Bizimle iletişime geçin

Söyleşi

Fransız Komünist Partisi üyesi Alain Rouy: Bölünmek, bizlere ölümcül bir zehir, Macron’a ve Marine Le Pen’e en iyi armağandır

Fransa’daki seçim sonuçlarını değerlendiren Fransız Komünist Partisi (PCF) üyesi Alain Rouy, “Bölünmek, bizlere ölümcül bir zehir, Macron’a ve Marine Le Pen’e olabilecek en iyi armağandır. Şimdi umut vermek ve sol bir hükümetin emekçiler lehine acil tedbirler alabilmesi için mücadele etmek gerek: Bu hepimizin görevi!” dedi.

Bahattin Seçilir/İstanbul

9 Haziran’da Avrupa Parlamentosu seçimlerinde faşist partilerin yükselişi ile sonuçlanmış ve erken seçim kararı alınmıştı. Yükselen faşizme karşı seçimlerden sonra beş sol parti, Boyun Eğmeyen Fransa (LFI), Fransız Komünist Parti (PCF), Sosyalist Parti (PS), Avrupa Ekolojisi-Yeşiller (EELV) ve Yeni Anti-Kapitalist Parti (NPA) bir araya gelerek Yeni Halk Cephesi ittifakını kurdu.

Fransız Komünist Partisi (PCF) Villejuif Örgütü ve Parti Enternasyonal Sekreterliği üyesi Alain Rouy

30 Haziran ve 7 Temmuz tarihleri arasında yapılan Fransa genel seçimlerinin ilk turunu birinci bitiren faşist Ulusal Birilik Partisi (RN) kazanmıştı. Seçimin ikinci turunu ise sol partilerin oluşturduğu Yeni Halk Cephesi (NFP) birinci tamamlandı. Mevcut Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un partisi Rönesans ikinci sırada, faşist Ulusal Birlik Partisi (RN) üçüncü sırada yer aldı. Seçim sonuçlarını değerlendirmek için Fransız Komünist Partisi (PCF) Villejuif Örgütü ve Parti Enternasyonal Sekreterliği üyesi Alain Rouy ile konuştuk.

Merhabalar;

Sizce, Avrupa’da ırkçı-sağ söylem ve politikalarının geniş kitleler içinde taban bulabilmesini başlıca nedenleri nelerdir?

Alain Rouy: Tüm Avrupa Birliği’nde, ister muhafazakâr, ister sosyal demokrat hükümetler tarafından olsun, her yerde uygulanan aynı neoliberal politikalardır. Bu da, tüm bu ülkelerde yaşayan geniş kitleler için, kemer sıkma politikaları, satın alma gücünün azalması ve yoksulluğun artası demektir. Toplumun dönüştürülmesini öngören seçeneklerin mevcut olmadığı böyle durumlarda, artık tahammül sınırındaki insanlar, aşırı sağın yaşanan krizin sorumluluğunu göçmenlere veya Brüksel’in empoze ettiği politkalara yükleyen tezlerine daha duyarlı hâle geliyorlar, sanki her türlü sefilliğin sorumlusu bizzat kapitalist sistemin kendisi değil de ötekilermiş gibi. Geleneksel siyasî partilere güven kalmayınca, neden aşırı sağı da denemeyelim ki? Oysa bizler aşırı sağın sistemi asla değiştirmeyeceğini, muktedirlerin hizmetinde otoriteye dayalı kurallar koyacağını ve özgürlükleri kısıtlayacağını çok iyi biliyoruz.

“Aşırı sağ” olarak tabir bu ırkçı-sağ hareketlerin iktidarın kapısına gelip dayanmalarında sol güçlerin hataları oldu mu? Varsa eğer bunlara birkaç örnek verebilir misiniz?

