Bizimle iletişime geçin

Makale

Seyduna Şayda | Pembe Saten Etek

Kendi coğrafyamızda yaşanan katliamları, hukuksuzlukları, işkenceleri, şiddet, cinayet, tecavüz, istismar… Kendilerine dokunmamışsa bin yaşasındı, münferitti. Daha geçen hafta İbrahim öğretmenin öldürülmesi ile sendikalar ve toplum ayağa kalkmıştı. Haftası dolmadan 11 Mayıs’ta, daha 20 yaşında gencecik bir kurye işçisi ve öğrenci olan Ata Emre 6 ayrı suçtan kaydı bulunan 17 yaşındaki E.Ö. tarafından 25 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Sistematik bir hukuksuzluğun sonucu olarak bir hayat daha yok edildi.

Ama bizim daha önemli sorunlarımız vardı öyle ya. Eurovision 2024 şampiyonu Nemo’ya bir tepki gösterilmeliydi ve bu tepkiyi de Devlet Bahçeli’den daha iyi kimse veremezdi. “Birinci olan İsviçre’li erkek sanatçının tüylü ceket, bol makyaj ve pembe saten etekle yarışmada boy göstermesi utanç verici bir yozlaşmanın teyidinden başka bir şey değildir.”!

Bu açıklamayla etik değerlerimiz kurtuldu, vicdanımızın üzerine bir bardak soğuk su içildi. Yok soğuk su içtik buraya olmadı. Neyse sonuçta, öldürülen öğretmen ve gencecik birisine, istismara uğrayan çocuğa ve çocuğu suçlayan avukata, tarikat yuvalarındaki istismar ve cinayete, ev bulamadığı için intihar eden kişiye dönük açıklama yapacak, bunlara sebep olanlara “Yere batsın sizin ahlakınız” diyecek değil ya sonuçta koskoca kravatlı bir genel başkan.

Bu süreçte bir de Kamuda Tasarruf Tedbirleri açıklandı. Örneğin, taşıtlar konusundan (Lütfen ısıtmalı, masajlı lüks araçları görmezden gelelim) – savunma ve güvenlik hariç, kamuda personel servisi hizmetinin toplu taşıma olan yerlerde kaldırılması. Diğer cari harcamalar kısmında ise temsil ve tanıtma ödeneklerinde 2024 yılında %25 kesinti yapılması, devam eden yıllarda da bunun baz alınması. Diye paylaşıldı paylaşılmasına da o Merkezi Bütçeden yapılan toplantı ve organizasyon gideri de gündeme gelmiş mecliste. 2024’ün ilk üç ayında bu nevi işlere 1.488.750.000 lira harcanmış. Bahattin Bulut’un söylediğine göre. 2023 yılında Hazine kasasından aynı giderler için çıkan para 1.061.000.000 liraymış. Neredennn nereyeee? Diye sormazlar mı şimdi? Oran orantı yapıyorum işlem hatası veriyor. Denklem yazıyorum X ben eşitliğin öbür tarafına geçmem diye ayak diretiyor. Derken, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın söylemi yetişiyor imdadıma da işin içinden çıkıveriyorum. “13 aylık dönemde gıda fiyatlarında güçlü artışlar gerçekleşti bu gelişmede özellikle kırmızı et fiyatları öne çıkmıştır. Hizmet enflasyonunda asgari ücretin etkisi söz konusu.” Fatih bey haklı asgari ücreti yüksek istemesek bu fiyatlar yükselmezdi. Tabii bence emekli maaşları ve memur maaşları da gıda fiyatlarının yükselmesini etkiliyor.

Neyse toplantı organizasyon giderleri, araba filosu, 15.000.000 Audi A8, dakikası 23.000 lira, saati 1.004.000 lira, günlük gideri de 33,6 milyon lira olan saray giderlerini (Günlük masrafı 1.679 asgari ücrete denk) hesaba katmazsak “Kamu malına el uzatmak bizim nazarımızda ihanete eşdeğerdir.” diyen koca yürekli insanı da görmezden gelmeyelim diye düşünürken, bir anda dikkatimiz dışarıya kaydı:

Dünya gündemine oturan olay, İran lideri Reisi’nin içinde bulunduğu helikopterin düşüp, içindekilerle birlikte Reisi’nin de ölmesiydi. Büyük haber ise, bu zat için ülkede bir günlük milli yas ilan edilmesi oldu!

“Nasıl bilirsiniz”in cevabı; Şah Rıza Pehlevi’ye rahmet okuturcasına evin hapishanesinde bir gecede 800 kişiyi tek tek ölüme gönderen dört kişilik ölüm konseyinin üyesi olarak rejimdeki tüm görevleri boyunca, birçok Kürt ve muhalifi çocuklarının gözü önünde meydanlarda öldürtmekten geri durmayan, kadınları şeriat cehenneminde tüketen, Mahsa Amini ve birçok insanın işkencede öldürülmesini yasallaştırandı…Denecek biri için Milli Yas ilan edildi, iyi mi? Herkes kendine benzeyen için ağlar bu olsa gerek.

Kendi coğrafyamızda yaşanan katliamları, hukuksuzlukları, işkenceleri, şiddet, cinayet, tecavüz, istismar… Kendilerine dokunmamışsa bin yaşasındı, münferitti. Daha geçen hafta İbrahim öğretmenin öldürülmesi ile sendikalar ve toplum ayağa kalkmıştı. Haftası dolmadan 11 Mayıs’ta, daha 20 yaşında gencecik bir kurye işçisi ve öğrenci olan Ata Emre 6 ayrı suçtan kaydı bulunan 17 yaşındaki E.Ö. tarafından 25 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Sistematik bir hukuksuzluğun sonucu olarak bir hayat daha yok edildi.

13 Mayıs’ta ise manşetler bu sefer başka bir suçu yazdı; 13 yaşında bir çocuğa aralarında akranlarının da bulunduğu 15 kişinin istismarını. İstismar faillerini hınca hınç savunan avukatları Gülsün Doygun’da kendini gündemden düşürmedi tabii. “Bir kereden bir şey olmaz” diyen bakanın fikirdaşı olan Doygun, mahkemede çocuğun etek boyunu sordu, duruşma arasında A.A.’nın annesine cinsiyetçi hakaretlerde bulundu, yetmedi çocuğun adını ifşa etmekle tehdit etti sonra da pişkince failleri savunmaya devam etti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı, Adalet Bakanı ve Milli Eğitim Bakanı çıkıp konuya ilişkin bir açıklama yaptı mı? Cevabı yazmıyorum zaten biliyoruz.



Ekim 2024
PSÇPCCP
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031 

Daha Fazla Makale Haberler