Bizimle iletişime geçin

Makale

Kaypakkayacı Demokratik Kuvvetlerin Atılım Sürecine Girerken -5

Belediye iktidarı yoluyla kamu erki ve yetkisinin piyasayı denetleme ve sınırlandırma olanağı bizim gibi ülkelerde oldukça sınırlıdır. Sosyalistlerin iktidarda olduğu mahalli yönetimlerde kapitalist piyasa işleyişinin halkın aleyhine olmadığı yönündeki tezler birer illüzyondan ibarettir.

İdeolojik ve yönetsel formasyonunu yerel yönetimler kavramına göre inşa etmek yönündeki toplumsal ana akıma karşı direnmek yeni demokratik kuvvetlerin önündeki başlıca görev olmalıdır. Kamu yararını azami ölçüde gözeten, özel mülk rejimi için yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını teşvik eden ve bünyesinde barındırdığı işçilerin sendikal hak ve özgürlüklerini gözeten bir model içerisinde kalarak proletaryanın kurtuluşuna dair bütünlüklü bir ideolojik formasyonun korunamayacağı açıktır. Çünkü ideoloji ile eylem ve yaşam biçimi arasında diyalektik bir bağ vardır. Bir devrimci örgüt için taktik siyasetin temel siyasal yaşam biçimi haline geldiği durumlarda başlangıçtaki ideolojinin kendisi de zaman içerisinde değişecektir. Zaten Lenin yoldaşın en isabetli öngörüsü; Sosyalist demokratik kadroların çoğunluğunun kent orta sınıfları için alt yapı hizmetleri, emlak vergisi, su ve elektrik faturaları, cenaze defin işleri, mahalle parkları ve nihayet düğün dernek gibi görevlerde yoğunlaşmasının merkezi bir örgütlenme ve siyaseti geciktireceği gerçekliğiydi.

Ayriyeten Lenin yoldaş böylesine toplu bir yönelimin devrimci ideolojiyi zamanla liberalizasyona uğratacağını fark etmişti. Bu gidişatın sonuçlarından bilimsel endişe duyduğu için ve başlangıçta oldukça azınlıkta olmasına rağmen çetin bir ideolojik mücadele başlatmakta bir an bile tereddüt etmedi. Sınıf iş birliğine giden liberal süreçlerde son bir durak olan “Belediye Sosyalizmi” 1899 Rusya’sında işçi sınıfı hareketi içerisindeki en başat sağ sapma eğilimdi. Özellikle bu eğilimin birinci dünya savaşı sonrası Avrupa kentlerindeki yükselen başarısı dönemin işçi sınıfı temsilcilerinin başını döndürüyordu. İkinci Enternasyonal Komünist Hareket bu gelişmeler karşısında adeta ideolojik anlamda teslim olmuş ve bağrından İngiliz Fabian Sosyalizmi gibi yeni teoriler doğmaktaydı. Lenin ve Roza Lüksemburg yoldaşların ideolojik müdahalesi, şartların bir proleter devrime olanak vermediği böylesine olumsuz koşullar içerisinde boy veriyordu. Bırakalım bu dönemi, “Belediye Sosyalizmi” sorunu daha Engels yoldaşın döneminde ortaya çıkmış ve bizzat tarihte ilk olarak Engels’in ideolojik müdahalesine maruz kalmıştır. Bu anlamda erken dönem sosyalizminin bir hastalığı olan çözüm reçetesini yeniden keşfetmek, Amerika kıtasını ikinci kez keşfetmek kadar saçmadır. Lenin, sosyalist kadroların işçi devletinin embriyolarının gelecekte doğacağı üretim merkezlerinden topluca çekilerek merkezinde siyasal mücadelenin bulunmadığı mahalli kamu alanlarına hapsedilmesini devrimin silahsızlandırılması gözüyle bakıyordu. Böylelikle devrimci kitlelerin dikkati merkezi iktidar mücadelesinden uzaklaşarak hizmet sektörü içerisinde elime edilmesiyle sonuçlanacaktı.

