Bizimle iletişime geçin

Makale

Kerem Yıldırım yazdı | Dandakaranya’dan Yükselen Kızıl İsyan: Naksalistler

Hindistan’daki kontrgerilla örgütlenmesinde CIA ve MOSSAD da aktif bir rol oynuyor. Özellikle 2010 da başlatılan yeşil av operasyonuyla Naksalistler hem Hindistan devlet şiddetine hem de uluslararası emperyalistlere karşı savaşıyorlar.

“Devrimimiz küresel sosyalist devrimin bir parçası olacaktır ve nihai kaderi de dünya sosyalist devriminin başarı ya da yenilgisine bağlıdır. Şüphesiz, emperyalist-kapitalist ülkelerdeki işçi mücadelelerinin şiddetlenmesi Hindistan Devrimi’nin lehine olacaktır.”(1)

HKP (Maoist) genel sekteteri Ganapathi, Ocak 2010.

Hindistan’da komünist hareketin bir asırlık tarihi var. Ancak Hindistan komünist hareketinin ilk yarım asrı etkisiz ve parlamenterist bir siyasal hatta ilerledi. Komünist hareket 1960’lı yıllarda iki önemli ayrışma yaşadı. İlk ayrışma 1964’te HKP (Marksist)’in HKP’den kopmasıyla gerçekleşti.

Bütün dünyayı etkilen Çin Sosyalist Devrimi, halk savaşı stratejisi ve Büyük Proleter Kültür Devrimi atılımlarıyla Hindistan coğrafyasında da büyük bir etki yarattı.

1967 Mayıs’ında, Hindistan’ın kuzeyindeki Bengal bölgesinde, Naksalbari’de gerçekleşen köylü isyanı yarım asırdır devam eden Hindistan Devrimi’ni başlattı.

1965 yılında Çaru Mazumdar önderliğindeki komünistler, HKP (Marksist)’in kapitalist düzenle uzlaşan, reformist çizgisini eleştiren bir muhalefet geliştirdi. Mazumdar önderliğindeki komünistler, 1967’de Naksalbari’de gelişen köylü ayaklanmasında da belirleyici bir rol oynamışlardı.

Naksalbari’den sonra benzer ayaklanmalar kısa bir süre içerisinde ülkenin birçok bölgesine yayıldı. İsyan; Uttar Pradesh’deki Lakhimpur Kheri, Batı Bengal’in Midnapore kesiminde Debra ve Gopiballabpur ve daha sonra Bihar’da Musahari’de boy verdi. Naksalbari’deki isyanın bildirildiği gün, aynı zamanda seçime girerek hükümet kurmaya hak kazanan HKP (Marksist)’in hükümet yemini edeceği gündü.(2) HKP (Marksist)’in köylü isyanına olan mesafesi parti içindeki ayrışmayı kaçınılmaz hâle getirdi. Bunun üzerine Mazumdar önderliğindeki komünistler 22 Nisan 1969’da HKP/Marksist-Leninist’i kurdular. HKP/ML’nin kurulmasının ardından, yaklaşık altı ay sonra da Kanhai Charterji önderliğindeki komünistler de Maoist Komünist Merkez’i kurdular.

İki devrimci hareket de 1973’e kadar birçok yoksul köylü ayaklanmasına önderlik ettiler. Örneğin HKP/ML, 1971’de 3650 eyleme önderlik etti. Hindistan Orman Bakanlığı’nın köylülere uyguladıkları zulüm karşısında, köylüleri seferber ederek devlet terörüne karşı, devrimci yanıtlar verdiler. 1972’de Mazumdar devlet tarafından yakalandı ve öldürüldü. Devlet bütün askeri ve güvenlik güçleriyle ayaklanma bölgelerindeki halkı ezdi.

Devrimci hareket bu yenilgi dönemi içerisinde 30’dan fazla gruba bölündü. Ancak yoksul halk kitlelerinin sorunları canlıydı ve yeni isyan dalgalarının oluşması için nesnel bir zemin vardı. Hareket, uzun süreli bir tartışma ve özeleştiri sürecinin sonrasında Mazumdar’ın devrimci rolünü göz ardı etmeksizin kitleler içinde çalışma yöntemini yeniledi.

