Bizimle iletişime geçin

Makale

‘‘Netanyahu, Dibin Kara; Erdoğan, Seninki Benden Kara!”

Erdoğan’ın, İsrail’e dönük yaptığı savaş suçlusu atfı doğru olmakla birlikte, bu doğruluk onun Kürt ulusuna karşı, Komünist ve devrimcilere karşı savaş ve saldırılarında bir savaş suçlusu olmadığı anlamına gelmez. Yani, iki savaş suçlusu birbirini savaş suçlusu, iki katliamcı birbirini katliamcı, iki gerici faşist birbirini faşist ve ikiyüzlülükle suçluyor. Al birini vur ötekine…

Hem komprador tekelci ve hem de siyasal İslamcı olan Erdoğan‘ın (AKP/MHP şürekasının) Filistin davasını hangi güdülerle savunduğu aşikardır. O, Hamas’ın kontrolü ve iktidarı altındaki siyasal İslamcı bir Filistin dolayımıyla Filistin davasını savunuyor ya da savunuyor görünüyor. Ama kesinlikle demokratik bir Filistin’i, demokratik Filistin davasını ve mücadelesini savunmuyor, savunmaz. Çünkü bu, siyasal İslamcı doğası ve sınıf orijinine temelden terstir.

Filistin-İsrail çatışmasına, ‘‘Filistin davasına İslam davası‘‘ bilinci ve pratiğiyle yaklaşan Erdoğan, tüm tayfasını harekete geçirmekle birlikte, tüm topluma çağrı yaparak herkesi iktidar tarafından düzenlenen ‘‘İsrail karşıtı Filistin yanlısı Mitinge‘‘ çağırdı. Azımsanamaz bir kalabalık toplandı. Mitingde kalabalığa konuşan Erdoğan; ‘‘İsrail seni savaş suçlusu olarak ilan ediyoruz‘‘ diyerek, ‘‘One münit‘‘ten beri aşina olduğumuz ve ‘‘ey Avrupa, Ey Amerika.‘‘ gibi klasik perdelerle sahnelenen oyunlardaki rollerinden birini daha gösterime sundu. Gerektiğinde amigo, gerektiğinde fanatik taraftar olmak ve gerektiğinde mitinglerde kitleye slogan attırmak; bir taraftan ‘‘İsrail sen devlet değil, bir örgütsün“ demek ama diğer taraftan devlet-iktidar olarak miting düzenlemek, işte Erdoğan’ın basit tarifi bu. Nede olsa yakında yerel seçimler var!.

Bir seçim erbabı da olan Erdoğan, içerde ya da dışarda yaşanan hemen her sorunu, ulusal ya da uluslararası alanda yaşanan ekonomik-siyasi durum ve hemen her nevi gelişmeyi makyavelist ustalıkla çarpıtıp kendi propagandasına çevirerek lehine kullanabilmektedir. Öyle ki, kendi suçları üzerinden bile muhalefeti sorumlu tutarak suçlamakta, teşhir edebilmektedir. Eğer yakın zamanda seçimler varsa, Erdoğan gözlerini kararttığı gibi, utkunu kapatmaktan da geri durmaz. En şuursuz, en bayağı, en çelişkili-tutarsız ve en çıplak yalanları, yapay suçlama ve iftiraları, bütün bunların üst aşaması olarak muhaliflerini hapse tıkmayı ve keyfi bir şekilde, anayasasını da tanımama suretiyle içerde tutmayı ve daha fazlasını, seçimler döneminde ve seçimleri kazanma uğruna yapmaktadır; şuursuzca, tasasızca, fütursuzca ve demagojik bir ikiyüzlülükle yapmaktadır. Diplomatik dil ve nezaket, uluslararası ilişki ve hukuk normları bakımından olduğu kadar, siyasi sonuçları bakımından yükümlülükler gerektiren açıklamaları, kabadayılanmaları sıklıkla görülen tavırlarıdır. Lakin genellikle ipi ayağına dolamakta, bindiği dalı da kesmektedir. Tam da bu gaf ve ölçüsüzlüklerinin ürünüdür ki, kapı önleri ve eşiğinde bekletildiğine, düşük seviye atfı ve aşağılama tavrıyla eşit olmayan alçak sandalyede oturtulduğuna, ‘‘aptallık yapma‘‘ içerikli devlet başkanları arasındaki resmi mektuplaşma örneklerine tanıklık yaptık.

“Çıraklık, acemilik‘‘ gibi aşamaları geride bırakarak ustalık evresine geldiğini deklere eden ve ustalık böbürlenmesiyle iktidarda devletleşme sürecinin tamamlanmasına dönük attığı adımlarla özgüven patlaması yaşayan Erdoğan, bu özgüvenle; ‘‘kendimle çelişirim, tutarsızlığa düşerim, kitleler inanmaz, yalanımı görür‘‘ vb. şeklinde kaygılar taşımadan, her kıbleye dönebiliyor, herkesle kolayca dost ya da düşman olabiliyor, diklenmeyle pirim yapıyor,  hesaplayamadığı veya sonuçlarını düşünmediği sözler sarf edebiliyor, tehditler savurabiliyor, kanıtsızca suçlamalarda bulunabiliyor, İslam kardeşliği ve genleriyle IŞİD’den Hamas’a kadar siyasal dinci gerici örgütlerle açık-gizli ilişkiler sürdürüyor, bunları destekliyor, uluslararası diplomatik dil ve ilişkileri aşındırarak burjuva devlet gelenekleri ve teamüllerini erozyona uğratıyor vb. lakin, bu sorumsuzluklarının sonucu olarak, bilinen emperyalist devletlere ciddi açıklar ve aleyhine kullanılacakları kozlar verdiği, onların ellerindeki belgelerlerle adeta Erdoğan’ın teslim alındığı, bu anlamda yönettiği ülkenin çıkarlara ters birçok karar ve anlaşmaya imza attığı, kitlelerin tepkisini almamak için külhanbeyi gibi bağırmasına ses çıkarılmadığı ama kapalı kapıların ardında her türlü anlaşmanın imzalanarak işbirliğinin yürütüldüğü bilinmektedir.

