Bizimle iletişime geçin

Makale

Anton Ekmekçi Yazdı: Matrix Dünyanın Yapay Gerçeklik Ağlarında Türeyen Devrimcilik

Matrix dünyanın simülasyonunda hâkim olan yapay politik yaşam çelmecilerin, cinsel çarmıhçıların ve insan ile makine karışımı Cyborg’ların gezindiği bir alan olmaktadır.

Neolitik devrimin şafağında ilkel komünlerin ekonomik özünün sapmasıyla ile beraber insan bilinci de bozunmaya başladı. Tarih boyunca insan bilincinde nesnelliği çarpıtılmış olarak duran yapay gerçeklik kavramı günümüzde artık dijital bir makinenin yardımı ile üretilip içinde yaşanabilmektedir.

Eski zamanlardan beri her teknolojik gelişmenin insan toplumlarının yaşam biçimlerini etkilediğini biliyoruz ama geldiğimiz bu aşama etkileşimden öte, bireyi ürettiği yapay gerçekliğin içinde bir embriyo gibi kuluçkaya yatma, yeni sosyal rollerde doğma ve nesneleri bile hareket ettirebilme yanılsamasının gerçeklikle arasındaki ayrımının ortadan kalktığı virtüel bir dünyanın içindeki yaşama doğru evriltmektedir. Günümüzde artık herkes olmayı arzu ettiği ama bir türlü gerçek yaşamda gerçekleştiremediği bir prototipini bilgisayar programlarına yükleyerek o rolü yapay gerçeklik ortamında yaşayabilmektedir. Eski yıllarda böyle bir uydurulmuş rolün topluma kabul ettirilmesi kolay olmamakla birlikte günümüzdeki insan kalabalıkları benzer koşulların esiri oldukları için artık bu yapay rol modellerin etrafında kolaylıkla transa girip kendilerinden geçebilmektedirler.

Öyle enteresan bir zamandayız ki, tarih yapmak isteyen bir kişi kolaylıkla sanal ağlara girip zamanda geriye ve ileriye doğru giden bir yapay tarih bile yapmaya kalkışmaktadır adeta. Sanal suikastçıların, çelmecilerin, şantajcıların, sabotajcıların ve hiçleyicilerin gezindiği matrix bir dünyadan bahsediyoruz. Bedeni farklı bir boyutta ya da ortamda olmasına rağmen kendisini farklı sosyal rollerde olduğunu zannettirmeyi mümkün kılan dijital ağların hükümran olduğu çılgın bir çağın orta yerindeyiz.

Matrix denilen yapay bir dünyada kendisinin gerçek bir hayat yaşadığını zanneden kimselerin yaygınlaştığı böyle bir zamanda nesnel gerçek olan şey yabancı bir madde gibi algılanmaktadır. Matrix gezegeninin bağımlı sakinlerinin içinde ego patlaması sonucu yaşanan devrimci aydın düşmanlığının bir nedeni de yarasaların ışığa düşman olduğu gibi nesnel gerçekliğe düşman olmalarıdır. Gerçek hayatta küçüldükçe sanal alemde büyüyen bir insana, orada hissettiği şeylerin fiziksel gerçeklikle alakalı olmadığını, aksine elektronik iletkenlerin beyinde yarattığı illüzyonlardan ibaret olduğunu kanıtlamak kolay bir iş değildir. Çünkü burada bireyin nesnel gerçeklik algısı ile hayali algısı arasındaki ayrım birbirine karışarak ortadan kalkmıştır. Dış dünya ve dolayısıyla madde olmadan algıların oldukça gerçekmiş gibi yaşanmasına neden olan dijital teknolojik alandaki 3D benzeri gelişmeler insan topluluklarını birer biyolojik posaya çevirmektedir. Bilgisayar yardımıyla sağlanan üç boyutlu görüntüler ile yapay ya da arttırılmış gerçeklik üretilebilmekte ve bireyin gerçekte olmadığı halde kendisinin gerçek bir dünyada olduğu kanısı sağlanabilmektedir. Madde olmadan o maddeye dair duyumsamalarımızın taklidîni bizlere yaşatabilen, yani beş duyu organımızı aynı anda kandırabilen makinelerin varlığı bir uyur gezer çağının yürüteçleri olarak durmadan çalışmaktadırlar.