***

Bu tartışmalar ekseninde 1978’de HKP/ML-Parti Birliği, 1980’de de HKP/ML Halk Savaşı örgütleri doğdu. 1980 ile 1990 arasında devrimci hareket ciddi bir güç kazandı.

Hindistan’da bugün de olduğu gibi geçmişte de en büyük toprak ağası devlettir. Orman müfettişleri köylülerin tarlalarını sürmelerine, odun kesmelerine, meyve toplamalarına, hayvan otlatmalarına engel oluyor.

1980’li yılların başından itibaren orman memurları tarlaların işlenmez hâle gelmesi için bölgelere filler dahi getirdi, tarlalara herhangi bir şeyin ekimini engellemek için ise babool tohumları serpti.(3) Bunların dışında devlet güçleri, itiraz eden köylülere de ya dayakla karşılık verdi ya köylüleri tutukladı ya da kadınlara tecavüz etti. Bütün bu devlet terörü bugün de katlanarak devam etmektedir. Hindistan devletinin köylülere uyguladığı şiddet ve kadınların tecavüze uğraması gerçeği ABD Savunma Bakanlığı’na bağlı Stratejik Perspektif dergisinde de itiraf edilmiştir.(4)

Devrimciler devletin halk düşmanı siyasetlerine müdahale ederek yeniden yoksul köylülük içinde kök salmayı başardı. Devrimciler yoksul köylüleri orman arazilerine el koymaya çağırdı. Köylüler toprak işgallerine başladı. Buna karşılık Orman Bakanlığı ise 1986’da, park yapma gerekçesiyle Bijabur’da 60 köyü boşaltma kararı aldı. Kararın ardından harekete geçen devrimciler devletin kurduğu inşaat alanlarını yıktı ve köylerin boşalmasına engel oldu. Bölgeye giren Orman Bakanlığı görevlileri köylüler tarafından kovuldu. 1986 ile 2000 yılları arasında devrimciler 300 bin dönümlük orman arazisini köylülere dağıttı.(5)

Hindistan’da devrimcilerin Dandakaranya’nın yoksul halklarıyla bütünleşmesi ve kızıl koridorun inşası bu devrimci eylemlere dayanarak gerçekleşebildi.

1991 ile 1994 yılları arasında devlet ve kontrgerilla güçleri komünistlere karşı yine büyük bir şiddet operasyonu düzenledi. Binlerce köylüyü ve devrimciyi öldürdü, binlercesini tutukladı. Devrimciler ağır darbeler alıp, fiziksel olarak büyük kayıplar verseler de, artık Hindistan’ın doğusu Naksalistlerin etkisindeydi.(6) Daha doğrusu artık yoksul köylülük Naksalist, Naksalistler de yoksul köylülük olmuştu. Devrimci özne ile kitleler iç içe girdi. Mao’nun deyimiyle devrimciler suda balık oldular.

Halk içinde derin bağlar kuran devrimci güçler 21 Eylül 2004’te birleşme kararı alarak HKP (Maoist)’i kurdular. HKP (Maoist)’in kurulmasıyla, Hindistan işçi sınıfının, yoksul köylülüğünün ve ezilen uluslarının birleşik ve devrimci mücadelesi bütünleşti. HKP (Maoist) birkaç yıl içerisinde muazzam bir güce ulaştı. Arundhati Roy’un ifadesiyle, HKP (Maoist)’in etkinlik gösterdiği bölgelerde devletin polisi sivil geziyor,  devrimciler ise üniforma giyiyordu.

Parti çok milliyetli Hindistan’da ezilen milliyetlere haysiyetlerini verdi. Devrimci mücadele bir yandan Hindistan yoksullarını ayağa kaldırırken diğer yandan da devletin Dalitlere, Adivasilere ve Müslümanlara uyguladığı ulusal-inançsal inkâr siyasetlerine karşı parti, halkları özgürleştiren bir siyasal pratik ortaya koydu.

