Rusya emperyalizmi (Rusya ulusları ve halkları değil, Rusya’nın iktidardaki egemen sınıfları!) Ukrayna’ya karşı işgalci bir saldırı, gerici bir savaş başlattı. Bu işgalci saldırganlık/savaş, hiçbir gerekçeyle haklı, meşru ya da anlaşılır olamaz, değildir de. Burası kesin, bunda hiçbir tartışma yürütülemez. Yani, işgalci saldırganlığın emperyalist gericiliğe dayanan gerçek sebepleri, iç yüzü, karmaşık çelişkileri, kaynakları vb. üzerine açılacak hiçbir paragraf, işgalci saldırganlık ve gerici savaşı anlaşılır kılmaz. Yürütülecek tüm tartışmalar veya açılacak parantezler emperyalist gerici işgal, savaş ve saldırganlığa karşı ehven durma anlamına asla gelmez. Bu meselede yanlış anlaşılmaya yol açmamak için tekrar edelim ki, emperyalist gerici savaş, saldırganlık ve işgale karşı çıkmak, her bakımdan tartışmasız bir görev, tarihsel bir sorumluluk ve bilimum gericiliğe karşı savaşanların ertelenemez bir tutumu olarak her tartışmanın dışındadır…
İşgalci saldırganlığın vesilesi ve amacı nedir?
Gerçeği doğru anlamak için, gerici savaş ve işgalin neden gerçekleştirildiği sorusuna yalın biçimde yanıt vermek gereklidir. Neden, hangi vesilelerle ve ne amaçla gerçekleştirildi bu işgalci gerici savaş? Meselenin açık yüzünde de kapalı yüzünde de emperyalist hegemonya dalaşının olduğu alenen görünmekte, izlenmektedir. Daha somut olarak Rusya emperyalizmi ile ABD emperyalizmi (AB’li emperyalistleri de buna eklemek gerek) bir nüfuz ve hegemonya çatışması içindedir ve Ukrayna bu çatışmanın aktüel bir minderi olarak kullanılmaktadır. ABD emperyalizminin Rusya emperyalizmine dönük kuşatma-kısıtlama planıyla yürüttüğü strateji ve Rusya emperyalizminin bunu boşa çıkararak emperyalist çıkarları doğrultusunda yanıt vermesi, Ukrayna’nın işgal edilmesine yol açmıştır ya da edilmesinde asıl sebep olarak rol oynamaktadır. Temel neden budur… Ukrayna mevcut Zelensky iktidarının ABD emperyalizmi-NATO-AB yanlı politika izlemesi de bu saldırganlığı gündeme getiren başka bir vesiledir.
Bu vesile zemininde, Rusya emperyalizminin amacı; ABD emperyalizminin kendisini kuşatıp sıkıştırmaya dönük temel stratejisini boşa çıkarma ve ABD komutasındaki NATO’nun kendi komşusu-çevresindeki ülkelere kadar sirayet etmesini önleme esasına dayanırken, somut hedefi ise Ukrayna’da ABD ve AB yanlısı Zelensky iktidarını düşürüp kendisine bağlı bir iktidar tesis etmektir. Ve Rusya emperyalizmi bu hedefine bir biçimiyle ulaşmadan işgal ve savaşı bitirmesi biraz zordur. Bu durum savaşın uzamasına bir işaret iken, Zelensky iktidarının çekilip çekilmemesi işgalin uzayıp uzamamasında kilit noktadır. Muhtemel görülen şey, bir süre daha savaşın süreceği ve belli bir zaman sonra Ukrayna’da “demokratik seçimlerin’’ yapılmasının kabul edilerek bu iktidar değişiminin yolunun açılması olarak görülmektedir. İkinci ihtimal, Zelensky’nin aldığı emperyalist destek zemininde çekilmeyerek veya seçimleri kabul etmeyerek, savaşın daha tahripkar biçimde devam edip dünyanın daha büyük savaş tablosuyla tanışmasına yol açabilir. Rusya emperyalizminin başlattığı işgal ve savaştan, hedeflerine ulaşmadan geri adım atması oldukça zor görülmektedir ki, bu durumda ya Zelensky çekilerek seçimlere gitmeyi kabul edecektir ya da savaşın uzayarak büyümesi gündeme gelecektir.
