Bizimle iletişime geçin

Kadın

’Özgür ve eşit bir dünyayı kurmak için örgütlü kadın mücadelemizi büyüteceğiz’

8 Mart’a Taksim’de ve sokaklarda olacaklarını belirten EKA üyesi Delal Erol, “Kapitalist sistemin bütün sömürü biçimlerine karşı, erkek egemenliğin bedenimize, cinselliğimize, var oluşumuza yönelik bütün tahakküm biçimlerine karşı örgütlü kadın özgürlük mücadelemizi büyüteceğiz” dedi.

Yadigar Aygün / İstanbul

Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne kısa bir süre kaldı. Kapitalist sistemin sömürü biçimlerine karşı, erkek egemenliğine karşı, emek sömürüsüne karşı, kadınlar her yıl olduğu gibi bu yılda “Yoksulluğa, Şiddete, Savaşa, Sömürüye karşı İsyanımız Var!” Şiarıyla 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde 19:00’da Taksim’de olacak.

Emekçi Kadınlar (EKA) üyesi Delal Erol ile kadınların yaşadığı sorunları, AKP’nin kadın düşmanı politikalarını, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü konuştuk. Erol, tüm kadınları, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde sokaklarda olmaya, kadınların isyanını büyütmeye çağırdı.

EKA üyesi Delal Erol

Kadın emekçiler hangi sorunlar ile karşı karşıya? Ekonomik kriz, işsizlik, kayıt dışı çalışma, kadınları nasıl etkiliyor? İş yerlerinde kadınların emek sömürüsü, ayrımcılığa, cinsiyetçi söylemlere maruz bırakılıyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Delal Erol: 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne yaklaşırken isyanımız büyüyor. Bu isyan, sokakta olmanın hazırlığı yaptığımız bugünlerde her gün öldürülen kadınların öfkesi, bugün fabrikaları, atölyeleri doldurarak düşük ücretle, insanlık dışı koşullarda çalışmak zorunda bırakılan işçi kadınların öfkesi, sıkış tepiş doldurduğumuz kamyonetlerle yolda ölmeden yetişebilirsek mevsimlik ve kayıt dışı çalıştığımız tarlalardan büyüyen öfke. Yaşamın tüm yükü biz kadınların omzuna yükleniyor. Erkek egemen sistem, bizi düşük ücretlerle çalıştırarak patronları zenginleştirirken evin içindeki tüm işleri de eksiksiz yapmamızı dayatıyor. Her geçen gün o evlerde yemek yapabilmek için pazar parasını, gelen faturanın nasıl ödeyeceğimizi, çocuğumuzun beslenmesine ne koyacağımızı düşünen yine biz oluyoruz. O yüzden birileri ekranlara çıkıp ekonomimiz çok iyi dedikçe büyüyor isyanımız; her geçen gün sonraki ayı getirmenin daha zor olmasından, ödeyemediğimiz kiralardan doğarak büyüyor. Kadın işsizliği devasa bir boyutta iken işsiz kalmamak için çalışmak zorunda bırakıldığımız iş yerlerinde mobbinge uğradığımızda, fazla çalışmaya zorlandığımızda, iş güvenliği olmaksızın çalıştırıldığımızda yine aynı öfkeyle bileniyoruz.

İş yerinde eşit işe eşit ücret neden önemlidir? Sendikalaşmak neden önlemlidir? Kadınlar erkeklere göre iş yerlerinde hangi sorunları yaşıyor?

Delal Erol: Bugün Türkiye’de on binlerce kadın kayıt dışı çalışıyor. Sigortasız, güvencesiz ve düşük ücretle. Emeğimizi sömürerek zenginleşen patronlar çoktandır gösterdiler; biz kadınlar “küçülmeye giden” iş yerlerinde ilk işten çıkarılacak olanlarız. Aynı işi yaptığımız erkek işçilerden daha düşük maaşlar alan, üstüne bir de bakılması gerek çocuk varsa işe alınma ihtimali en düşük olanlarız. Ama bu kadar değil. Aynı zamanda sendikasız çalışmaya zorlandığımız o fabrikalarda sendikal mücadele veren, düşük maaşlarla çalışmayı kabul etmeyip patronların ensesinde boza pişiren, karnımızda bebeğimizle kendimizi kilitlediğimiz fabrikada üretimi durduranlarız. Özellikle son yıllarda işçi ve emekçi kadınlar olarak daha da gelişiyor, birbirimizden öğreniyor, güçleniyoruz. İşçi eylemlerinde en önde duruyoruz. Her bir kazanım bir diğerimize güç veriyor, yeni bir eylemi doğuruyor. Bir arada olmanın bize verdiği güçle biz kadınlar istersek karşımızda dikilen nice duvarı yıktığımızı gördük. Bu bilinçle kapitalist sistemin bütün sömürü biçimlerine karşı, erkek egemenliğin bedenimize, cinselliğimize, var oluşumuza yönelik bütün tahakküm biçimlerine karşı örgütlü kadın özgürlük mücadelemizi büyütüyoruz.