Alain Rouy: Sol aşırı sağla ve onun ötekileştirici ırkçı düşünceleriyle her zaman mücadele etmiştir. İnsanlar sola sırt çevirdilerse, bu durum solcular sefaletin nedenleriyle mücadele etmekte, siyasî irade yokluğu nedeniyle yetersiz oldukları içindir. François Hollande’ın beş yıllık başkanlığı döneminde, solcu olduğu iddiasındaki hükümet, örnekse ”çalışma yasası” denilen El Khomry yasası ile sosyal haklara saldırarak seçmenlerinde hayal kırıklığı yarattı. Tüm bu çabalar, Macron’un sonradan emeklilik ve işsizlik yasalarını yürürlüğe koymasını sağladı.

İkinci tur seçimlerin ardından ortaya çıkan belirsizlik durumu, bir politik kriz durumu olarak adlandırılabilir mi?

Alain Rouy: Evet, Başkan Macron’un Ulusal Meclisi feshetmesinin ve genel seçimlerin sonuçlarını tanımamasının neden olduğu bir siyasî kriz yaşmaktayız. Bu da hem gerçekleri hem de demokrasiyi reddetmek anlamına geliyor. Aslına bakarsanız, tek adama akıl almaz bir güç veren 5’inci Cumhuriyet’in siyasî sisteminin krizidir bu. Yeni bir Cumhuriyet’in tesisi sorusu gündemdedir artık.

Yeni Halk Cephesi’nin (Macron ve temsil ettiği güçlerin tüm oyalama/yıpratma ve bölme çabalarına rağmen) hâlâ bir azınlık hükümeti kurma olanağı var mı?

Alain Rouy: Tam da şu dönemde yürütülmesi gereken mücadele budur işte. Hiçbir siyasî oluşum mecliste mutlak çoğunluğu sağlayamadığında, seçmenlerin beklentilerine cevap verebilmek için hükümeti kurma ve görüşülecek her yasa metnini tek tek pazarlık yaparak tartışma görevi, mecliste birinci konumdaki koalisyon güçlerine verilmelidir. Fransız halkının önemli bir çoğunluğu aşırı sağın iktidara gelmesini reddetti ve satın alma gücünün artırılmasını talep etti, emeklilik reformunun geri çekilmesini istiyor; yapılması gereken sendikalar vasıtasıyla Başkan üzerinde baskı oluşturmaktır ki, Yeni Halk Cephesi hükümet kurabilsin ve Fransızların taleplerine cevap verilebilsin.

Sizce, Yeni Halk Cephesi bölünüp parçalanmadan mevcut sorunların üstesinden gelebilir mi? Ya da, birliğini orta vade de sürdürebilir mi?

Alain Rouy: Yeni Halk Cephesi genel seçimlerde ve Meclis Başkanlığı oylamasında ortak aday çıkartarak sorumluluğunu üstlendiğini kanıtladı. Ortak programını uygulamak üzere görevlendirilecek Başbakan adayı bir isim üstünde de anlaşma sağlandı. Sol partilerin önümüzdeki zorluklara ve para iktidarının direnişine karşı koyabilmek için bu sorumluluk bilincini canlı tutması hayatî bir önem taşıyor. Birliğin sağlanması emekçilerin, halkın ve en önemlisi sendikaların harekete geçmesine bağlı. Bölünmek, bizlere ölümcül bir zehir, Macron’a ve Marine Le Pen’e olabilecek en iyi armağandır.

Son olarak, Gazete Patika aracılığıyla okurlarımıza ve demokratik kamuoyuna iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Alain Rouy: Aşırı sağın en fazla oyu almasını engellemeyi başaramadık. Şimdi umut vermek ve sol bir hükümetin emekçiler lehine acil tedbirler alabilmesi için mücadele etmek gerek. Bu yaz ve bu sonbaharda, harekete geçmek ve halkın taleplerine cevap vermek gerek: Bu hepimizin görevi!



Eylül 2024
PSÇPCCP
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
30 

Daha Fazla Söyleşi Haberler