Suruç Katliamı’nın 4’üncü yıldönümünde yaşamını yitiren 33 devrimci genci anmak için Süreyya Operası önünden Mehmet Ayvalıtaş Parkı’na yürümek isteyen kitleye polis saldırdı.
Polisin plastik mermi ve gazla saldırdığı kitlede çok sayıda kişi yaralanırken HDP Milletvekilleri Erol Katırcıoğlu, Murat Çepni ve Gülistan Kılıç Koçyiğit ile birlikte HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu polislerce tekmelendi.
Sıkılan plastik merminin hedefi olan HDP’li Milletvekili Erol Katırcıoğlu ve CHP’li Sezgin Tanrıkulu hastaneye kaldırıldı.
Süreyya Operası önünde yapılan polis müdahalesinden sonra ara sokaklarda yürüyüş ve polis saldırıları devam etti.
Gözaltına alınan eylemcilerin serbest bırakılması için Kalkedon Meydanı’na yürümek isteyen kitleye polis bir kez daha sert saldırıda bulundu. Yoğun bir şekilde kullanılan gaz ve plastik mermiden sonra çok sayıda kişi yaralanırken gözaltılar da yaşandı.
Tüm müdahalelere rağmen yürüyüş ısrarını sürdüren kitle ara sokaklarda ajitasyon ve sloganlarla yürümeye devam etti. Kitle sık sık “Yaşasın devrimci dayanışma” ve “Suruç için adalet, herkes için adalet” sloganları attı.
Ara sokaklarda toplanan kitle basın açıklamasını gerçekleştirdi. Gençlik Örgütleri adına okunan açıklamada şunlara yer verildi.
“4 yıl önce bugün 33 düş yolcusunu sonsuzluğa uğurladıklarını söyleyen Budak, “Katil, tecavüzcü, barbar IŞİD çetelerinin yerle bir ettiği Kobane’nin yeniden inşası için yola çıkmışlardı. Onlar savaştan çıkmış bir kentin insanlarına umut olmak için kurmuşlardı düşlerini. Çocuklara oyuncak, kente orman, yaralılara hastane yapmaya gidiyorlardı. IŞİD’e karşı direnişin en önemli sembollerinden birisi olan Kobane’nin savunulmasında nasıl sokaklarda oldularsa, sıra inşaya geldiğinde de ‘oradayız’ demişlerdi. Beraber savunduk, beraber inşa edeceğiz…”
“Suruç’ta Patlayan Bombanın Yankısı Yüreklerimizde Çınlamaya Devam Ediyor”
İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Van, Amed ve daha nice yerden yola çıkmışlardı. Yüzlerce gencin buluşma noktası olan Suruç Amara Kültür Merkezi’nde, bombacı katil elini kolunu sallayarak gezerken, Kaymakamlığın, Emniyet Müdürlüğü’nün önünden geçerken bir kez olsun durdurulmadı. Saatler 11.50’yi gösterdiğinde ise, slogan seslerinin yerini katliam aldı. Suruç’ta patlayan bombanın yankısı yüreklerimizde çınlamaya devam ediyor. 4 yıldır 33 düş yolcumuz için adalet demekten vazgeçmedik” diye konuştu.
“Katliam Örtbas Edilmek İstendi”
Sadece Suruç Katliamı için değil aydınlatılmamış bütün katliamlar için bir araya geldiğini belirten gençler, “Suruç Katliamı, planlandığı gibi örtbas edilsin istendi. Gizlilik kararı bunun en net göstergesidir. Urfa Savcılığı’nın yolunu asla boş bırakmadık. Her an her fırsatta oradaydık. Böylesi bir katliamda önümüze sanık diye sundukları kişileri daha yakından bile göremedik, kameralarla bağlandıkları duruşmalara getirilmediler dahi. Olay yerini gören kamera kayıtlarının kesilmemiş, kırpılmamış tam hali aradan geçen 4 yıla rağmen dosyaya konulmuş değil. Yargılamalar sırasında ihmalin sadece Suruç Emniyet Müdürlüğü’yle sınırlanmaması gerektiği İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın da bu katliamda ihmali olduğu, yargılanan polis memurlarının verdikleri ifadelerde geçiyor. Katliamda ihmali olduğu şüphesi ile yargılanan Terörle Mücadele Şube polisi Ahmet Oğuz Davarcı’nın suç duyurusunda bulunduğu kamu görevlileri hakkında neden işlem yapılmıyor?”
Son Nefesimize Kadar Buradayız
Bu katliamı planlayan Deniz Büyükçelebi, İlhami Bali, siz de yargılanacaksınız. Ama tek olmayacaksınız. Adalet kapısını herkes için çalacak. Bu katliamı bildiği halde sessiz kalan emniyet mensupları, patlamanın hemen ardından yaralılara gaz sıkan TOMA memurları, ambulansların önünü kapatan polis araçları, yaralıları taşıyanlara silah doğrultanlar, IŞİD’i besleyenler, koruyanlar, büyütenler, IŞİD’i ‘bir grup öfkeli’ olarak görenler, Suruç’un esas failleri, hepiniz yargılanacaksınız. Çünkü biz son nefesimize kadar buradayız. Peşinizdeyiz, adalet demeye devam edeceğiz.”