Dersim’de kadınlar irade gaspına karşı Sanat Sokağı’nda bir araya gelerek, “Jin, Jiyan, Azadî”, “Kayyımlar gidecek, biz kalacağız”, “AKP halka hesap verecek” sloganları ile Dersim Belediyesi önüne kadar yürüyüş gerçekleştirdi
Belediye binası önünde konuşan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, kayyım politikalarının hem kadın, hem de Kürt düşmanı olduğunu vurguladı. 8 yıl boyunca iktidarın Kürdistan’da uygulamaya çalıştığı bu politikaları halkın hiçbir şekilde kabul etmediğini belirten Türkoğlu, “Bu kayyım politikalarının faşist, erkek egemen, cinsiyetçi, milliyetçi, ırkçı ve ayrımcı olduğunu teşhir etmeye devam edeceğiz” dedi.
Kayyım rejimine karşı en büyük mücadeleyi kadınlar olarak vereceklerini belirten Türkoğlu, kayyım politikalarının bir düşmanlık ve savaş hukukunun tezahürü olduğunu dile getirdi. Türkoğlu, şöyle devam etti: “Bir yandan Kürtlerle savaşıyor bu iktidar, bir yandan da kadınlarla savaşıyor. Bu toplumun güç olmasını engellemek isteyerek, karar mekanizmalarını ortadan kaldırmak isteyerek faşist tek adam rejimlerinin kayyımlar eliyle başta Kürdistan olmak üzere Türkiye’nin her yerinde hayat bulmasını istiyorlar. Onlar bir yandan inkar ederken, bir yandan halkın ve kadınların iradesini çalıyor. Bir yandan da emeğimizi, bütçemizi, yaşam ve yönetim hakkımızı da çalmak için bu politikaları hayata geçiriyorlar. Yolsuzluktan ranta, inkar ve savaş politikalarına kadar işte bunlar iktidarın kendini var etme biçimidir.”
22 Kasım’dan beri Dersim’in kayyımlara isyan ettiğini vurgulayan Türkoğlu, kadın dayanışmasıyla kayyımlara karşı mücadeleyi daha da yükselteceklerinin sözünü verdi. “Mücadele etmek zorundayız, çünkü kazanımlarımız gasp ediliyor. Çünkü eşit ve özgür yaşamdaki ısrarımızın modeli gasp ediliyor. Çünkü biz kadınlar eşit ve özgür yaşamak istiyoruz. Çünkü kayyımlar şiddeti ve inkarı besliyor. Nasıl ki 22 yıldır AKP iktidarı, kadın ve Kürt düşmanı politikalarıyla kazanımlarımızı hedef haline getiriyorsa; kayyım rejimi de gelir gelmez eşbaşkanlık sistemimize, kadın kazanımlarına ve kadın merkezlerine saldırıyor” diyen Türkoğlu, Kürdistan’dan Türkiye’ye kadın mücadelesinin kazanımlarını savunmanın en temel hakları olduğunu ifade etti.
Yıllarca bedeli ne olursa olsun mücadeleden geri adım atmadıklarının altını çizen Türkoğlu, “Kelepçe vurarak bizi ev hapsine gönderebilirsiniz ama düşüncelerimiz, kalbimiz, dayanışma ruhumuz, kadınların mücadele ruhu sokaklarda, meydanlardır. Bu mücadelenin önünde hiç kimse ne barikat olabilir ne de ket vurabilir. Buradan Birsen Orhan’a da selamlarımızı yolluyoruz. Onun direnişi, kadınların direnişidir; mücadelesi, kadınların mücadelesidir” dedi.
Kayyım politikalarıyla kazanımlarına saldıran bu iktidarın Suriye’de çeteler eliyle işlenen pek çok suçtan da sorumlu olduğuna işaret eden Türkoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Rojava’ya yönelik saldırı aynı zamanda Kürtlerin kazanımlarına, kadın devrimine yönelik bir saldırıdır. Kadın dayanışma ruhu bu mücadeleyi nasıl yükselttiyse ve bugün bir kazanım, statü haline gelmişse, bunda bedel ödeyen kadınların, Kürtlerin, sosyalistlerin ve feministlerin emeği vardır. Tıpkı Rojava’yı savunduğumuz gibi, bu topraklarda da kayyım rejimine geçit vermeyeceğiz. Asla razı olmayacağız, asla itaat etmeyeceğiz. Biz kadınlar ne olursa olsun mücadelemizi yükselteceğiz. İster zindana göndersinler, ister her türlü yasakla belediyeleri bizden almaya çalışsınlar, isterlerse hukuku sopa olarak kullansınlar bu belediyeler bizimdir, bu irade bizimdir. Bunu her yerde savunmaya devam edeceğiz.”
Akdeniz Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AYKAY-DER) Eşbaşkanı Suphiye Bayav, “Kayyımlarla bizi bitiremezler. Kayyımlarla korkutamazlar. Herkesin iradesi kabul edilmelidir. Kayyım, insanların iradesini gasp ediyor. Bunu kabul etmiyoruz. Alişêr ve Besêler nasıl baş eğmedi, biz de baş eğmeyeceğiz. 1990’larda Kürt köyleri yakıldığında bizi bitireceklerini düşünüyorlardı. Ancak Kürt halkı bugün de ayaktadır” ifadelerini kullandı.
Bir aydır alanlarda direndiklerini belirten Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Devrim Demir, “Kayyım rejimi her seferinde sandıklarda yenildi. Kayyım politikası halka hizmet etseydi, halk memnun kalırdı. Kayyımları seçerlerdi. Buna tek bir örnek yoktur. Halk kayyım politikasını sürdürülmesini istemiyor” dedi.