1919 yılında Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından Hindistan’da İngiliz sömürge otoritelerini endişelendiren protestolar baş gösterdi.
Özgürlük sloganıyla sokaklara akın eden Hintliler, Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz saflarında savaşan çocuklarını savaşta kaybettiler. Avrupa ve Ortadoğu’da İngilizler adına savaşan bir kısmı çocuk 70 bin Hintli ölmüştü.
1919 Mart ayında İngiliz Parlamentosu’nun, göstericilere yönelik tutuklama ve gözaltıyı kolaylaştıran ‘’Rowlatt’’ tasarısını onaylaması Hintlileri öfkelendirmiş ve protestolar hiç olmadığı kadar şiddetlenmişti.
Aynı yılın nisan ayında yaşanan protestolar, ülkedeki yabancılara karşı şiddete eylemlerine dönüştü.
Bunun üzerine İngilizler, protestoları bastırmak için özellikle Pencap Eyaleti başta olmak üzere Hindistan’ın genelinde olağanüstü hal ilan etti.
Amritsar katliamı
14 Nisan 1919’da aralarında Hindu ve Müslümanların da olduğu 10 binden fazla Hint, tasarıyı tekrar protesto etmek amacıyla Amritsar’daki Jallianwala Parkı’nda toplandı. Bu gösterilerden bir gün önce ise beş İngiliz vatandaşı kimliği belirsiz kişiler tarafından öldürülmüştü.
İngiliz sömürge güçleri, Hintlere, Britanyalı Tuğgeneral Reginald Dyer’dan verilen bir emirle Gurkha birlikleri tarafından ateş açıldı. Resmi rakamlara göre katliamda 379 Hint öldürüldü ve yaklaşık bin 200 kişi yaralandı. Ancak Hindistan kaynaklarına göre bu katliamda bin kişi öldü. Bu katliamdan sonra Tuğgeneral sıkı yönetim ilan etti ve kendi emrettiği katliamın “sorumlularının bulunmasını” istedi. Ancak bu “sorumlulara” verilen ceza kamçılamadan öteye gitmedi. Amritsar katliamında yaralanan genç bir Hintli, daha sonra Londra’da yaptığı eylemle dünyanın gündemine oturacaktı.
Amristar katliamı birçok ülkede tepkiyle karşılanırken, İngiliz Parlamentosu Lordlar Kamarası, Tuğgeneral Reginald Dyer’ın göstericilere karşı kanunlara göre hareket ettiğini savundu.
Öte yandan Pencap Valisi Michael O’Dwyer saldırının arkasında durdu ve sokaklara inme niyetinde olan Hintlileri tehdit etti.
21 yıl boyunca intikam planı yaptı
Amritsar katliamında yaralananlardan biri olan Udam Sing 20 yaşındaydı. Saldırının intikamını almak isteyen Sing, katliamı öven ve savunan vali O’Dwyer’ı öldürme planları yapıyordu.
Olaydan 5 yıl sonra 1924 yılında ABD’YE giden Udham Sing burada Hindistan’daki İngiliz sömürgesine karşı çalışmalar yapan Gadar Parti’sinin üyeleriyle bir araya geldi. 3 yıl sonra ülkesine dönen Sing, silah taşıdığı için İngiliz askerleri tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
1931 yılında cezaevinden çıkan genç Hint, Keşmir üzerinden Avrupa’ya doğru yola çıktı. Uzun bir süre sonra 1934 yılında Britanya başkenti Londra’ya varan Sing burada 6 yıl geçirdi.
1940 senesinde eski Pencap Valisi Michael O’Dwyer, Londra’nın Caxton Hall Bölgesi’nde bulunan Doğu Hindistan ve Orta Asya Topluluğu adlı derneğin düzenlediği bir konferansa konuşmacı olarak katıldı.
Konferansta 21 yıl önce Jallianwala Parkı’nda yaralanan Udam Sing de bulunuyordu. Sing, konuşma yaptığı sırada Michael O’Dwyer’ı silahını iki kez ateşleyerek cezalandırdı.
Udam, suikasti gerçekleştirdikten sonra tutuklanarak hakim karşısında çıkarıldı. Suikasti 21 yıldır planladığını söyleyen Sing, mahkemedeki savunmasında Amritsar katliamından sonra Asya’dan Avrupa’ya geçmek için büyük bir çaba harcadığını belirtti. Hakkında idam kararı verilen Sing’in cezası 31 Temmuz 1940 yılında infaz edildi.
Kaynak: Independent Türkçe