Bizimle iletişime geçin

Analiz

Muaz Doğan yazdı: Yeşil Sol Parti: Bir Analiz

Kürt karşıtlığının bu topraklarda sağı, kadın düşmanlığını, doğa talanını üretiyor oluşu gün gibi açıktır ve bu karşıtlık Cumhuriyet tarihi boyunca bir süreklilik arz etmektedir.

Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) açılan kapatma davasına karşı bir tedbirin adı olan Yeşil Sol Parti, farklı gerilim momentlerinin diyalektik bir istasyonu gibi görünmektedir. Bu istasyonda karşı karşıya gelen uğraklar, bugün Kürt Özgürlük Mücadelesi’nin hem kendi iç çatışmalarını hem de ona yönelen daha dışsal denilebilecek unsurları kapsamaktadır. İç çatışma şöyle ifade edilebilir; Kürt Özgürlük Mücadelesi içinde gelişen partilerin, içinde “sol” geçen bir parti ismini tercih edişi sık karşılaşılan bir durum değildir. Bu durum, mücadelenin sola yönelik eğiliminin zayıflığıyla ilgili değil sosyolojisinin durumuyla ilgilidir, bir tür reel politiktir. Reel politik, Kürdistan sağcıdır anlamına da gelmez, en fazla Kürdistan’da sağ güçlüdür gibi bir durum tespiti anlamına gelir. Güçlü sağa rağmen içinde sol geçen bir ismin tercih edilmesinin nedenleri üç başlık altında saptanabilir:

İlkin, siyaset kurumu (Kürt Özgürlük Mücadelesi) bir dönüşümü arzuluyor olabilir. Reel politik, reel olana mıhlanmak demek değildir ve bir tedbirin kısa vadeli sonucu olarak ortaya çıkan partinin içinde sol geçen bir adı tercih etmesi, daha uzun vadeli bir dönüşümün işaret fişeği olabilir, olması murat edilir. İkincisi, bu “sol” tercih Kürt Özgürlük Mücadelesi’ni solda görmeyen çeşitli eleştiri biçimlerine bir cevap olabilir. Bu durum aynı zamanda Kürt Özgürlük Mücadelesi’nin, sorumlu bir duruş noktasını göz ardı etmeyen haysiyetli solun eleştirilerine kulak kabarttığı anlamına gelir.  Üçüncüsü, kamusal alanı, yurttaş etkinliğini, politik mücadelenin zeminini çok içeriden belirlemekte olan Türkiye’deki yeni devlet nizamına karşı bir politik duruş noktası tayin etme anlamına gelir ki asıl önemli olan da budur. Kürt Özgürlük Mücadelesi yapısal zorun etkisiyle tarihsel anlamına doğru genişlemektedir. Bu tarihsel anlam tereddütsüzce sınıfsal karakterlidir ve dolayısıyla solcudur.

Girişte ifade edilen içsel gerilimi tespit etmek için ise “sol” adından önce gelen “yeşil” ifadesini analiz etmek gerekir. Bu analiz bizi diyalektik istasyonda karşı karşıya gelen diğer uğrağa, dışsal unsura da taşıyacaktır. “Yeşil” adı ilkin Kürt Özgürlük Mücadelesi’nin teorik çerçevesi içindeki (Demokratik Konfederalizm) ekoloji vurgusuna bağlıdır. İkinci olarak bu ad, mücadelenin uzun yıllardır gelişmekte olan Avrupa ayağıyla ve Avrupa demokrasisiyle ilişkilidir. Avrupa demokrasisi ya da liberalizmi içinde “yeşil” adı sınıf siyasetine ilgisizdir ve kimlik siyasetine duyarlıdır. Bu tür bir siyaset büyük “karşıtlığı” (Hegel, Marx) terk edip “farka” ilgi duymaktadır, tereddütsüzce sınıf karşıtıdır ve dolayısıyla liberaldir. Üçüncüsü, mücadelenin teorik çerçevesi içindeki ekoloji vurgusuna bağlı olan bu ad, içinde geliştiği toplumun (Avrupa) maddi ilişkilerinin ve yapısal unsurlarının etkisiyle teorik çerçeve içinde daha radikal bir vurguya sahip ekoloji unsurunu bükmüş ya da zayıflatmıştır. Bu adın bu haliyle parti ismi içindeki vazifesi solun aleyhine bir tür dengeleyiciliktir.

Yeşil ve Sol Parti adında temsil bulan ve girişte dile getirilen gerilim bu iki adın taşıdığı tarihsel ve aktüel anlamlara ilişkindir. Kürt Özgürlük Mücadelesi iç gerilimini böylece ad’ına taşımıştır ve bu bir tür şeffaflaşmadır. Şeffaflaşmanın, “yeşil”e doğru bir siyaseti değil, mücadelenin bu gerilimleri soğuk kanlı bir yüzleşmeyle ele almasını ve büyük karşıtlığı terk etmeyen bir siyaseti hazırlaması murat edilir.

Bu ara sonuçtan girişte bahsedilen dışsal unsura geçiş yapılabilir. Dışsal unsurla, Türkiye’deki çeşitli sol grupların Kürt Özgürlük Mücadelesi’ne yönelik eleştirileri kast edilmektedir. Bu eleştiriler “yeşil” adının analizi sırasında ortaya çıkan politik ve teorik tutumlara ilişkindir. Eleştirilerin isabet ettiği kimi haklı durumlar bulunmaktadır. Fakat yeşil adının handikaplarını da içerip aşan bir sertlik ve belirleyicilikteki tarihsel gerçeklik ortadır; Kürt karşıtlığı sol üretmez. Kürt karşıtlığının bu topraklarda sağı, kadın düşmanlığını, doğa talanını üretiyor oluşu gün gibi açıktır ve bu karşıtlık Cumhuriyet tarihi boyunca bir süreklilik arz etmektedir.

Kürt ve Kürdistan karşıtlığını kimlikçilik, emperyalizmle işbirliği, enternasyonalizm karşıtlığı gibi belli başlı kategorilerle ilişkilendiren ve bu eleştirileri koyun melemesi gibi tekrar eden oluşumların daha ileri bir solculuk üretememesi bu süreklilik unsurunun diyalektik bir geri dönüşle bu oluşumları da belirlemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Şeffaflaşmanın Kürt Özgürlük Mücadelesi aktörlerini bir yüzleşmeye hazırlaması gibi bu süreklilik unsuru da Türkiye solu içindeki çeşitli aktörleri kendi yüzleşmelerine maruz bırakması umut edilir.



Eylül 2024
PSÇPCCP
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
30 

Daha Fazla Analiz Haberler