Bizimle iletişime geçin

Makale

Ziya Derlen yazdı | Avrupa Parlamentosu Seçimleri ve Sonuçlar

Ukrayna’daki savaşın faturasını ikiyle çarpılan enerji fiyatları ve yüksek enflasyon ile ödeyen emekçileri bekleyen bu yeni dönemde, egemenler bu kez ekonomik ve demokratik haklar için mücadelenin önüne faşist bir hükûmet ve gerici bir parlamento koyma hazırlığı içindeler.

9 Haziran’da Avrupa Parlamentosu için 27 ülkede yapılan seçimlerde Fransa ve Almanya’da ırkçı partiler çok büyük bir ilerleme kaydettiler. Fransa’da Ulusal Birlik Partisi %30’u aşan oy oranıyla birinci parti oldu ve AP’ye 30 vekil yollarken, Macron’un partisi %14 oy oranıyla 13 vekil yollayabildi. Sosyalist Parti 13 vekil, İtaat etmeyen Fransa 9 vekil, Muhafazakârlar 6, Yeşiller 5 ve Zemmour’un neofaşist partisi 5 vekil yolladı. Almanya’da Hristiyan Demokratlar 29 vekil, ırkçı Almanya için Alternatif Partisi 14 vekil kazanan Sosyal Demokratlar’dan bir fazla vekil çıkararak ikinci parti oldu. Almanya’da seçime katılma oranı %65’e yaklaşırken Fransa’da bu oran 2019 seçimlerine göre 1,5 puan artarak %51,4 oldu. Tüm Avrupa’da katılım oranı ise %51 olarak gerçekleşti.

Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Cumhurbaşkanı Makron Fransız Parlamentosu’nu feshetti ve erken seçime gidileceğini açıkladı. Buna göre Fransa genel seçimleri birinci turu 30 haziranda, ikinci tur ise 7 Temmuz tarihinde yapılacak.

Macron’un bu kararı Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde şok etkisi yarattı. Birçok gazete bu kararı ”riskli”, Fransa’nın en ”belirsiz seçimleri”, sonuçları Fransa ve Avrupa’nın geleceğini belirleyecek seçimler olarak niteledi.

Beşinci Cumhuriyet döneminde, yani 1958’den günümüze dek Fransa’da beş kez erken seçim kararı alındı, ancak bu altıncı erken seçim kararı ilk kez bir Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından alınıyor.

Avrupa Parlamentosu seçimlerinin Fransa’daki sonuçlarına bakacak olursak, bu erken seçim kararından sonra ortaya çıkacak manzara pek de iç açıcı değil. Marine Le Pen’in ırkçı partisinin birinci parti olma ihtimali oldukça yüksek. Bu durumda Jordan Bardella’nın Başbakanlık koltuğuna oturması da oldukça muhtemel. Bu da Marin Le Pen’in rahat bir ortamda 2027 Başkanlık seçimlerine hazırlanması demek.

Macron, büyük olasılıkla Marine Le Pen’in partisinin bu denli kısa bir zaman dilimi içinde Fransız seçmenleri ikna edebilecek bir liste oluşturamayacağı tezinden hareket ediyor. Öte yandan Sosyalist Parti’nin, İtaat Etmeyen Fransa’nın önüne geçmesini de bir avantaj olarak değerlendiriyor olmalı. Her halükârda Fransız seçmenin önüne zor bir seçenek koymakta kararlı: Benim gibi merkezde mi oy kullanacaksınız, yoksa sağ uçtaki ırkçı popülistlere mi vereceksiniz oyunuzu? Macron’un iddiası bu olmalı. Bir yandan da muhafazakârlara da göz kırpmakta ve onları kendisiyle ittifaka zorlayarak Ulusal Birlik’in iktidara gelmesini engelleme seçeneğini koymakta. Tüm bu hesapların yanlış çıkması durumunda ise Fransa’nın nur topu gibi ırkçı bir hükûmeti olacak.

Bundan daha beter bir hesap yapmış olma ihtimali de var Macron’un. Belki de Ulusal Birlik’in bu seçimlerle iktidara gelerek, 2027’deki başkanlık seçimlerine kadar yıpranacağı hesabını yapıyor.

Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere özellikle göçmen ve emekçi sınıfını çok zor günler bekliyor: Uluslararası malî sermayenin kaos yönetimiyle dayattığı bir yoksullaşma dönemi. Ukrayna’daki savaşın faturasını ikiyle çarpılan enerji fiyatları ve yüksek enflasyon ile ödeyen emekçileri bekleyen bu yeni dönemde, egemenler bu kez ekonomik ve demokratik haklar için mücadelenin önüne faşist bir hükûmet ve gerici bir parlamento koyma hazırlığı içindeler.



Eylül 2024
PSÇPCCP
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
30 

Daha Fazla Makale Haberler