Yadigar Aygün/ İstanbul
Türkiye’de erkek şiddeti giderek artıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) verilerine göre 2024 yılında 396 kadın katledildi. Artan erkek şiddetine karşı 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Türkiye’nin pek çok yerinde kadınlar sokaklarda olacak. Kadın örgütleri, kadına yönelik artan erkek şiddetini, şiddetin önlenmesi için neler yapılması gerektiğini gazetemize değerlendirdi.
İktidar failli cesaretlendiriyor
Emekçi Kadınlar (EKA) adına konuşan Ezgi Yergin, AKP-MHP iktidarının dinci-gerici kadın düşmanı politikalarının erkek şiddetini artırdığını vurguladı. Yergin, “Kadına yönelik artan şiddetin temelinde, öncelikle erkek egemen devletin dinci-gerici politikaları yer almaktadır. Kapitalist sistem ve ataerkinin birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğu bu düzende, cezasızlık politikaları şiddetin çeşitli biçimlerini her geçen gün büyütmektedir. Mevcut dinci-gerici iktidar, her gün kadın düşmanı politikalarıyla sahneye çıkmakta, kadınları katleden erkekleri, aileyi, babayı ve eşi adeta ödüllendirmektedir. Kadınların şiddete karşı mücadelesini yürütenleri ise gözaltı ve tutuklama tehditleriyle baskı altına almaktadır” dedi.
‘Hiçbir yasanın etkin bir şekilde uygulanmadığını görmekteyiz’
Yergin, kapitalist sistemin, egemenlerin erkek şiddetini artırdığına dikkati çekti. Yasaların etkin bir şekilde uygulanmadığını belirten Yergin, “Kapitalist toplumda kadının konumu, ikincil ve ezilenin ezileni durumundadır. Egemen olan burjuva devlet hukuku, egemen akıl doğrultusunda şekillendirilir. Yasalar ve sözleşmeler, hepsi erkek egemen sistemin çıkarına göre dizayn edilmiştir. Mevcut yasaların uygulanmadığını her gün yanı başımızda bir kadın katledilirken görmekteyiz. Yasalar, kadınlar dışında; erkekleri ve kutsal aileyi korumaya devam etmektedir. Elbette ki erkek şiddetini önlemek için yasaların önemi vardır ancak bu kokuşmuş ve çürümüş düzende hiçbir yasanın etkin bir şekilde uygulanmadığını görmekteyiz. Bu gerçekliği görerek, asıl mücadele hattını oluşturmak esastır. Kadınlar olarak haklarımız için dur durak bilmeden mücadele edeceğiz, ancak esas kurtuluşun bu toplumsal sistemi yıkmaktan geçtiğini görerek hareket etmeliyiz. Çünkü bu sistem her gün şiddeti üretmektedir ve ataerkil yapısı nedeniyle kadını toplumun dışına itmekten, ezilenin ezileni konumuna getirmekten asla vazgeçmeyecektir” diye konuştu.
‘Yasalar ve sözleşmeler, pratikte hiçbir zaman etkin bir şekilde uygulanmamıştır’
Yergin, AKP’nin İstanbul Sözleşmesi’ni fesih etmesini hatırlatarak, yasaların etkin bir şekilde uygulanmadığını belirti. Yergin, “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa, kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli adımlar olmuştur. Ancak bu yasaları imzalayan dinci-faşist iktidar, çok kısa süre içinde İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etmiştir. Bu yasalar ve sözleşmeler, pratikte hiçbir zaman etkin bir şekilde uygulanmamıştır. 6284’ün etkin bir şekilde uygulanması çağrısı yapıldıkça, her gün daha fazla kadın katledilmekte, şiddete uğramaktadır. Erkek egemen kapitalist sistemde, kadınların şiddetten korunması ve yaşamlarının güvence altına alınması, yalnızca bir sözleşmeden çok daha fazlasını ifade etmektedir. Kadın özgürlük mücadelesi, her aşamada siyasal ve toplumsal bir devrim sorunu olarak kendini göstermektedir” dedi.
