Bizimle iletişime geçin

Makale

Anton Ekmekçi Yazdı: Akıllı Makinelerin Evrimi ve Teknoloji Merkezli Paradigmalar Üzerine- 2

Kapitalist modernite bir varoluş krizi yaşamaktadır. Gelecekte elektronik mutasyona uğrayan akıllı makinelerin, özelde işçi sınıfının, genelde insan yaşam üretme etkinliğinin yerine geçeceğini iddia ederek, sonsuza dek sürecek olan bir kapitalizm tasarlamaktadırlar.

Geleceğin zeki makineleri, kapitalist uygarlığın çöküşüne engel olamayacaktır. Yapay zeka üzerinden estirilen ideolojik saldırılar, liberalizmin gelecekte kendi varoluşuna güvenilir sığınaklar arayışında olduğunu bizlere gösteriyor. Geleceğin sığınaklarını yalan, manipülasyon ve dezenformasyon ile dolduran burjuva ideologlar, böylece mülkiyetin sonsuz olduğuna dair bir tanrısal algı yaratmak istemektedirler…

Bu paradigma sahipleri, bilimi ise özel ideolojik savaş aracı olarak kullanmaktadırlar. Bu yeni sermaye felsefesi, postmodern zamanlarda bilginin iş bölümü ve uzmanlaşma sebebiyle hücrelerine ayrışması ve yabancılaşıp parçalanan insan bilinci gerçekliğinden beslenmektedir.

Kapitalist modernite bir varoluş krizi yaşamaktadır. Gelecekte elektronik mutasyona uğrayan akıllı makinelerin, özelde işçi sınıfının, genelde insan yaşam üretme etkinliğinin yerine geçeceğini iddia ederek, sonsuza dek sürecek olan bir kapitalizm tasarlamaktadırlar. Küresel zenginliklerin bir avuç azınlığın tekelinde olduğu asalak sınıfların varoluş krizidir bunlar. Tek ellerde toplanan dünya sermayesinin, uzak gelecekteki kâr hırsının, üretim araçları üzerindeki özel mülk tahakkümünün ve savaş lümpeni yaşam tarzının sonsuza kadar garantiye alınması kaygısının ürettiği psiko-sosyal fikirlerdir bunlar.

Üretimdeki makineleşmenin, işçi sınıfının önemini azalttığı yönündeki tezler, yakın geçmiş zamanda Paris caddelerinde, “Sarı Yelekliler” hareketiyle ayaklar altına alındı. Avrupa’nın göbeğinde devasa makinelere, sayısız polis ve atlı jandarmaya rağmen tekellerin saltanatını sarsanlar bizzat maddi emek üreticisi yığınlardı. Tekelci haydutları korku ve paniğe sürükleyen bu emek yoğunluklu hareket, postmodern paradigmaları olumsuzlayan özellikler gösterdi. İnsan unsuru olmadan makinelerin üretim sürecindeki rolü tek başına kapması ve örgütlemesi meselesi problemlidir. Hammadde, ulaşım, üretim ve pazarlama süreçlerinde insan emeğine dayanan bir dizi etkinliğin yanında planlama ve irade olmadan, inorganik fizik mekaniğinin bu boşluğu dolduracak yetenek göstermesi, iyi bir bilim kurgu hikayesine konu olabilir ancak. İktisadi üretim yasalarının tarihsel bir evriminin niceliksel sonuçları olan robot kollar, üretimin tarzını ve dolayısıyla toplumsal ilişkileri değişime zorlarken, direk ve indirek yollardan insanla ilişki kuramama haline, yani insana rağmen insandan arındırılmış üst bir zihinsel evreye geçiş yapamazlar.

Her seferinde yeniden insan çoğunluğuyla kararlı bağlarla eklemlenemeyen sistemlerin, tarih yapıcısı özelliği göstermesi mümkün değildir. Teknoloji merkezli postmodern paradigmalar, bilimsel sosyalizmin sübjektif cepheden olumsuzlama çabasına hizmet etmekle birlikte, bizzat ana maddesi insan olan İktisat biliminin temel yasalarının kökten reddine de yaslanır. Böylelikle en genel anlamda sadece insan etkinliğini değil, bizzat kendisinide toplumsal tarihin yapıcı ortak öğesi olmaktan ayrıştırır. Toplumlar tarihinin bütün sosyoekonomik formasyonlar sürecinin yasalarının öznesi/ana çimentosu olan insan etkinliğinin yerine sadece makineleri koyar. Ve böylelikle tarihin dışına itimlenmiş insana rağmen bir iktisat kurgular.

Yapay zekanın ve taşıdığı mekanik gövdenin emek ile olan aktüel bağını koparmakla kalmaz, aynı zamanda bunların emekle olan çileli tarihsel bağını da inkar eder. Bu türden kuramlar gittikçe maddi gerçek dünyadan koparak, zihinlerde Komünizme karşı çılgınca yükselmeye devam eden felsefi bir silaha dönüşürler. “Manipülatif teknoloji fahişeliği” de yapıyor diyebileceğimiz bu ideologlar, karşıt oldukları halk sınıflarını tarihten ötelemeye çalışırlarken, aslında kendilerini tez elden tarihsizleştirirler. Gerçek dünyanın devinen yasalarından bir haber ve ampirik alan denetimine dair algılama yeteneğinin dumura uğradığı yığınlar içerisinde bu fikirler yaşam bulmaktadır. Bilgiyi geleneksel dünyanın esaretinden kurtarmak için, bizim öncelikle köhnemiş olan bilgiye bakış açımızdan kurtulmamız gerekir. Yapay zeka alanındaki gelişmeler felsefi olarak, uzun erimli bir nihai vuruş olarak tasarımlanmaktadır. İşçi sınıfının gelecekte statüsünün parçalanarak varoluşsal bir yıkıma uğrayacağı yönündeki sübjektif tespitler, yerini bu yönlü güçlü arzulara bırakmaktadır.

Bu beyin fırtınasına göre, böylelikle işçi sınıfı varoluşunun bir önkoşulu olan sermayeden nihai bir kopuş yaşayacak, milyonlarca yıllık bir etkinlik olarak emek değersizleşecek, her ne kadar emek öğesinin bir miktarı duygusalımcı ve sosyal hizmet sektörü gibi yeni üretim ihtisas alanlarının emek faktörüne dönüşecekse de uzak olmayan bir gelecekte akıllı makineler tarafından oradan da rol kapmaya uğratılacakları iddia edilir. Böylelikle gelecekten gelen akıllı makineler üzerinden, âdeta ebedi bir kapitalizm hayal edilir. Kâr ve üretim hırsının yaptığı yeni bir tanrıya dönüşme eğilimleri olan fikirlerdir bunlar. Tanrı metanın yıkıcı fanatizmine dönüşen bir çılgınlık öyküsü, böylece karmaşık ve akıllı makineler üzerinden fırtınalar koparılarak dünya halkları için yeni bir felsefi tehdide dönüştürülmektedir…



Kasım 2024
PSÇPCCP
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930 

Daha Fazla Makale Haberler