Erdoğan Batı Kürdistan’ı işgal etmenin sinyalini veriyor. Kürt direniş güçlerinin Efrin şehir merkezini direnmeden Türk ordusuna bırakıp geri çekilmesi üzerine, “Bu tavır, Erdoğan’ın Batı Kürdistan’ı tamamen işgal etme arzusunu güçlendirmeye hizmet edecektir,” diye yazmıştım. Erdoğan, güçlenen bu arzuyu fiiliyata geçirme çabası içindedir şimdi. Papazı salıvermesinin nedenlerinden biri de Amerika’nın bu işgal karşısında haşin değil, hayırhah bir tavır içinde olmasını sağlamaktır.
Bölgenin iki büyük gücü, Rusya ve Amerika böylesi bir işgal karşısında nasıl bir tutum içinde olacaklardır? Amerika, Erdoğan’ın perde arkasında, Rusya’ya Batı Kürdistan’ı Kürt direniş güçlerinden arındırdıktan sonra, belli bir süre içinde, Suriye Ordusu’na teslim edeceği sözünü verdiğini ve Rusya’nın kerhen desteğini aldığını bildiği için rahatsızdır. Bu tabi, Amerika için Batı Kürdistan’ın kendi nüfuz alanı dışına çıkması anlamına geliyor. Şu anda ikilem içindedir. Ya işgale karşı çıkıp Türkiye ile çatışmayı göze alacak, ya da mikrofon tepkileriyle yetinip, işgale seyirci kalacak. Amerika’nın stratejik çıkarlarına giden yolun kavşak levhasındaki ok, Batı Kürdistan’ı değil, Türkiye’yi gösteriyor. Buna rağmen işgal, Amerika ile Türkiye arasındaki sorunları çok daha karmaşık hale getirecektir.
Çünkü bu Efrin işgaline benzemez. Amerika, “harika müttefiklerim” dediği Kürtlerin ezilişine seyirci kalması durumunda, sadece bir nüfuz alanını yitirmekle kalmayacağını, büyük bir “itibar” kaybına uğrayacağını, Kürtlerin netameli güvenini yerle bir edeceğini biliyor. Böylesi bir durumun Rusya’ya dolaylı bir “itibar” kazandıracağını da biliyor. Rusya’ya gelince, Erdoğan’a güvenmediği için o da ikilem içindedir. Bir yandan, Erdoğan’ın, Batı Kürdistan’ı, Esat karşıtı ve Amerika’nın müttefiki Kürt direnişçilerinden temizleyip, bir dönem sonra Suriye Ordusuna teslim etmesini hesaplıyor; diğer yandan da, Erdoğan’ın işgal ettiği yerleri Efrin’de olduğu gibi kendine bağlı Suriyeli cihatçılara teslim ederek, Esat karşısında pazarlığı artan bir güç haline gelmesinden endişeleniyor.
Erdoğan’a gelince, bir taşla iki kuş vurmayı tasarlıyor. Kuzey Kürdistan’da süren direnişin cephe gerisini, moral gücünü çökertmek ve savaşın başarısını yaklaşan yerel seçimlerde seçim başarısına tahvil etmek. Kürtlere gerek cephede gerekse cephe gerisinde direnmekten başka bir yol bırakılmıyor. Büyük güçler kendi çıkarlarına bakarlar. Kürtler, bu büyük güçlerden herhangi birine yamanmadıkları, bunlar arasındaki çelişkilerden doğru bir şekilde yararlandıkları ve direnişte Kobani ruhunu yaşattıkları müddetçe, tarihe söz geçirebilirler ancak.