Aynı Erdoğan ve şürekası, İsrail-Filistin çatışmasında da haklı olan tarafta yer alması tarihin bir ironisi gibi görülebilir ama öyle değil; İslami Filistin bir realitedir ve Erdoğan ile şürekasının taraf olduğu bu realitedir; asla demokratik Filistin değildir! Desteklediği Filistin(ama İslamcı Filistin veya Hamas Filistin’i) lehine düzenlenen mitingde İsrail aleyhine sarf ettiği sözler hem diplomatik açıdan ve hem de siyasi açıdan ciddi sözlerdir. Özü itibarıyla doğru olup söylenmesi yanlış olmayan sözlerdir. Sözler doğru ama söyleyen doğru değil. Tam da bu nedenle, Netanyahu’nun verdiği “ikiyüzlülük” yanıtı Erdoğan’a biçilmiş kaftan gibi oturuyor. Yaklaşan yerel seçimler vesilesiyle iç tribünlere oynama ve dini-milli duyguları sömürerek kitlelerin desteğini alma adına İsrail’i hedef alarak sarf ettiği bu sözleri nedeniyle, Erdoğan, Siyonist Netanyahu tarafından ikiyüzlülükle itham edildi. Netanyahu’nun ne kast ettiğini bilemeyiz. Aralarında devam eden bir anlaşma, ilişki var mı ve bu Filistin aleyhine bir yan barındırmakta mıdır bunları bilmiyoruz. Ancak, tıpkı Erdoğan’ın ironik bir şekilde haklı taraftan yana olması gibi, Netanyahu da gerici Siyonist niteliğine karşın Erdoğan hakkındaki ikiyüzlülük açıklaması bir gerçeği/doğruyu ifade ediyor.

Aslında bu ithamın altında büyük bir gerçek yatmaktadır. Mesela, Filistin’in bağımsızlığını veya ulusal  haklarını vb. haklı olarak isteyen Erdoğan’ın, sıra Kürtlere gelince yüz altmış derece çark etmesi büyük bir ikiyüzlülüktür. Mesela, Erdoğan’ın, Hamas’ın ulusal hakları için mücadele eden bir gurup olduğu ve bir terör örgütü olmadığı açıklamasına karşın, söz konusu Kürtler/Kürt Ulusal Hareketi olunca ulusal hakları ve bunlar için mücadele etmeyi unutup bölücü-terörist yaftasıyla suçlayıp her türlü katliam ve acımasızlığa başvurması en büyük bir ikiyüzlülük değil midir? Mesela, İsrail’in sivil insanları, çocukları katlederek savaş suçu işlediğini haklı olarak söyleyen Erdoğan’ın, bizzat kendisinin talimatıyla yaşlısı, genci, kadını ve çocuğuyla topyekun Kürt ulusuna/sivil ve masum Kürtlere dönük gerçekleştirilen katliamlara, gerillasına karşı kimyasal silah kullanılmasına; Rojava, Şengal, Afrin, Roboski, Sur, Cizre, Varto ve diğer direniş ve serhıldanlarda pervasızca gerçekleştirilen sivil ve çocuk katliamlarına imza atması riyakarlığın daniskasıdır… Mesela, İsrail‘e haklı olarak savaş suçlusu derken, Suriye’de desteklediğin ve bizzat arkasındaki güç olarak her bakımdan besleyip yürüttüğün ve dinci faşist çeteler eliyle de yürüttüğün vahşi katliamları, çocuk katliamlarını, ‘‘kelle kesmeleri‘‘, canlı-canlı insan yakıp katletmeleri nereye koyacaksın? Birine söz edip ötekine etmemek, başkasına derken kendisine dememek ikiyüzlülüktür elbette. Erdoğan, Netanyahu’ya, ‘‘Tencere dibin kara‘‘ demektedir; Netanyahu da, ‘‘Seninki benden kara‘‘ demektedir. İkisi de birbirlerine bu söylediklerinde yerden göğe kadar haklıdır.

Özcesi, Netanyahu, Erdoğan’a ikiyüzlü derken haklıydı ama onun Erdoğan karşısındaki bu haklılığı onun Siyonist bir gerici, faşist bir katliamcı, savaş ve insanlık suçlusu bir cani olduğunu ortadan kaldırmaz. Filistinli çocukların ve sivillerin sıcak kanı ellerinde olduğu gerçeğini değiştirmez. Bunun gibi, Erdoğan’ın, İsrail’e dönük yaptığı savaş suçlusu atfı doğru olmakla birlikte, bu doğruluk onun Kürt ulusuna karşı, Komünist ve devrimcilere karşı savaş ve saldırılarında bir savaş suçlusu olmadığı anlamına gelmez. Yani, iki savaş suçlusu birbirini savaş suçlusu, iki katliamcı birbirini katliamcı, iki gerici faşist birbirini faşist ve ikiyüzlülükle suçluyor. Al birini vur ötekine.



Eylül 2024
PSÇPCCP
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
30 

Daha Fazla Makale Haberler