‘Kadınların ezilmişliğinin en temel nedeni bu erkek egemen sömürü düzenidir’

Delal Erol: On yıllardır emekçi kadınlar, erkek işçilerle aynı işi yaptıkları halde daha düşük ücretlerle çalıştırılmaya karşı mücadele veriyor. Kadınların daha eşit ücret almamasının ardında erkek egemen sömürü düzeni var. Çünkü kapitalist sistemin çarklarının dönmesi için kadınların sadece üretimde çalışmaları yetmiyor, aynı zamanda insan yaşamı için zorunluluk olan işlerin de yapılması gerekiyor. Yaşamı döndüren bu en büyük emek olan ev içi emek, ücretli emek piyasasında çalışsın ya da çalışmasın fark etmeksizin kadınlara yükleniyor. Çocukların bakımından yemek yapılmasına, temizliğe, yaşlıların bakımına kadar en geniş yelpazede bu görünmeyen emeğin sahibi kadınlar. Kadınları daha düşük ücretlerle çalıştırıp “ek gelir” getirdikleri evlerde paydos zili çaldıktan gece yarılarına kadar çalışmaya mecbur bırakan bu sömürü düzenidir. Çünkü patronlar, erkek ve kadın işçiler ertesi gün işe hazır gelebilsin diye bu görevi ücretsiz biçimde kadınlara yüklüyor. Bundan en temel karı kapitalizm elde ediyor; ucuz, esnek ve güvencesiz çalışacak milyonların oluşturduğu bölük. Kadın işçiler, yeniden üretimi sağlayan bu ihtiyaçları zorunlu olarak yapıyor. Diğer yandan da daha düşük ücretlerle çalışarak genel işçi ücretlerinin aşağı sınırda kalması noktasında tampon görevi görüyor. Kadınların ezilmişliğinin en temel nedeni bu erkek egemen sömürü düzenidir.

AKP-MHP blogu kadın kazanımlarına göz dikti. AKP-MHP iktidarının kadın politikalarını değerlendirir misiniz? AKP’nin kadın emekçilere bakış açısı nasıl? Kadın emekçiler AKP sürecinde hangi hakları gasp edildi? İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden geri getirilmesi neden önemlidir?

Delal Erol: Yaşamlarımız böylesi bir kuşatmanın altındayken biz kadınlar sokakta mücadele etmekten geri durmuyoruz. Kadınlar, bugün hem Türkiye’nin hem dünyanın en militan, kararlı, coşkulu eylemlerini yapıyor. Sokaklarda sloganlarımız yankılanıyor, adımlarımız meydanları titretiyor. Dinci faşist iktidar, kadınları aile içine sıkıştırarak “makbul kadın” olmayı dayatsa da renklerinden, neşesinden, inadından vazgeçmeyen biz kadınlar bizlere dayatılan o sınırları parçalıyoruz. Bugüne kadar yaşamlarımız için hangi kazanım olduysa, bu bizim mücadelemizledir. Kimse bize haklarımızı bahşetmedi, biz onları mücadelemizle kazandık. Ama kazanılmış haklarımız da bu kapitalist sistemde garanti altında değil. İstanbul Sözleşmesi’nde gördük, nafaka hakkımızın sürekli saldırı altında olduğu bugünlerde tekrar görüyoruz. Yasaları önemli yapan şey o haklara sahip çıkan kadınların varlığıdır. İstanbul Sözleşmesi kadınların mücadelesi sonucunda imzalandı, ancak sözleşme yürürlükteyken de etkin uygulanmadığı için kadınlar katlediliyordu. Öldürülen kadınların büyük çoğunluğu boşanmak istediği erkek tarafından, ailesinden bir erkek tarafından, koruma kararları uygulanmadığı için veya kadınların şikayetleri önemsenmediği için öldürülüyor. Bu nedenle yasalar, elde ettiğimiz haklar önemlidir; ancak daha önemli olan o yasaları sokakta tekrar yazmaya kararlı kadınların sebatkar mücadelesidir. Bugün o yüzden eskisinden çok daha umutlu ve güçlüyüz.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne ilişkin bir çağrınız var mı?

Delal Erol: 8 Mart 1857’de New York’ta dokuma işçisi kadınlar katledildi. O günden bugüne kadar on binlerce kadın iş cinayetlerinde, erkek şiddetiyle, özgürlük mücadelesi verdiği için devlet şiddetiyle katledildi. Bu katliamlar artarak devam ediyor. Aradan geçen 107 yılda kapitalist sistemin dişlileri daha da keskinleşti. Bugün yaşamlarımızı saran bu karanlığı yırtıp atacak gücün biz kadınlarda olduğunu biliyoruz. Biz istediğimiz için önümüzde duran barikatları ardı sıra devirdik, engelleri aştık, “kadın başına” yapılamaz denilen her şeyi başardık. Yeni bir çağın dönümündeyiz; özgür ve eşit bir dünyayı kurmak için örgütlü kadın mücadelemizi büyüteceğiz. Tüm kadınları birlikte sokakta olmaya, “Yoksulluğa, Şiddete, Savaşa, Sömürüye karşı İsyanımız Var!” demek için buluşmaya davet ediyoruz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde 19:00’da Taksim’deyiz. Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!



Temmuz 2024
PSÇPCCP
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031 

Daha Fazla Kadın Haberler