Ayrıca parti; Nagaland Ulusal Sosyalist Konseyi, Assam Birleşik Kurtuluş Cephesi, Manipur Halk Kurtuluş Ordusu ve Jammu-Keşmir Kurtuluş ordusu gibi Hindistan burjuva devletine karşı savaşan ulusal kurtuluş hareketleriyle de dayanışma hâlinde.

HKP (Maoist) 2006 ile 2010 yılları arasında ülkenin beşte birinde gerilla bölgeleri kurdu. Halk Savaşının merkezi olan Dandakaranya’nın bütün köylerinde Janatana Sarkar (devrimci halk komiteleri) örgütlenmeleri inşa edildi.

Bu örgütlenme kapitalist devletin karşısına halkın öz örgütlenmesi olarak dikiliyor. Her Janatana Sakar köylüler tarafından seçiliyor. Janatha Sakar örgütlenmesi devrimci toprak reformu uygulamaya koyuyor, zirai yardımlaşma için karşılıklı yardımlaşma ilkesine bağlı ekipler oluşturuyor, ormanlık bölgelerin korunmasını sağlıyor, eğitim ve sağlık gibi temel hizmet olanakları arttırmaya çabalıyor ve yerel kültürlerin yaşatılması için de etkinlik yürütüyor.(6)

Janathana Sakar’ın kurulmasıyla birlikte Halk Kurtuluş Gerilla Ordusu (HKGO)’na asker alım işlemleri görevi de Devrimci Halk Komitelerine devredildi.(7)

2006 yılında Başbakan Sing yaptığı açıklamada Naksalist/Maoist isyanı “ülkenin en büyük güvenlik tehdidi” olarak tanımladı. Hindistan devleti bu tarihten itibaren Naksalist isyanı bastırmak için devlet güçleri ve kontrgerilla örgütlenmesi dışında ABD ve İsrail’le de “güvenlik işbirliği” anlaşmaları da yaptı.(8) Hindistan’daki kontrgerilla örgütlenmesinde CIA ve MOSSAD da aktif bir rol oynuyor. Özellikle 2010 da başlatılan yeşil av operasyonuyla Naksalistler hem Hindistan devlet şiddetine hem de uluslararası emperyalistlere karşı savaşıyorlar.

Bu arada devletin Naksalistleri en büyük güvenlik tehdidi ilan etmesinin bir de ekonomi politiği var. Devletin açıkça ifade etmediği bu gerekçe ise uluslararası ve ulusal tekellerin kârını güvence altına almaktır. Çünkü devletin kalkınma bölgesi için belirlediği alanın %40’ını Naksalistler yönetiyor.

***

Hindistan devlet yetkilileri her yıl isyanın bastırıldığını ileri sürüyorlar. Ancak isyan dönem dönem geri çekilmeler yaşasa da, bütün diriliğiyle Hindistan’ı sarmaya devam ediyor.

HKP (Maoist) büyük bir gücü temsil etmesine rağmen büyük bir olgunlukla, egemenlere karşı savaşın uzun soluklu bir savaş olduğunu ifade ediyor. Parti, kent merkezlerindeki zayıflığının bilincinde ve devletin bütün baskısına rağmen önlemler alıp, kurduğu kitle örgütleriyle çözümler üretmeye çabalıyor. HKP (Maoist) parti çalışmasını ne kadar gizli tutuyorsa kitle çalışmasını da o denli açık yapıyor. Bugün Hindistan’da devlete karşı tutum alan herkes, devlet tarafından Naksalist olarak “suçlanıyor”.

HKP (Maoist) kitlelerin sürekli seferber edilmesini ve parti önderliğinin de emekçi halkın denetimine sürekli bağlı olmasını ilke ediniyor. Parti, halk savaşının devamını bölgesel iktidarlarının kurulması meselesine bağlıyor. Bölge iktidarlarının tesisi meselesinde de halkın seferberliğini devrimci savaştan daha önemli görüyor. HKP (Maoist) birleşik cephe meselesini de kurtarılmış bölgelerdeki parti gücüne ve sağlam bir HKGO örgütlenmesine bağlıyor.