Gerçek hayatta hiçleştiği halde bir bilgisayar programına bağlandıktan sonra kendisini gerilla kumandanı, politikacı, gazeteci ve kurtarıcı Mesih zanneden sol orijin kökenli insanların hızla çoğaldığı çılgın bir çağın koşullarından bahsetmeye çalışıyoruz. Bu öyle huşu ile kendi pazarını aceleyle oluşturan bir trenddir ki eğer bu yapay devrimci prototiplerin kullandığı bilgisayarların fişini çekip bütün bu saçmalıkların bir illüzyon olduğunu kanıtlasanız bile bu duruma asla inanmayacak bir noktadadırlar adeta. Kişi gerçek hayattaki sosyal realizasyon süreçlerinden âtıl kaldığı halde İnternet ortamında bir pazar için gerekli olan sahte rolleri, sosyal ilişkileri, renkleri, değerleri ve hatta neredeyse tüfek, bayrak, ikon ve araba gibi eşyaları bile bir program sayesinde matrix dünyaya yükleyebilmektedir. Simülasyondan oluşan sanal devrimci dünyanın bileşenine dönüşmüş birey tarihte eşine hiç rastlanmayan bir ölçüde yabancılaşarak kendi bedeni ve ruhunun dışına çıkmaktadır. Böyle bir dünyanın sakinleri, kendi uyduruk gerçekliğine esir düşmüş modernitenin son köleleri durumundadırlar.

Gerçek nesneler dünyasından beynimize gelen elektrik sinyalleri ile bu sinyallerin benzerlerini taklit eden makinelerin yarattığı dünya aynı dünya değildir. Biz gerçek dünya temizdir demek istemiyoruz ama yine de gerçek dünyada bir devrimcileşme imkânı varken, matrix dünyada atomları zıddına dönmüş bir beden, metafor değiştirmiş bir ruhsal sapkınlık ve değer olmaktan çıkmış zehirli bir kültürel örüntünün eşliğinde her şey çürümektedir. Böylesine çürümüş bir elektronik pazar dünyasında, geçmişte ölümsüzleşen Komünizm kahramanlarının yapay “Şehitlik Müessesi”nin adeta bir meta nesnesine dönüştürülme çabası ise insan etik, erdem ve ahlakına dair ayrı bir tezin konusu olmaktadır. Gerçek dünyayla etkileşim sürecinde maruz kaldığımız elektromanyetizmayı madde olarak görmeyen ve dolayısıyla maddenin bir zihin yanılsaması olduğunu iddia eden idealistler, dijital makinaların salgıladığı elektrik sinyallerinin bilinçlerde yanılsamalı bir dünya yaratmasını gerçeklik diye pazarlıyorlar. Görme eylemi beyne gelen elektrik sinyallerinin işlemden geçmesi sonucu gerçekleşiyorsa eğer, gerçekliğin yapay üretimi içinde gördüğümüz illüzyonlardan yola çıkarak gerçekte görebildiğimizi ve nesnelliğin yaklaşık bilgisine varma imkânımız olduğunu kim iddia edebilir?

Matrix dünyanın sakinleri, idealizmin tarihinde hiç bu kadar olmadığı kadar gerçekliğin tersinden asıldığı bir hayata yazgılanmış görünüyorlar. Yapay sinyallerin oluşturduğu bir dünyanın dijital politik pazarından kahramanlık rolleri devşirmiş kesimlerin psişik bütünlüğünde kin, öfke, saldırganlık ve ego patlaması gibi parçalanma yaşadıkları gözlemlenmektedir. Böyle çılgın bir dünyada manevi değerler bir bilgisayar programı yardımıyla kopyalayıp yüklendiği için gerçek dünyadaki taşıyıcısı olan devrimci bireylerdeki gibi görevlerini yapamazlar. Bu yapay sentetik değerler daha çok pazar yerine müşteri çeken bir aksesuar görevini yapmaktadırlar. Bu nedenle Matrix dünyanın simülasyonunda hâkim olan yapay politik yaşam çelmecilerin, cinsel çarmıhçıların ve insan ile makine karışımı Cyborg’ların gezindiği bir alan olmaktadır. Yapay bir kaynaktan gelenle nesnel bir kaynaktan gelen algıları ayırt etmenin imkanını devrimci komünist üretim vermektedir. Alice harikalar dünyasında rol devşiren hayalperestler, tekniğin sihirbazlık ölçüsünde tarihsel gelişiminin bir cilvesi olarak gittikçe tarih dışı olmaktadırlar



Ekim 2024
PSÇPCCP
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031 

Daha Fazla Makale Haberler