devrimci tutsakların aileleri, yakınları, dostları ve yoldaşları olarak, 19 – 22 Aralık Katliamı’nın hesabını sormaya, faşizme karşı direnişimizi büyütmeye devam edeceğiz. İnsan haklarının, onurlu bir yaşamın ve devrimci dayanışmanın ışığında mücadelemiz sürecek!” ifadeleri kullanıldı.