Yadigar Aygün / İstanbul
Ayten Öztürk hakkında bir çocuk istismarcısının linç edilmesini izlediği iddiasıyla verilen 2 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından onandı.
Ayten Öztürk, 8 Mart 2018 tarihinde Lübnan’da Beyrut Refik Hariri Havalimanı’nda gözaltına alındı ve özel bir uçakla Türkiye’ye getirildi. 6 ay boyunca kayıptı. Bu süre zarfında hiç kimsenin bilmediği bir yerde falaka, cinsel taciz, tecavüz girişimi, elektrik, tabut, askı gibi türlü işkencelere maruz kaldı. 28 Ağustos 2018 gecesi Ankara’da, bedenindeki 898 yara ile bir araziye bırakılır bırakılmaz Siyasi Şube polisleri tarafından gözaltına alındı.
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 2 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının ardından, yaklaşık 2,5 yıl ev hapsinde tutuldu, 6 Şubat 2024 tarihinde ev hapsinde bulunduğu evin kapısı çalınmadan direkt koç başıyla kırıldı. Yerlerde sürüklenerek, ters kelepçe işkencesi ile gözaltına alınan Öztürk, 10 Şubat’ta tutuklandı.
Avukat Doğa İncesu ile Öztürk’ün davasını ve yaşadığı hak ihlalerini konuştuk.
Müvekkiliniz Ayten Öztürk’e verilen ceza Yargıtay tarafından onaylandı. Yargıtay’ın bu kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Avukat Doğa İncesu: Sadece bir sanığın ”Linç olayını izliyordu” beyanıyla ”insan öldürmeye azmettirme” ve ”anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs” iddialarıyla ceza istemek, ceza verebilmek hukuken mümkün değil. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi de Yargıtay 3. Ceza Dairesi de tamamen siyasi saiklerle hareket etmiş ve 6 ay boyunca işkence gören müvekkilimize yapılan işkencenin devamına karar vermiştir. Birçok siyasi ceza davası takip ediyoruz. Hiçbir hukukçu bu cezayı bize açıklayamaz. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi de Yargıtay 3. Ceza Dairesi de Ayten Öztürk’e 6 ay boyunca işkence yapıldığını biliyorlardı. Bu cezanın burjuva hukukuna göre verilmesinin mümkün olmadığını biliyorlardı fakat onama kararı verdiler. Müvekkilimize işkencelere direnmesinin, insanlar üzerine ifade vermeyi kabul etmemesinin bedelini ödetmek istediler.
Bu cezanın verilmesi için herhangi bir somut delil var mı? Bu davada Öztürk’ün yaşadığı hak ihlalleri nelerdir? Biraz bunlardan bahseder misiniz?
Avukat Doğa İncesu: Ayten Öztürk hakkında bir tanık, birde sanık beyanı var sadece. Dosyadaki tanık müvekkilimizi uyuşturucuya, fuhuşa, yozlaşmaya karşı bir toplantıda ve Okmeydanı’nda dernekte gördüğünü söylüyor. Dosyada sanık olan Mesut Pekgöz ise müvekkilimizi çocuk istismarcısı linç edilirken linç olayını kaldırımdan izleyen kişi olarak tarif ediyor. Müvekkil hakkında başkaca bir delil yok. Ayten Öztürk linç olayını izlemiş olsa dahi bunun herhangi bir suç olarak görülmesi mümkün değilken, müvekkile olayın azmettiricisi olarak ceza veriliyor. Ayten Öztürk, bilindiği gibi 6 ay boyunca gizli bir işkencehanede her türlü vahşi işkenceyi yaşadı. İşkence izleri Ankara’daki Cumhuriyet Savcısı Yarcan Mutlu’ya gösterildiğinde, Yarcan Mutlu kafasını çevirip ”Bunun kendi işi olmadığını” beyan ediyor. Bir savcı, karşısında işkence yaraları olan bir kadının işkence izleriyle ilgilenmiyor bile. Fakat dosyada herhangi bir delil olmadan tutuklamaya sevk ediyor. Müvekkilimiz, bu dosyada 3 yıl boyunca tutuklu kaldı. Dosyada herhangi bir kamera görüntüsü olmamasına rağmen, dosyadaki kimsenin müvekkilin linç olayını örgütlediğine ilişkin en ufak bir beyanda bulunmamasına rağmen linci kaldırımdan izlemesi iddiasıyla verilen bu ceza, müvekkilin özgürlüğünü, yaşamını tehdit ediyor. Mesut Pekgöz, beyanını soruşturma aşamasında Ayten Öztürk’ün fotoğrafına bakarak veriyor, duruşmada bile dinlenmiyor veya duruşmada Ayten Öztürk’ü teşhis etmiyor. Sadece soruşturma aşamasında verilen, bir fotoğrafa bakarak verilen beyanı ceza vermek için yeterli görüyor mahkeme.
Öztürk, ömür boyu tek kişilik hücrede tutulacak. Herhangi somut bir delil olmamasına rağmen müvekkilinize verilen bu cezayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Avukat Doğa İncesu: Müvekkilimize verilen bu cezanın tek nedeni Ayten Öztürk’ün işkencecilerin isteğini yerine getirmemesidir. İnsanlar üzerine ifade vermeyi kabul etmemesidir. Dünya üzerine hiçbir mahkeme, hiçbir delilin olmadığı bu dosyada 2 ağır müebbet ceza veremezdi. Ne yazık ki yargı merciileri bu işkenceye ortak oldular verdikleri kararla.
Ayten Öztürk’e verilen bu ceza hakkında yetkililere topluma, kamuoyuna, devrimci kurumlara bir çağrınız var mı?
Avukat Doğa İncesu: Ayten Öztürk’e siyasi nedenler ile bu ceza verildi. Verilen cezanın bozulması da mahkemelere Ayten Öztürk’e ceza verilmesi için, cezanın onanması için siyasi iktidar tarafından yapılan baskının son bulması ile olacaktır. Bu baskının son bulması ise ülkenin adalet ve demokrasi veren kesimlerinin mücadelesi ile olacaktır. İşkencecilerle ortak hareket edenlerden bir beklentimiz yok; ancak bu ülkenin demokratlarından, aydınlarından, devrimcilerinden elbette bir beklentimiz var. Bu işkenceyi durduracak olan onlardır. Adil bir ülkeyi inşa edecek olan onlardır. Dolayısıyla biz duyarlı tüm insanları, müvekkilimize yapılan bu işkencenin son bulması için mücadeleye çağırıyoruz.
Bu karar için herhangi bir uluslararsı mahkemeye başvuracak mısınız? Nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Avukat Doğa İncesu: Şimdi önümüzde bir Anayasa Mahkemesi süreci var. Biz bu cezanın bozulması için Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız. AYM’den lehe bir karar gelmezse ise AİHM süreci başlayacak bizim için. Hukuken en son aşamaya kadar müvekkilimizi savunacağız elbette. Bu karar er ya da geç bir yerlerden dönecektir.
Son olarak sizlerin eklemek istediği şeyler var mıdır?
Avukat Doğa İncesu: Müvekkilimiz işkencelerin ardından ayakta duramayacak haldeyken de 2 ağırlaştırılmış müebbet cezası verilirken de biz yanındaydık. Biz avukatları olarak asla müvekkilimizi işkencecilerin, hukuksuz kararların karşısında yalnız bırakmayacağız. Er ya da geç bu cezayı bozduracağız.