Meselenin özü ABD ile Rusya emperyalistleri arasındaki dalaş-çatışma olduğuna göre, savaşın uzun sürme potansiyeli ve uzun sürecek bir savaşın dinamikleri de yeterince var demektir. ABD emperyalizmi Suriye’de Esad iktidarını deviremedi. Bunda Rusya emperyalizmi başat rol oynadı ve Esat iktidarı bu iki emperyalist güç arasındaki çatışmanın bir sembolü oldu adeta. Nitekim Rusya başarılı, ABD başarısız oldu Suriye’de. ABD emperyalizmi için Ukrayna Suriye’nin rövanşı olacak, böyle telakki edilip ele alınacaktır. Dolayısıyla Ukrayna-Zelensky iktidarının desteklenmesi ABD için temel stratejik bir tutum olarak en etkin biçimde gündemde olacaktır. ABD’nin hedefi Zelensky iktidarını ayakta tutmak, Rusya’nın hedefi onu değiştirmek olacaktır. İşte mesele burada renk vermektedir. Esat gitmedi, buna karşı Zelenksy giderse, ABD Rusya karşısında ikinci ‘’yenilgisini’’ almış olacaktır. Kısacası Zelensky iktidarının gitmesi veya kalması bu savaşın kaderini belirleyen bir halka veya vesile olarak önem taşıyacaktır…
Zelensky iktidarı veya Ukrayna burjuvazisinin işgale karşı savaşması haklı ve meşrudur. Bunda bir sorun yok. Ancak, yaşanan savaşın niteliği, amaç ve sebepleri önemlidir. Bu anlamda, Ukrayna işbirlikçi gerici burjuvazisinin işgale karşı mücadelesi işgal karşıtlığı zemininde haklı olmakla birlikte, Ukrayna’da cereyan eden savaşın aynı zamanda bir vekalet savaşı olduğu, iki emperyalist güç adına yürütüldüğü, onların çıkar ve stratejileri esasında yürütüldüğü ve Zelensky iktidarının fiilen ABD-AB emperyalistleri adına rol oynayıp bu gerici dalaşın bir parçası, bir aktörü olarak emperyalist gerici çatışmaya ortak olduğu da gözden kaçırılmaz. Dolayısıyla, birinci mesele işgal ve buna karşı mücadele tutumunda ele alınması gerekirken, ikinci mesele de bu savaşın emperyalist güdümlü gerici bir savaş olduğunda mütalaa edilmesi gerekmektedir.
Bundan hareketle, işgale karşı çıkmakta asla tereddüt edilmezken, orada emperyalist güdümlü gerici bir savaşın olduğu gerçekliği ve elbette bütün bu gelişmelere yol açan diğer emperyalistlere de kayıtsız kalınamaz. Onların savaş kışkırtıcılığına ve bütün bu süreçteki rollerine göz yumulamaz. Yani, işgale karşı çıkmak, diğer emperyalist güçlerin rollerini görmemezlikten gelmeye yol açmamalı, bilakis onların birinci dereceden rol ve sorumluluk sahibi oldukları bilincinden hareket edilmelidir… Her halükarda yaşanan işgalin gerici bir saldırganlık ve yaşanan savaşın da emperyalist strateji ve dalaş ekseninde gerici bir savaş olduğu tespit edilmek durumundadır. Tutum ve tavrın bu kapsamda ele alınması ve tek yanlı olarak işgal karşıtlığına indirgenme den emperyalist barbarlığa karşı mücadele zorunluluğu ve bilincine işaret etmek doğru olandır.
