Özak Tekstil işçileri, direnişlerinin 80. gününde İstanbul, Şişli’de Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Akademi binasında basın açıklaması gerçekleştirdi.
Birleşik Tekstil ve Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen, bugün itibariyle İstanbul’daki çadır direnişini sonlandırdıklarını belirterek, “Direnişi bitiriyoruz ancak mücadelemiz devam edecek” dedi.
İşçiler, direnişlerin 23 Ocak’ta Özak Tekstil’in İstanbul, Zeytinburnu’ndaki holding binası önüne taşımıştı. 9 Şubat’ta Zeytinburnu Kaymakamlığı’nın ilçe genelinde yedi gün boyunca eylem yasağı kararı almasının ardından direnişi Başakşehir, İkitelli’deki Özak Tekstil fabrikası önüne taşıyan işçiler, bu kez de Başakşehir Kaymakamlığı’nın yasak kararı gerekçesiyle gözaltına alınmıştı.
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, “İşten atılan bütün işçiler işe geri alınıncaya ve sendika seçme hakkı tanınıncaya kadar hem Özak Tekstil hem de Levi’s’a yönelik kampanyamız ve mücadelemiz aynı şekilde sürecek” dedi.
“500’den fazla işçi sendikada örgütlendi”
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Türkmen, 80 gün süren direniş boyunca yaşananları özetledi.
Özak Tekstil’de yedi yıldır Öz İplik-İş Sendikası’nın örgütlü ve yetkili sendika olduğunu, ancak bu süre boyunca başta tazminatsız işten atmalar, günde 18-20 saati bulan zorla çalıştırma, baskı, mobbing, kadın işçilere yönelik taciz ve tehdit gibi haksızlıklar yaşandığını belirten Türkmen, işçilerin Kasım 2023’ten itibaren BİRTEK-SEN’de örgütlenmeye başladığını söyledi.
Levi’s, Zara, Hugo Boss gibi uluslararası markalara üretim yapan ve 700 işçinin çalıştığı Özak Tekstil’de, 500’den fazla işçinin BİRTEK-SEN’e üye olduğunu, bunun üzerine fabrika ve sendika yöneticilerinin “ikna ve sorgu odaları” kurarak işten atma tehdidiyle işçilerin BİRTEK-SEN’den istifa etmesini istediğini belirten Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bazı kadın işçiler, özel hayatları ve aileleriyle tehdit edildiler. Ve en son bir kadın işçi üyemiz, bu tehdit ve baskılar sonucunda istifa etmeyince işten atıldı. İşten atmalar başlayınca, bu baskı ve tehditlerden bunalan ve işten atmaların devam edeceğini bilen sendikamız üyesi 450’den fazla işçi iş bırakarak direnişe başladı.”
Türkmen, sendika ve Özak Tekstil işçileriyle beraber Urfa’daki direniş boyunca eylem yasakları, kolluk kuvvetlerinin müdahaleleri, toplu gözaltılar, soruşturma ve baskılara maruz kaldıklarını hatırlattı.
“Devlet, Özak işçilerine savaş açtı”
Urfa’da fabrika önü veya yakınında direnişi sürdürme imkanı kalmayınca, gönüllü 10 işçiyle direnişi İstanbul’daki Özak Holding önüne taşıdıklarını belirten Türkmen, “Ama iktidarın ve emrindeki mülki amirlerin işçi düşmanı ve patron yandaşı pervasızlığı İstanbul’da da peşimizi bırakmadı. İşçi arkadaşlarımız ve sendika yöneticilerimiz destek için yanımızda olanlarla birlikte iki defa toplu halde gözaltına alındılar” dedi.
Türkmen, Zeytinburnu ve Başakşehir kaymakamlıklarının eylem yasağı kararlarına dikkat çekerek şunları kaydetti:
“Patron ve sarı sendika baskısına karşı anayasal hakkı olan sendika seçme hakkını kullanan, bu yüzden topluca işten atılan ve 80 gündür bu işçi düşmanlığına karşı direnen Özak işçilerini Urfa’ya sığdırmayan bu iktidar ve emrindeki mülki amirler, işçileri İstanbul’a da sığdırmadılar. Valisi, kaymakamları, kolluk güçleri, yargısı, müftüsü, iktidar ve devleti temsil eden bütün kurumlarıyla bu düzenin bütün güçleri, Anayasa’yı ve işçilerin yasal haklarını ayaklar altına alan işçi düşmanı bir patronun çıkarları için, kendi yasalarını ve Anayasa’yı da çiğneyerek hak arayan Özak işçilerine kelimenin tam anlamıyla savaş açtı.”