‘Kadınların isyanı dünyaya yayılıyor’
Yergin, erkek egemen sisteme karşı, erkek şiddetine karşı tüm kadınları sokaklara, alanlara çağırdı. Yergin, “Yasalar ve sözleşmeler kağıt üzerinde kalmışken, kadın özgürlük mücadelesini belirleyen yer sokaklar olmuştur. 25 Kasım’a günler kala, emekçi, işçi ve genç kadınlara çağrımızdır: Erkek egemen sistemde kadınlar olarak düşlerimiz, hayallerimiz, geleceğimiz ve hayatlarımız zorla elimizden alınırken, şiddet dolu evlere, okullara, iş yerlerine mecbur bırakılıyoruz. Sokaklarda, evlerde ve iş yerlerinde güvende olmadığımız bu sisteme karşı, dünyanın her yerinde isyanın sesini büyütmeye, bu isyanı en önde haykırmaya davet ediyoruz. Bugün, kadınların isyanı ‘Jin, Jiyan, Azadi’ sloganlarıyla tüm dünyada yayılmaktadır. Her türlü şiddete, baskıya ve savaşa karşı, şiddetsiz, savaşsız ve sömürüsüz bir dünyayı kurmak için tüm kadınlara sesleniyoruz: Sesimizde isyan, isyanımızda yaşam var! Bütün kadınları, 25 Kasım’da sokakları dinci faşizme dar etmeye ve isyanı büyütmeye davet ediyoruz” diye konuştu.
‘AKP kadınların kazanılmış haklarına saldırıyor’
Demokratik Kadın Hareketi (DKH), AKP iktidarının kadın kazanımlarına saldırdığını söyledi. İktidarın failleri cesaretlendirdiğini belirten DKH, “Bu iktidar kadınlara yönelik önleyici var olan hiçbir yasayı uygulamamakadır. 21 yıllık iktidarları boyunca kadınların kazanılmış haklarına saldırmakta binlerce kadının hayatını ve yaşamını ilgilendiren, kazanılmış haklarını garanti altına alan İstanbul Sözleşmesi, tek adam tarafında bir gece yarısı bir kararname ile fes edilebilmekte ve 6284 sayılı yasa tam anlamıyla uygulanmamaktadır. İktidara eliyle ve söylemleriyle kadına şiddetin boyutu maalesef artmış durumda. Caydırıcı yasalar olmasına rağmen uygulanan cezasızlık politikası erkeleri cesaretlendirilmekte, kadına her alanda şiddet boyutu arttırmaktadır. Evde, işyerinde, sokakta kısacası yaşamın her alanında iktidar ve yargı eliyle erkekler daha da cesaretlendirilmektedir. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken İstanbul Sözleşmesi’ni fes eden 6284’ü tam anlamıyla uygulamayan ve tartışmaya açan bu iktidar, faile iyi hal ve tahrik indirimi yaparken, 2024’ün ilk 9 ayında 295 kadının erkekler tarafından katledilmesine 184 kadın ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmesine neden olmuştur. Bu da aslında iktidarın kadına bakış açısını net bir şekilde ortaya koymaktadır” diye belirtti.
‘Bağımsız yargıya ihtiyacı var’
DKH, cezasızlık politikasının erkek şiddetini arttırdığına dikkati çekti. Erkek şiddetine karşı mücadele çağrısı yapan DKH, “Kadına yönelik erkek şiddetin önlenmesi için ancak ve ancak caydırıcı cezalar ve bunu uygulayacak bağımsız yargıya ihtiyacı var. Tahrik, iyi hal indirimi, kadının rızasının aranması erkeleri cesaretlendirmekte. Bir kadının erkek tarafından şiddete uğraması ya da katledilmesi için tanımasına gerek yok artık. Bu cezasızlık politikasından aldığı cesaretle hiç tanımadığı bir kadını sokak ortasında katledebiliyor, taciz edebiliyor. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için ivedilikle İstanbul Sözleşmesi’ne tekrar dönülmesi 6284’ün tam olarak uygulanması gerekmektedir. Her yıl olduğu gibi bu yılda tüm kadınları kadın katillerine, kadınların iradesine atanan kayyımcı anlayışlara, çocuk istismarcılarına, LGBTİ+ nefretini körükleyenlere, hayvan haklarına yönelik çıkarılan katliamcı yasalara karşı sokaklarda olmaya, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” dedi.