ABD, AB, NATO’cu güruhun tümü topyekûn Rusya emperyalizmine karşı tavır alıp, işgali gerekçe ederek kendi gerçek yüzlerini gizlemeye, yaşanan gelişmeler deki sorumluluklarını unutturmaya çalışmaktadırlar. Bütün kötülüklerin sebebini Rusya olarak göstermektedirler. Oysa, Rusya emperyalizmi kadar, saldırganlık ve işgallerde daha fazlasını onlar gerçekleştirmekte. Rusya emperyalizmi ve işgali asla hoş gösterilemez ama diğer emperyalist haydutlar da masum olmayıp en az Rusya emperyalizmi kadar kötülüklerin kaynağıdır. Afganistan’dan, Libya’ya kadar onlarca işgal, savaş ve kıyım gerçekleştirenler bunlar değilmiş gibi davranmaları gerçeklikleri unutturamaz. Afganistan, Irak, Suriye, Libya… Bu duyarlı Batı neden o işgallerde kafasını kuma gömmüştü? Neden Aylan bebeklerin denizden dışarıya vurmuş ölümlerinden-katledilmeleri neden bir sorumluluk duymadılar ve duyarlı olmadılar. Kısacası, işin özü gerici çıkarlardır; Ukrayna işgaline karşı çıkma tutumları sahte ve iki yüzlücedir. Bizzat işgalci, katliamcı olanların Rusya emperyalizminin işgaline karşı çıkması samimi ve dürüst değildir.
Dikkate değer konulardan biri de şu: Bizzat savaşan Rusya ve Ukrayna işgali-savaşı bitirmek için müzakereler yaparken; ABD, AB ve NOTO’cu bloğun tümü ve bütün emperyalist-kapitalist güçler, silah gönderme, tehditler savurma, taraflardan birini destekleme vb. zemininde savaş kışkırtıcılığı yapmaktan geri durmaktadırlar. Bu, onların silah stoklarını eritmeye dönük gerici gayretleriyle birlikte, savaştan-kandan beslendiklerini gösterir; savaş tamtamları çalmaları bunun ürünüdür.
Yaşanan işgalin niteliği nedir, nasıl okunmalıdır?
Yukarıda değindiğimiz üzere, Rusya emperyalizminin somut amacı-hedefi ya da hedeflerinden biri, Ukrayna’da ABD-AB yanlısı işbirlikçi Zelensky ve iktidarını düşürmek ve yerine kendisine bağımlı (ya da nötr) bir iktidar kurmak, kurulmasını sağlamaktır. (Ki, bu da ABD’ye karşı geliştirdiği hamleden bağımsız değildir.) Dolayısıyla giriştiği işgal bu hedefine bağlı olarak, Ukrayna’nın topraklarını ilhak etmeye dönük değil, siyasi iktidarı değiştirmektir. Yani, ilhaka dayalı bir işgal değil, askeri-siyasi bir işgaldir. Hedefleri de siyasi iktidarın değiştirilmesidir, Ukrayna’dan toprak almak, ilhak etmek değildir. Rusya emperyalizmi hedefine ulaştıktan, yani iktidarı değiştirdikten sonra Ukrayna’dan çekilecektir; ama bu onu şirin göstermez. Bilakis gerçekleştirdiği her katliamın kanı ellerindedir ve suçludur.
