Ankara Öğrenci Dayanışmaları, 18 Şubat’ta evlerinin önünden kendilerini polis olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırılan 3 öğrenci için Ankara Valiliği önünde basın açıklaması gerçekleştirmek istedi. Açıklama öncesinde valilik ve çevresini ablukaya alan polis, yoldan geçenleri durdurarak Genel Bilgi Taramasına (GBT) geçirdi. Açıklama yapılmasına izin vermeyen polis, görüntü almak isteyen gazetecileri de engelledi.
Açıklamanın engellenmesinin ardından kitle Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Ankara 5 Nolu Şube’de basın toplantısı düzenlendi. Açıklamaya üniversite öğrencilerinin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara İl Örgütü, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Ankara İl Örgütü, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ankara Şubesi, Büro Emekçileri Sendikası (BES) Ankara Şubesi, Birleşik Mücadele Güçleri ile Birleşik Gençlik Meclisleri katıldı.
Açıklamada konuşan Ankara Öğrenci Dayanışmaları’ndan Sevgi Topal, Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyım rektör Melih Bulu’nun ardından başlayan protesto eylemlerini hatırlatarak haklı mücadelelerini ilk günden itibaren istikrarla sürdürdüklerini vurguladı. Kayyım siyasetine karşı çıkmak için kampüsleri ve kent meydanlarını direniş alanına çevirdiklerini kaydeden Sevgi, bu süreçte polis şiddeti, çıplak arama dayatması, tutuklama, ev hapsi, gözaltı, aile araması ile karşı karşıya kaldıklarını aktardı.
Kayyım protestolarında 9 üniversite öğrencisinin tutuklandığını hatırlatan Sevgi, “İlk günden okullarımızın kapısına kelepçe taktıranlar şimdi de o kelepçeyi tüm üniversitelilere takmak istemektedir. Hukuksuzluklarla direnişi tamamen kırmaya, dağıtmaya çalışanlar tutuklamaların, ev hapislerinin yanı sıra İzmir’de kayyum rektör istemiyoruz eyleminden gözaltına alınan kadın öğrencilere çıplak arama dayatmış, Ankara’da ise aynı hafta gerçekleşen eylemlerde gözaltılar avukatsız ifade vermeye zorlanmıştır. Tüm bu hukuksuz uygulamalar ile üniversitelilerin önü kesilmeye çalışırken 18 Şubat perşembe günü bu uygulamalara bir yenisi eklenmiştir” dedi.
‘Kaçırılan arkadaşlarımız tehdit edildi’
Ankara Üniversite Dayanışmaları içerisinde yer alan 3 arkadaşlarının 18 Şubat’ta evlerinden çıktıklarında kendini polis olarak tanıtan insanlar tarafından GBT bahanesiyle yollarının kesildiğini belirten Sevgi, arkadaşlarının GBT işlemi devam ederken sivil araçlara kelepçe ile zorla bindirildiklerini belirterek, “Arkadaşlarımızın avukatları ise bunun bir gözaltı işlemi olup olmadığını anlamak, arkadaşlarımızın nereye götürüldüğünü sorgulamak ve öğrenmek için Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne başvurmuş fakat arkadaşlarımız hakkında ne hastane ne de güvenlik şube kayıtları olmadığını, arkadaşlarımızın nerede olduğunun bilinmediği söylenmiştir. Bu bir gözaltı ya da yakalama değil insan kaçırmadır! Kaçırılan üç arkadaşımız araçlara bindirildikten sonra yolculuk boyunca tehdit edilmiş ve bir daha Boğaziçi eylemlerine katılmamaları söylenmiştir” sözlerini kullandı.
‘Bundan sonrası bizde’
Kaçırılan arkadaşlarının saatler sonra Ankara’nın bir ucu olan Gölbaşı, Sincan ve Pursaklar’da bırakıldığını kaydeden Sevgi, “Bizler biliyoruz ki 18 Şubat günü Ankara’da yaşanan kaçırılma olayı ile yapılmak istenen korku ve baskı ortamını güçlendirerek meşru ve haklı taleplerimizi dile getirdiğimiz üniversite mücadelemizi gölgelemektir. Ancak süreç başından itibaren yapılan tüm baskılara, korkutmalara, engellemelere nasıl cevap verdiysek öyle cevap vermeye devam edeceğiz. İlk tutuklanan arkadaşlarımızın da dediği gibi artık bundan sonrası bizde ve biz üniversitelileri kaçırmalarla, korkutmalarla yıldıramayacaksınız. Bizler kayyum rektör değil seçilmiş rektör istemeye, üniversitenin tüm bileşenlerine söz yetki karar istemeye, tutuklanan arkadaşlarımızın sesini her yere taşımaya, özgür üniversite özgür memleket istemeye ve aşağı bakmamaya devam edeceğiz” dedi.