Bizimle iletişime geçin

Makale

Anton Ekmekçi Yazdı: Bu Çağda Çanlar Kimin İçin Çalıyor- 2

İmalatın maddi olma özelliğini yitirdiği ve dolayısıyla maddi emeğin sönümlendiği yönündeki tezler bilimsel anlamda gerçek hayat ile çelişmektedirler.

Tarih boyunca egemen olan her toplumsal formasyon, maddi yaşamı var eden stratejik güç öğeleri değişkenlik arz etmektedir. Mesela toprağın ve onu işleyen araçların belirleyici olduğu tarım toplumlarından sonra ortaya çıkan sanayi toplumunda bu stratejik güç öğelerinin yerini ticaretten doğan sermayenin kendisi almıştır. Tabii ki üretimin artırılmasına ve toplu sevkiyatına imkân veren buharlı makinelerin bulunması da bilginin üretilmesi ile ilgili bir durumdur ama bilgi tarihin bu aşamasında henüz doğal hammadde ve üretilen metalardan bağımsızlaşmış olarak ticaretin bir nesnesi haline dönüşmemiştir. Keza tarım toplumlarında da doğanın bilgisi vardır ama bilgi burada çoğunlukla işlenmiş bilgi değil, daha çok doğanın gözlem ve pratik/üretim yoluyla deneyimlenmesi üzerinden bir enformasyon toplama şeklinde gerçekleşmektedir.

Her şeyden en önemlisi tarımcı toplumlarda bilgi, toprağın verimliliği gibi temel bir kaynaktan bağımsızlaşmaktan henüz tarihsel olarak oldukça uzaklardadır. İçinde bulunduğumuz son yüzyılda bilgi giderek ekonomik üretim süreçlerinde stratejik bir faktör haline gelmiştir. Küresel boyutta enformasyon paylaşımına ve değişime yol açan iletişim alanındaki teknik devrimler, geleneksel üretim biçimlerini de etkileyerek, bilgi kavramını stratejik güç ilişkilerini belirleyen yapı taşlarına doğru evriltmektedir. Çünkü ortaya çıkan yeni durum pazar ve rekabet ortamında yenilik, yaratıcılık ve hızlı değişimi gerekli kılmaktadır.

Yani içinde bulunduğumuz yüzyılda bilginin stratejik bir değer olarak yükselmesinin maddi koşulları böyle bir ekonomi/zamanda gerçekleşmektedir. Kapitalist sınıfların ürünlerini satmak için kitleleri manipüle etmesi meselesi burada bizlerin esas incelediği konunun dışındadır. Burada görmemiz gereken yön, yenilik, yaratıcılık ve hızlı değişimin bilgiyi değiştirmeden ve dolayısıyla bilgiden yeni bilgiler üretmeden mümkün olamayacağını görmektir. GPS yön bulma uydu sisteminin eskiden denizcilerin kullandığı pusulayı meydana getiren bilgiden daha yaratıcı olduğu bir gerçekliktir.

İçinde bulunduğumuz dönem de dahil, önümüzdeki yüzyılda, sınıf mücadelesinde belirleyici olacak yeni stratejik kuvvetin bilgi olduğunu anlamak için bir kâhin olmak gerekmiyor. Bilgiyi üretme ve kullanma mekanizmasını örgütsel kültür haline getiren sınıflar, siyasal mücadelenin gelecekteki başarılarını da böylece nispeten garanti altına almış olacaklardır. Ne var ki günümüzde sınıf mücadelesinin sonucunu belirleyen etmenin başında yeni bilgiler gelmesi, burjuva ideologların iddia ettiği gibi insan unsurunun tarihsel önemine gölge düşürmemektedir. Çünkü sınıf mücadelesinin sonucunu tayin eden son tahlilde bilgiyi kullanan insanın bizzat kendisiyken, mesele bu bilginin hangi sınıfın yararına kullanıldığıdır.

Evet çağımızda sermaye bilgi odaklı, yani entelektüel bir nitelik kazanmıştır ama günlük olarak üretilen mal ve hizmetlerin temel girdisinin artık maddi özelliklerini kaybettiği iddiası ütopik bir saptırmadır. İmalatın maddi olma özelliğini yitirdiği ve dolayısıyla maddi emeğin sönümlendiği yönündeki tezler bilimsel anlamda gerçek hayat ile çelişmektedirler. Halbuki maddi emek ile ekonomik girdilerin formasyonundaki mekanik olmaktan dijital olmaya doğru değişim eğilimleri, bu bahsini ettiğimiz göstergelerin maddi varoluşunu dıştalamamaktadır.

Bilginin bazı ihtisas alanlarında sermayenin kendisinden önemli yer edinmesi ve dolayısıyla geleneksel ekonomik kaynaklardan bağımsızlaşması, İPhone telefonlarında olduğu gibi, bilginin dolaylı olarak mal aktaran iş alanlarına dönüşmediği anlamına gelmiyor. Bilgiden para yapmanın paradan para yapmaktan daha çekici hale geldiği bir çağ, üretimin maddi olma niteliğini dıştalamamaktadır. Mesela nakit yerine dijital nitelik kazanan paradaki bu değişim, paranın tarihsel anlamını yadsımamaktadır.

Karl Popper’in; “Bilgi bazı gerçeklere uygunluğu ile değil, yapısal uygunluğuna göre edinilir.” şeklindeki önermesi, bilginin liberalizmin bir deneğine çevrilmesinden başka bir şey değildi aslında. Burada kastedilen “uygunluk”, bilginin ontolojik kaynağına uygun düşen epistemolojik değerleri değil, bizzat kapitalist ekonomi politiğe uygulanarak yabancılaştırıcı sonuçlarıyla maddi üretime sokmayı kastetmektedir. Ve her şeyden en önemlisi burada kapitalist üretim ilişkilerinin us dışı yapısallığı bilgiye içkin doğal bir yapısallık olarak yansıtılmaktadır…

Devam edecek…



Kasım 2024
PSÇPCCP
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930 

Daha Fazla Makale Haberler