Dahası, fiili işgallerine son vermiş olsalar da yarı-sömürge statüsüyle tahakkümlerini sürdürmeye devam edecektir. Ukrayna’dan toprak alma, kendine katarak ilhak etme gibi bir hedefi olmadığı için işgal, askeri-siyasi bir niteliktedir. Bu “ayrıntı”, işgale karşı tavır alma bakımından önem taşımaz. Ama oradaki savaşın niteliğini tayin etme, yani toprak koparma-ilhak gerçekleştirme değil, emperyalist gerici dalaşla anlam kazanan gerici bir savaş olması özelliğiyle önem taşır. Bu da alacağımız tavrın tek yalı değil, daha geniş ve bütünlüklü olmasını koşullar. Özcesi hem işgale ve hem de emperyalist haydutluğa toptan tavır almamıza yol açar. Hatta işbirlikçi Zelensky iktidarının işgal karşıtı tavrını haklı görmenin yanında, onun gerici dalaşın bir parçası olarak yer aldığı senaryoya da karşı olmak gerekir. İşgale karşı çıkmakla birlikte, emperyalist oyun ve gerici savaşlara da karşı çıkmak, bu kapsamda tavır geliştirmek doğru olandır…
“Savaş karşıtlığı”
Gerici savaşlara karşı, savaş karşıtlığı bilincini geliştirip bu zemininde mücadele yükseltmek isabetlidir. Ancak nerede ve neye karşı çıkılacağı iyi ayrıştırılmalıdır. Popülist söylem ve sloganlar büyük sakıncalar doğurur-doğurabilirler. Emperyalistler de gerici sınıflar da bazen bu taktiğe başvurur, savaş kışkırtıcısı ve savaşların kaynakları oldukları halde, savaş karşıtlığı sloganlarını iki yüzlüce atarlar. Bütün bunlara sınıf tavrı temelinde yaklaşmak zorunludur. Bu manada savaş karşıtlığı, savaşların niteliğini ayırt etmeden propaganda edilirse, bu geniş kitlelerde bilinç bulanıklıklarına, kırılmalara ve yanlış algıların gelişerek devrimci savaşlara karşıtlık zeminini de güçlendirir; devrimci savaşlara karşı tepkilere ve karşı çıkmalara yol açar. Bu burjuva iktidar ve emperyalist-kapitalist sistemin devam ettirilmesi ve ona karşı mücadelelerin yadsınması biçiminde büyük bir tehlike yaratır…
Haklı-haksız/devrimci-gerici ayrımı yapmadan salt savaş karşıtlığı zemininde hareket edenlere sormak lazım. Rusya emperyalizminin işgali ve savaşı nasıl bir savaştır? Kuşkusuz ki, haksız savaştır. Peki Ukrayna’nın işgale karşı savaşı nasıl bir savaştır? Elbette haklı savaştır! Ve yine bu savaş karşıtları Rusya’nın haksız savaşına karşı çıkarken, Ukrayna’nın haklı savaşını haklı görerek desteklememekte midirler? Hayır, desteklemektedirler! O halde haklı ve haksız savaşlar gerçeği reddedilemez önemli bir gerçekliktir. Dolayısıyla, haklı-haksız ayrımı yapmadan sergilenen bir savaş karşıtlığı, haklı savaşlara da karşı çıkmak anlamına gelir. Yani, objektif olarak Ukrayna’nın haklı savaşına da karşı çıkmaktadırlar. Bütün bunlar ışığında, nitelik ayrımı yapmaksızın propaganda edilip geliştirilen savaş karşıtlığı tutarlı ve doğru bir tavır değildir. Doğru tavır, haklı ve devrimci savaşları desteklemek, gerici savaşlara karşı çıkmaktır…
Özcesi ne ABD ne Rusya tam bağımsız ve demokratik Ukrayna mücadelesi tek doğru tavırdır Ukrayna halkları için. Ukrayna halklarının gerçek bağımsızlık, demokrasi ve devrim için mücadele uğruna, her türden emperyalist tahakküm başta olmak üzere, kendi işbirlikçi burjuvazisine karşı sınıf mücadelesini yükseltmektir! Gerici savaşları devrimci savaşla karşılamak ve devrim perspektifini yükseltmek, Ukrayna halkları kadar, tüm ülkelerden proletarya ve emekçi halkların ortak tavır ve görevidir…