İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 828. haftasını, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Kayıp yakınları, sivil toplum örgütü temsilcileri ve hak savunucularının katıldığı eyleme, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Bu haftaki eylemde, Diyarbakır’da 25 Aralık 1994 tarihinde gözaltında kaybedilen İhsan Haran’ın akıbeti soruldu.
Eylemde Kürtçe konuşan İHD Bölge Temsilcisi Mehmet Tahir Saçaklı şunları söyledi: “Her hafta burada hakikat ve adalet talebimizi yeniliyoruz. Akrabalarımızın, komşularımızın, kardeşlerimizin kimler tarafından öldürüldüğünü ve gözaltında kaybedildiğini biliyoruz. Hangi süreçlerde bunların yaşandığını da biliyoruz. Henüz adalet sağlanmadığı için burada ve birçok meydanda adalet mücadelemizi sürdürüyoruz. Faillerin tespit edilerek, yargılanması gerekiyor. Kayıplarımızın da bulunarak, ailelerinin gidebileceği bir mezarı olmalıdır. Herkesin bir hikayesi var, devam eden bir hikayemiz var. Ancak evinden alınarak kaybedilen yakınlarımızın hikayeleri katillerince sonlandırıldı. Bizim davamız insani ve vicdanidir. Yetkililer artık bunu görmezden gelmemelidir.
Öte yandan uzun yıllar insan hakları mücadelesini yürüten derneğimiz kurucularından ve genel başkanlarından Hüsnü Öndül’ü kaybetmenin üzüntüsü yaşıyoruz. Son güne kadar insan hakları mücadelesini sürdürdü.
Yine bu coğrafyada barış sağlanmadığı için yaşanan acılar devam ediyor. Artık yeter, bu savaşa son verilmeli. İki gün önce iki gazeteci insansız hava araçlarıyla bombalanarak yaşamını yitirdi. Savaş, sevdiklerimizi, dostlarımızı aramızdan alıyor ve bizi eksiltiyor. Birlikte yaşam güzeldir. Bu nedenle bir çözümden bahsediliyor, bir an önce barış sağlanmalıdır.”
Ardından Haran’ın eşi Nesibe Haran ise Kürtçe şunları söyledi: “30 yıldır İHD ile birlikte kayıplarımızı arıyoruz. İhsan’ı 25 Aralık 1994’te JİTEM tarafından gözaltına alınarak, 3 gün sonra kaybettiler. Abdülkadir Aygan itiraflarında İhsan’ı nasıl öldürdüklerini anlatıyor. Kaybedildiği günden beri onu arıyorum. Her yere başvurdum. Devlet bunu iyi bilmeli, kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz. İhsan’ın hiçbir suçu yoktu, sadece Kürt olduğu için kaybedildi. Ben katillerini ve İhsan’ın kemiklerini arıyorum.”
İHD Diyarbakır Şubesi Üyesi Fırat Akdeniz, 25 Aralık 1994 tarihinde Diyarbakır’da gözaltında kaybedilen Haran’ın hikayesini paylaştı. Akdeniz, “Diyarbakır’ın Lice ilçesinde bağlı Arıklı (Hüseynike) Köyü 1994 yılının Mart ayında, askerlerce yakılır. Bu olay üzerine ailesiyle Diyarbakır’a taşınan İhsan Haran, inşaat işçisi olarak geçimini sağlamaktadır. İhsan Haran 25 Aralık 1994 tarihinde, yeni çalışmaya başladığı Diyarbakır yeraltı çarşısı inşaat alanına gider. Ancak, akşam eve dönmez. Köylüleri F. H., Haran Ailesi’nin evine gelir. Onlara 25 Aralık 1994 sabahında, inşaat alanına gelen üniformalı polis memurlarının kimlik kontrolü yaptığı ve ardından İhsan’ı gözaltına alarak götürdüklerini söyler. Eşinin gözaltına alındığını öğrenen Nesibe Haran, onun nerede tutulduğunu öğrenmek için Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığı’na dilekçe vermeye çalışır. Ancak, yaklaşık bir ay boyunca uğraşan aile, mahkeme önündeki polisler tarafından engellendikleri için bunu başaramaz. Valilik ve emniyet müdürlüğü nezdinde yaptığı başvurular da sonuçsuz kalır. Savcıya ulaşamayan Nesibe Haran, eşini bulmak umuduyla civardaki hapishaneleri dolaşır. Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde 31. Koğuş’ta kalan ve isminin kamuoyuna açıklanmasını istemeyen bir kişi, İhsan Haran’ı gözaltında gördüğünü söyler. Nesibe Haran, 6 ay boyunca eşinin nerde olduğunu öğrenmek için girişimlerde bulunur. Ancak sonuç alamaz. Nesibe Haran, daha sonra İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi aracılığıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruda bulunur. Yapılan başvurunun ardından AİHM’in 26 Şubat 1996 yılında hükümetten olayla ilgili bilgi talep etmesinden sonra Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığında bir soruşturma başlatılır. Ancak İhsan Haran’ın gözaltında kaybedildiğine ilişkin yeterli delil olmadığına karar veren savcılık, 21 Ocak 1998 tarihinde takipsizlik kararı verir. AİHM, 6 Ekim 2005’te Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. Maddesinin ihlal edildiğine karar verir.
JİTEM tetikçilerinden Abdülkadir Aygan’ın 2004 yılının Mart ayında basına yansıyan itiraflarında İhsan Harran’ın Diyarbakır JİTEM’de sorgulandıktan sonra JİTEM Grup Komutanı Abdülkerim Kırca’nın talimatı ile infaz edildiği detaylarıyla yer aldı. Ancak dosyada bir ilerleme olmadı.”
Açıklama oturma eylemi ile son buldu.