HKP (Maosit)’in şu ana kadar süregelen pratiğinden belki de çıkarılması gereken en önemli ders “bütün sorunları sosyalizme havale etme” sorunundan kurtulmasıdır. Meseleye ilişkin HKP Maoist)’in bir önceki genel sekreteri Ganapathi, Jan Myrdal’a verdiği röportaj şunları söylüyor:

“Eskiden revizyonizme karşı mücadele verirken sadece iktidarı ele geçirmekten söz ediyorduk; bir kez siyasal iktidarı aldıkmıydı ulusal sorun, kadın sorunu, Dalit sorunu(dokunulmazlar ve ezilen kast sorunu) ve dinsel azınlıklar sorunu gibi meselelerin kendiliğinden çözüleceğini düşünüyorduk. Fakat sonra hatamızı telafi ederek asgari ve azami programlarımız arasında bir bağ kurduk. Bu, yeni demokratik devrimin zaferi için zorunluluktu.”(9)

Sanırım Ganapathi’nin bu değerlendirmesi milyonlarca Hindistanlıyı hareket ettiren partinin asıl “sırrı”.

Parti nasıl Hindistan’ın ezilenlerini seferber etme konusunda maharetliyse, kadınların seferberliği konusunda da bir o kadar maharetli. Partide ve HKGO’da kadın yoldaşların oranı %45 ve bu oran her geçen yıl daha da artıyor. Birçok genç kadın partiye katılarak özgürleştiğini ifade ediyor.(10) Ayrıca, Hindistan’ın en kitlesel kadın örgütlenmesi de HKP(Maoist)’in kadın örgütü olan KAMS’tır.

***

HKP (Maoist)’in önderlik ettiği Naksalist isyan; dünyanın doğusunda, bütün dünya emekçilerine, ezilen uluslarına ve “yeryüzünün lanetlilerine” ışık saçıyor.

Emperyalist komploya ve devlet terörüne rağmen kızıl isyan bastırılamıyor.

HKP (Maoist)’in kuruluş yıl dönümünde, emekçi insanlık için çarpışan Naksalistlere lal salam(11)

  • Hindistan Üzerinde Kızıl Yıldız, Jan Myrdal, Ç: S. Jabban, Patika Kitap, sy. 238, 1. Baskı, 2013, İstanbul.
  • Yoldaşlarla Omuz Omuza Yürümek, Arundhati Roy, Ç: Kardelen Yayıncılık, sy.8, 1. Baskı, 2010, İstanbul.
  • Bobool tohumu düştüğü yerdeki hiçbir ürünün yetişmesine izin vermeyen bir tohumdur.
  • Instutute for National Strategic, Strategic Perspectives, No: 22, Series Editor: Laura J. Junor, Writer: Thomas F. Lynch III, National Defense University Press, Washington, D.C. October 2016.
  • Yoldaşlarla Omuz Omuza Yürümek, Arundhati Roy, Ç: Kardelen Yayıncılık, sy.37, 1. Baskı, 2010, İstanbul.
  • Hindistan Üzerinde Kızıl Yıldız, Jan Myrdal, Ç: S. Jabban, Patika Kitap, sy. 259, 1. Baskı, 2013, İstanbul.
  • Age, sy.260.
  • Yoldaşlarla Omuz Omuza Yürümek, Arundhati Roy, Ç: Kardelen Yayıncılık, sy.19, 1. Baskı, 2010, İstanbul.
  • Hindistan Üzerinde Kızıl Yıldız, Jan Myrdal, Ç: S. Jabban, Patika Kitap, sy. 233, 1. Baskı, 2013, İstanbul.
  • Age, sy. 54.
  • “Kızıl selamlar”.


Kasım 2024
PSÇPCCP
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930 

Daha Fazla Makale Haberler