Bizimle iletişime geçin

Röportaj

Maxmur Kadın Meclisi Eş Sözcüsü Leyla Arzu İlhan: Maxmur, Şengal ve Rojava planlı bir şekilde bombalandı

Maxmur Kadın Meclisi Eş Sözcüsü Leyla Arzu İlhan ile konuştuk. İlhan, “Türk devleti, Haseki yenilgisinin acısını bizden çıkartıyor. Çünkü aynı anda bizim kampın bombalanması hem Şengal’ın, hem de Rojova’nın çok kapsamlı ve planlı bir şekilde bombalanması bize bunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

 Türkiye’ye ait savaş uçakları 1 Şubat 2022’de Maxmur Kampı, Derik ve Şengal’e eş zamanlı hava saldırısı düzenlemiş, saldırının ardından halk birçok alanda sokağa çıkarak saldırılara karşı birlik çağrısı yapmıştı. Yine saldırılar Avrupa’da pek çok ülkede protesto edilmişti.

Bizde Gazete Patika olarak Maxmur Kampı Kadın Meclisi Eş Sözcüsü Leyla Arzu İlhan ile yaşananları konuştuk. Maxmur kampının Türkiye Devleti tarafından yoğun bir bombardımana maruz kaldığını söyleyen İlhan, “Bu seferki saldırı diğer saldırılardan daha büyüktü, daha kapsamlıydı. Çünkü, kampın dört tarafı Türk savaş uçakları tarafından vuruldu. Bu da bilinmeli ki, 10 güne yakındır sürekli üst üste Maxmur kampı üzerinden keşif uçakları ve savaş uçakları gezinmektedir” ifadelerini kullandı.

Hava saldırıları planlı bir şekilde yapıldı

1 Şubat’ta uçak gezmeleri sonucu Maxmur Kampı’na büyük bir saldırı gerçekleştirildiğini belirten İlhan, “Bu saldırıların arka planları var, saldırırlar yeni değil, 28 yıllık mültecilik hayatımızdan bugüne kadar hep Türk devletinin faşist saldırılarına maruz kalıyoruz ama bu seferki saldırı daha kapsamlı, daha büyüktü ve bunun siyasi-askeri arka planı var. Türk devleti Kürdistan özgürlük gerillasına karşı yenilgi yaşadığında Maxmur Kampı’na saldırıyor. Türk devleti Kürt soykırımıyla ilgili tekrardan bir karar aldığında, bir saldırıya geçtiğinde Maxmur Kampı saldırıya maruz kalıyor. Türk devleti, Haseki yenilgisinin acısını bizden çıkartıyor. Çünkü aynı anda bizim kampın bombalanması hem Şengal’ın, hem de Rojova’nın çok kapsamlı ve planlı bir şekilde bombalanması bize bunu gösteriyor” diye konuştu.

‘Türk Devletinin Kuzey Kürdistan’da Kürt halkının üzerinde gerçekleştirdiği soykırımların canlı şahididir’

Asıl mesele DAİŞ yenilgisinin öcünü bizden alıyorlar diyen İlhan, “Burada şu bilinmeli ki; Türk devletinin eliyle bu saldırılar gerçekleşiyor ama diğer güçleri hem Irak Koalisyon Güçleri hem Birleşmiş Milletler, sivil toplum örgütleri gibi güçlerin de bunda payları var. Çünkü, Maxmur Kampı’na yapılacak bir saldırı koalisyon güçlerinden habersiz yapılamaz. Irak Devleti’nden habersiz yapılamaz, Birleşmiş Milletler’den habersiz yapılamaz. Geçen saldırıda biz buna şahit olduk. Yani Birleşmiş Milletler’in açıklamasında Türk devleti, “Ben Mahmur Kampına saldıracağım” deyip saldırdıktan sonra, biz izin vermediğimiz halde saldırdılar diye açıklama yaptı. Birleşmiş Milletler buna yönelik tedbirlerin almaması, Türkiye’nin saldırıların durdurulması için hiçbir şey yapmamasından dolayı kampımız daha kapsamlı saldırıya uğradı. Bu saldırı Birleşmiş Milletler’in de bilgisi dahilinde gerçekleştirilmiştir. Evet, çok yoğun bir saldırı gerçekleştirildi. Bu saldırıların birinci amacı bizim kampta oluşturduğumuz sistemdir. Bizim kampta oluşturduğumuz yaşam, devlet düzeni ve faşizan zihniyete karşı olduğumuz gerçeği… toplumu sömüren, baskı altında alan iktidar zihniyetine karşı olduğu için ve ona paralel bir yaşamın bir paradigmanın, oluşturulmasından dolayı bizim kamp hedef alınmaktadır. Bu bir yönüdür, diğer taraftan da bilindiği üzere bizim kamp, yani Türk Devletinin Kuzey Kürdistan’da Kürt halkının üzerinde gerçekleştirdiği soykırımların canlı şahididir.  Faili meçhul ama faili belli olan devletin şahididir. 4 bin köyün yakılmasının şahididir. Türkiye’nin Kürt halkına karşı uyguladığı asimilasyonun şahididir. Bu politikaların hepsini reddederek, 28 yıldır bir mücadele veren hem siyasi anlamda hem kültürel anlamda, dil anlamında, toplumsal anlamda muazzam bir mücadele veren bir halk topluluğunu, Türkiye faşizan zihniyeti tehlike olarak görüyor ve dünyanın gözü önünde bizim kampa saldırı gerçekleştiriyor.”  

