Bizimle iletişime geçin

LGBTİ+

20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Translara Anma Günü: Trans cinayetleri politiktir

20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Translara Anma Günü’ne dolayısıyla İHD İstanbul LGBTİ+ Komisyonu, SPOD ve Dönme Dergisi Taksim’ de bulunan İHD İstanbul Şubesinde basın toplantısı düzenledi.

20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Translara Anma Günü’ne ilişkin İHD İstanbul LGBTİ+ Komisyonu, SPOD ve Dönme Dergisi Taksim’ de bulunan İHD İstanbul Şubesinde basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, “Dayanışmamız nefretinizi yenecek” pankartı açıldı. Basın toplantısına 27. dönem HDP Milletvekili Musa Piroğlu ve çok sayıda LGBTi katıldı.

Trans cinayetlerinim politik olduğunu vurgulayan SPOD, Dönme Dergisi ve İHD İstanbul LGBTİ+ Komisyonu, trans cinayetlerine karşı mücadele edeceklerine dikkati çekti.

Basın açıklamasını Dönme Dergisi’nden Sarya İdil Güner ve  İHD LGBTİ+ Komisyonu üyesi Eylem Çağdaş okudu.

11 Trans Katledildi

Güner, 2021 yılından itibaren nefret cinayetinden 11 transın katledildiğine dikkati çekti. Güner, “Bugün 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü. Kaybettiğimiz her bir arkadaşımızın ardından hissettiğimiz öfke ve hüzün ilk günkü kadar taze. Trans Avrupa’nın verilerine göre Türkiye’de sadece 2021’den bu yana 11 arkadaşımızı nefret cinayeti sebebiyle kaybettik ancak öldürülen canlar hiçbir zaman bir sayıdan ibaret olmadı. Hande Buse Şeker’i, Nefes Balkan’ı, Ecem Seçkin’i, Esra Ateş’i, Hande Kader’i ve daha adını sayamadığımız onlarca arkadaşımızı unutmadık. Onların katillerine ve o katilleri teşvik eden transfobik düzene olan öfkemiz adalet, özgürlük ve eşitlik mücadelesinde bize güç veriyor” dedi.

Eğitim Haklarından Mahrum Bırakılıyorlar

Transların şiddet ve zorbalığa maruz kaldığını belirten Güner, “Şunu çok iyi biliyoruz ki bu nefret cinayetleri bir günde ve bir kişi tarafından işlenmiyor. Bizler çocukluğumuzdan itibaren önce ebeveynlerimiz ve akranlarımız tarafından şiddet ve zorbalığa maruz kalıyoruz. Bu şiddet ve zorbalıkla mücadele etmek zorunda kalan bizler kendimizi geliştirip bir hayat kurabilmek için gerekli güven ve destek ortamını bulamıyoruz. Her şeye rağmen yaşam mücadelesini sürdürsek de her yurttaşa sunulan eğitim hakkından faydalanmaya çalıştığımızda tonlarca sorunla karşılaşıyoruz” diye konuştu.

‘Yurtlarda Kalamıyoruz’

Kampüslerdeki güvenlik görevlileri uyum sürecinde olan transları kimliklerinde atanmış olan cinsiyete uygun olmadıkları bahanesiyle kampüse almadığını söyleyen Güner, “Bir engelleme olmasa bile yadırgayan bakışlar altında üniversite kampüslerine girmek durumunda kalıyoruz. Üniversite ve yurt yönetimleri kadın ve erkek olarak cinsiyetlendirilmiş öğrenci yurtlarında kalmak isteyen transları nereye koyacağını bilemiyor ve translar sıkça ait hissettikleri cinsiyete ayrılan yurtlarda kalamıyor. Bu sorun aşılsa dahi öğrenci yurtlarında kaldığımız süre zarfında kimliklerimiz sebebiyle zorbalığa ve dışlanmaya maruz kalıyoruz. Kâğıt üzerinde eğitim hakkı her yurttaşa sağlanmış olsa da baştan sonra ayrımcılıkla dolu eğitim sistemi sebebiyle pek çok arkadaşımız eğitim hayatını tamamlayamıyor, hayalini kurduğu meslekleri yapamıyor, yaşamlarının geri kalanında ise hayatta kalabilmek için kendilerine adeta lütfedilen işlerde çalışıyor” diye ifade etti.