“80 yıl da geçse unutulmayacak bir direniş”
Özak işçileriyle birlikte “80 gün boyunca süren, 80 yıl da geçse unutulmayacak bir direniş” ortaya koyduklarını belirten Türkmen, işçilerin işe geri alınması ve sendika seçme haklarının tanınması taleplerinin karşılanmamasına rağmen bugüne kadar elde edilen kazanımları şöyle sıraladı:
“Urfa’da kurulduğu 13 yıldan beri yüzlerce işçiyi tazminatsız işten atmış, tarihinde tek bir işçiye bile tazminatını tam vermemiş bir fabrika olan Özak Tekstil’de, ilk defa işçilerin ve sendikamızın kararlı mücadelesi ve direniş sayesinde işten atılan işçilerin %96’sının kıdem ve ihbar tazminatları, senelik izin gibi alacakları tam olarak alınmıştır. Kalan 24 arkadaşımız için ise işe iade ve sendikal tazminat davaları açılmıştır.”
“Levi’s siparişlerini kesti”
Özak Tekstil’in üretim yaptığı uluslararası markalar üzerinde kurdukları baskı sonucunda Levi’s’ın siparişleri kestiğini hatırlatan Türkmen, “Levi’s bu hak ihlalleri son bulup işçilerin ve sendikamızın talepleri kabul edilmezse ilişkisini tamamen keseceğini açıklamıştır” dedi.
Ancak şirketle, hak ihlallerini ortadan kaldıracak ve işçilerin işe geri dönmesini sağlayacak bir anlaşma yapılamadığını belirten Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uluslararası bağımsız denetim kurumlarının direnişimiz sürerken bizzat Urfa’ya gelerek ve bütün taraflarla görüşerek yazdığı rapor da hak ihlallerini ve bütün taleplerimizin haklılığını ortaya koyuyor. Bu rapor kamuoyuyla paylaşıldıktan sonra sadece Levi’s değil, Özak’a ait Malatya ve İstanbul’daki fabrikalara üretim yapan markaların da çekilmesi gündeme gelecek. Bunun olmaması için defalarca işverene çağı yaptık. Siparişler kesilmesin, bu fabrika kapanmasın, işçileri işe geri alın, işçilerin yasal haklarına ve sendika tercihine saygı duymayan tutumunuzdan vazgeçin dedik. Hatta bununla da yetinmedik, Levi’s’a çekilmek yerine kalmakta ısrar etmesi ve bunun için işvereni anlaşmaya zorlamak için daha fazla sorumluluk alması için yazılar yazdık.”
Tüm bu çabalara karşın şirketin diyalog yolunu tamamen kapatan uzun bir e-postayla kendilerine yanıt verdiğini belirten Türkmen, “Hem suçlu hem güçlü bir özgüvenle ve son derece şımarıkça yazdıkları yanıtın tek dayanağı ise Çalışma Bakanlığı müfettişlerine yazdırdıkları rapor” dedi.
Türkmen, Çalışma Bakanlığı’nın söz konusu raporu hazırlarken “mağdur ve şikâyetçi taraf olarak” ne Özak işçileriyle ne de BİRTEK-SEN’le görüştüğünü vurguladı.
“Direnişi bitiriyoruz ama…”
İlçe kaymakamlıklarının son yasak kararlarının da ardından bugün itibariyle İstanbul’daki çadır direnişini bitirdiklerini belirten Türkmen, “80’inci gününde bugün direnişi bitiriyoruz ancak mücadelemiz devam edecek” dedi.
“Atılan işçilerin geri alınması, işçilerin sendika seçme haklarının tanınması ve bu koşulla Levi’s’in bu işyerine üretim yaptırmaya devam etmesi ve fabrikanın kapanmaması için aynı sorumlulukla elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” diyen Türkmen, Levi’s’a çağrı yapan bir yazı daha yazdıklarını belirtti.
Türkmen, Levi’s ile diğer markaların çekilmesi ve fabrikanın kapanması durumunda işçilerin sendikal tazminatları konusunda, uluslararası düzeyde Levi’s’ı sorumlu tutacaklarını vurguladı, “Bu mağduriyetin giderilmesi için meşru, fiili, demokratik ve hukuki her yolla mücadelemizi sürdüreceğimizi ilan ederiz” diyerek sözlerini sonlandırdı. (bianet)