Saldırı BM, Koalisyon ve Irak devletinin bilgisi dahilinde yapıldı

Bu bir yani, diğer yanı da Türk devletinin bunu yapması, dediğim gibi BM, Koalisyon ve Irak’ın bilgisi dahilinde oluyor. Maxmur Kampı’nın BM denetiminde siyasi mülteci kampı olduğuna dikkat çeken İlhan, “Bu siyasi mülteci kampının mücadeleci ruhu BM tarafından da bilinmektedir. Ne hikmetse bir hafta önce Maxmur diplomasisi olarak BM’nin Irak temsilcisiyle bu durumlar üzerine bir görüşme yaptık.  Maxmur hava sahasının Türk devletine kapatılması, halk üzerindeki özel savaş politikalarının ve askeri baskıların sonlandırılması ve buna yönelik BM’nin kendi görevlerine sadık kalmasını hatırlatıyoruz. Ama bakıyoruz ki, etrafımız tel örgülerle sarılmaya çalışılıyor, Türkiye ve KDP tarafından özel bir savaş politikası uygulanıyor. 3 yıla yakındır kamp üzerinde gerçekleşen ambargo bunun bir parçasıdır. Diğer taraftan bakıyoruz, Türk devletinin böyle kapsamlı bir saldırıyı sivillerin yaşadığı bir bölgede gerçekleştirmesi gerçekten bir katliamın habercisidir. Saldırılarda 2 arkadaşımızı şehit verdik. Onlarca yaralımız var. Bombalamanın yaydığı yakıcı gazdan etkilenen birçok arkadaşımız var. Öyle bir planlanmıştı ki bu operasyon, bir katliam hazırlığı yapılmıştı. Çünkü, kampın 3-4 tarafını vurarak, halkın birbirine yardım etmesini de engellemeye çalıştılar” diye vurguladı.

‘Bizim yapabileceğimiz şey; faşizan zihniyete karşı direnmektir’

Daha önce de Mahmur kampına birçok kez saldırı gerçekleştiği söyleyen İlhan, “Maxmur halkı bu duruma alışkın olmasından kaynaklı, halk kendi kabuğuna çekilmeyip, mücadeleci ruhuyla katliamın önünü biraz alabildik. Kayıplarımız var, acımız büyük, saldırı çok büyüktü; kamp halkının sergilediği duruş, verdiği mücadele kamp sistemini, toplumsallığını bozmadan, şehitlerimizin bilinciyle bu mücadeleyi devam ettireceğiz. Çünkü onların amacı, kamp halkını korkutmak, oradaki düzeni dağıtmaktı ama tam tersine uçaklar her yeri bombalarken, yüzlerce halk bombalanan yere koşarken, bu halkın sindirilemeyeceğini göstermiş olduk. Bizim yapabileceğimiz şey; faşizan zihniyete karşı direnmektir” dedi.

‘Kürt halkı ve Kürt halkının dostları birlik olması gerekir’

Son olarak halka çağrı yapan İlhan, “Türk devleti ve işbirlikçileri Kürt halkına karşı topyekün bir saldırı içerisindeyse, Kürt halkı ve Kürt halkının dostları da bu soykırımcı politikalara karşı, bu çetevari uygulamalara karşı birlik olması gerekir. Koalisyon güçlerini, Irak güçlerini ve BM’nin kendi görevlerini yerine getirmesi için zorlaması gerekir. AKP-MHP faşist çetevari koalisyonuna karşı mücadele içinde olmalıyız. Bu topraklara ve bu halka özgür bir geleceği sunabiliriz” ifadelerini kullandı.



Kasım 2024
PSÇPCCP
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930 

Daha Fazla Röportaj Haberler