İş Yaşamında Ayrımcılık Yapılıyor 

Trans bireylerin iş hayatında ayrımcılığa maruz bırakıldığı vurgulayan Eylem Çağdaş, “Biz translar olarak ne devletin ne de ailemizin ekonomik ve sosyal desteğini alamıyoruz. Hayatta kalmak, karnımızı doyurmak için emeğimizi satmak bizim için tek yol. Ancak istihdam ve iş yaşamının her aşamasında ayrımcılıkla yüzleşiyoruz. Daha iş aramaya başladığımız ilk anda başvurduğumuz işlerden gelen retler bizlere şunu gösteriyor: Biz translar toplumun saygın bulduğu işlere yakıştırılmıyoruz. Açık kimliğiyle kamuda öğretmen, doktor gibi saygın görülen mesleklerde çalışabilen trans sayısı yok denecek kadar az. Özel sektörde de durum değişmiyor” diye belirtti.

‘Performans Baskısı Altında Çalışıyoruz’

Çağdaş, güvencesiz çağrıldıklarını söyledi. Çağdaş, “Translar sektörel olarak bir segregasyona maruz kalıyor. Pek çok trans arkadaşımız hizmet ve eğlence sektöründe çalışarak yaşamını kazanıyor. Bu işlere girdikten sonra da hiçbir şey güllük gülistanlık ilerlemiyor. Bu zar zor bulabildiğimiz işleri kaybetmemek adına her gün yüksek performans baskısı altında çalışıyoruz veya maruz kaldığımız ayrımcılık ve zorbalıklara karşı sesimizi çıkaramıyoruz çünkü biliyoruz ki bir şeyler ters giderse en önce vazgeçilecek olanlar bizleriz. Çoğumuz bu sektörlerde dahi iş bulamıyor. Ya en temel ihtiyaçlarımızı dahi karşılayamayacağımız bir yoksulluk sarmalına itiliyoruz ya da güvencesiz şartlarda ve güvenlik tehlikesi altında kalarak seks işçiliği yapıyoruz” dedi.

‘Bahaneler ile Yasaklanmak İsteniyor’

AKP’nim cinsiyet uyum sürecini yasaklama girişimlerinin olduğunu vurgulayan Çağdaş, “Bugünlerde AKP ve yandaşı partilerin cinsiyet uyum sürecini yasaklamaya yönelik taleplerini duymaya başladık. Bu talepler; tüm emek sömürü sistemini genç nüfus ve ucuz emek üstüne kuran, kadını aileye hapsedip onları üreme aparatı gibi kullanmaya niyetli, bu sömürü sistemini ise ırkçı söylemlerle temize çekmeye çalışan aileci neoliberal bir zihniyetin ürünü. Yalnızca sömürü düzenine uyum sağlayanlara verilen makbul aile ve yurttaşlık nişanesi ise devlet yetkilileri ve siyasilerin pompaladığı LGBTİ+ karşıtlığı üzerinden meşruluk kazanıyor. Sömürü çarkının sürmesinde faydasız görülen LGBTİ+’lar düzenin devamı için bir günah keçisine çevriliyor. LGBTİ+ hak mücadelesini bir propaganda olarak çerçeveleyip bu sözde propagandanın çocukları cinsiyetsizleştirerek aileyi yıkacağı masalı anlatılıyor. Translar için hayati olan uyum sürecine ilişkin hak ve hizmetler ise bu masal bahane gösterilerek yasaklanmak isteniyor.”

Trans Cinayetleri Politiktir

Ayrımcılığa, nefret söylemine ve katliamlara karşı mücadele edeceklerini vurgulayan Çağdaş, trans cinayetlerinin politik olduğuna dikkati çekti. Çağdaş,” Tüm bu olumsuzluklara rağmen translar örgütlenmekten ve talep etmekten vazgeçmiyor. Bu yıl İstanbul Trans Onur Yürüyüşü 6 yıl aradan sonra yeniden yapıldı. Yıllardır çıkmayan Dönme Dergisi aramıza geri döndü. Taleplerimiz net ve basit: Kendimiz olabilmek, hayalini kurduğumuz yaşamları sürebilmek, herkesin hakkı olan bir çocukluk, gençlik ve yaşlılık yaşamak ve en önemlisi ecelimizle ölmek istiyoruz” diye konuştu



Mayıs 2024
PSÇPCCP
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031 

Daha Fazla LGBTİ+ Haberler