Demokratik Kadın Hareketi (DKH), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden Mirabel Kardeşlerin yaktığı meşale yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Bugün de mücadele bayrağını devralan Kelebekler korku duvarlarının, saldırıların, baskıların karşısında geri adım atmadan mücadele ve direnişi sürdürmeye devam ediyor.
Kadın ve LGBTİ+’lar eşitsizliğe, hak gasplarına karşı çıktıkları için hedef gösteriliyor
Yaşadığımız coğrafyada her gün yüzlerce kadın katledilirken binlercesi fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz bırakılıyor. İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece kararname ile ortadan kaldırılması, nafaka hakkının tartışmaya açılması aslında bu erkek egemen iktidarın kadına yönelik bakış açısını çok net ortaya koyuyor. Yaşamın her alanında iktidar ve küçük ortaklarının yönetemediği krizlerin faturası yine önce kadınlara ve LGBTİ+’lara kesiliyor. Yüzlerce kadın ve LGBTİ+ eşitsizliğe, hak gasplarına karşı çıktıkları için hedef gösterilerek ya yıllarca hapis cezası alıyor ya baskı politikası ile geri adım attırılmaya çalışılıyor ya da hedef gösterilerek şiddete maruz bırakılıyor.
“Savaşlarda kadınlar esir alınıyor, köle pazarlarında satılarak katlediliyor”
Dünyayı kapitalizmin girdiği girdaptan çıkarma anahtarı olarak görülen yoksullar, savaşlarda öldürülüyor, açlıkla sınanıyor. Buna karşın savaş çıkaran zenginler daha da zenginleşmeye devam ediyor. Dünyanın birçok yerinde yaşanan savaşlarda kadınlar esir alınıyor, köle pazarlarında satılarak katlediliyor. Rojava’da yaşananlar, Filistin’de devam eden kadın katliamları bunun en yakın örnekleri. Dünden bugüne içerisinden geçtiğimiz tüm süreçlerde uygulanan cinsiyet politikalarıyla da Patriyarkal Kapitalizmin her alanda nasıl yayıldığı gözler önüne seriliyor.
Meşrulaştırılan ölümlerin bir yenisini de “doğal afet” adı altında 6 Şubat depremiyle yeniden yaşadık. Aradan dokuz ay geçmesine rağmen insanların barınma, sağlık, eğitim, ulaşım ve iş güvencesi başta olmak üzere temel ihtiyaçlarının giderilmemesinin yarattığı mağduriyetler tıpkı pandemide olduğu gibi tüm ülkeye yayıldı. Yine tüm bu süreçlerin en büyük yükü de kadınlar ve LGBT+’lara yansıdı. Dünyada çökmeye başlayan sömürü düzeni Türkiye’de de kadınlar ve LGBTİ+’lar başta olmak üzere milyonlarca insanın hayatı üzerinde eziciliğini arttırmaya devam ediyor.
Hak gasplarına ve sömürü düzenine karşı mücadeleyi büyütelim
Tüm baskı ve yıldırma politikalarına rağmen kadınlar geri adım atmayarak bulundukları her alanda evde, işte, hapishanede, sokakta kısacası yaşamın her alanında direnmeye, örgütlenmeye ve mücadeleye devam ediyor. Tüm kadınları 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde sokağa çıkmaya, hak gasplarına ve sömürü düzenine karşı mücadeleyi birlikle büyütmeye çağırıyoruz.”