Açıkça söylemek gerekirse Lenin’in dönemin bu ana akımıyla oldukça sert bir siyasi polemiğe girmesinin nedeni; devrimci işçi hareketinin merkezi iktidar arayışından uzaklaşarak özel mülk rejiminin yereldeki basit bir yürütme aracına dönüşmesine dair duyduğu endişeydi. Burjuva özel mülk rejiminin yasal ve hukuki çerçevesi içinde kalarak felsefi, ideolojik ve siyasal bağımsızlık korunamayacak ve böylece zamanla şeylerin doğasındaki devinim nedeniyle devrimci nitelik karşıtı olan burjuva nitelik ile yer değiştirecekti. Bu dönemin en büyük yanılgısı; belediyelerin sahip oldukları gayrimenkulleri büyüterek burjuvaziyi mülkten arındırabileceği yönündeki hayali fikirlerdir. Günümüzde ülkemizdeki büyük şehir belediyelerinin ele geçirilerek merkezi iktidar gücünün ekonomik olarak geriletilebileceğine ilişkin tezler tarihsel anlamda buralardan beslenmektedir.

Geçtiğimiz yerel seçimlerde devrimci hareketin saflarında ideolojik kavrayışızlıklar yüzünden bu konuda ciddi zaaflar ortaya çıktığı bir gerçektir. İşçi sınıfı sosyalizminin bağımsız siyasal bayrağı kararlılıkla göndere çekilemediği için bir kısım devrimci hareket insan kaynaklarının bir bölümünü burjuva muhalif kamplara kaptırmıştır. Günümüzde burjuvazinin Sosyalistlerin denetimindeki belediyelere yeterince müdahale etmemesinin sebebi; bu yol ile onların egemenliğine dokunabilmenin olanaklı olmaması nedeniyledir. Açıkça söylemek gerekirse; eğer bizler bir hizmet gücü olarak burjuvaziyi yerel masraflardan kurtaracak kadar fedakarlıklar yapıyorsak, bizim bu taktik etkinlikten sonra proleter devrimin lehine birçok olanağı da burjuvaziden geri almış olmamız gerekir. Burjuvazi kendi refahının önemli kaynaklarına dokunmamıza imkan vermiyor belki ama, bir komünist hareket için en değerli kaynak insanın kendisi olduğuna göre, böyle bir tarih yapıcı kaynağa ulaşmanın ve onu devrimci temelde işlemenin önünde engel olan şey nedir o halde?. Halkçı belediyelerin örgütlü halkın yerel iktidarları olduğu yönündeki yanlış algıyla mücadele etmek sahadaki yeni demokratik güçlerin görevleri arasındadır. Belediye iktidarı yoluyla kamu erki ve yetkisinin piyasayı denetleme ve sınırlandırma olanağı bizim gibi ülkelerde oldukça sınırlıdır. Sosyalistlerin iktidarda olduğu mahalli yönetimlerde kapitalist piyasa işleyişinin halkın aleyhine olmadığı yönündeki tezler birer illüzyondan ibarettir.

Neoliberal ekonomi politikaların saldırgan doğası nedeniyle dizginlenemediği bizim gibi ülkelerde piyasanın kamuyu eritmesinin önünde hiç bir engel yoktur. Eğer böyle olmasaydı belediyeyi yıllardır sosyalistler yönettiği halde Dersim’den on bin genç bir sene içerisinde Kanada’ya göç etmek durumunda kalmazdı. Dersim coğrafyasında son yıllarda yaşanan demografik değişimler bizim tezlerimizin ciddiye alınması için yeterince paradokslar yaratmaktadır. Eğer bir politik praksis paradokslarla karşılaşmak durumunda kalıyorsa kendi çizgisinin kavramsal anlamını tartışmalı hale getiriyor demektir. Nasıl ki teorik astro fiziğin konusu olan zamanda geriye doğru yolculuk yapmak “Büyük Baba Paradoksu” nedeniyle bir hipotez düzeyinde bile mümkün değilse, “örgütlü bir halkın yerel iktidarı” iddiası da, “Kanada Paradoksu” nedeniyle sorunlu bir hale gelmektedir. Zamanda geriye doğru giden kişi kendi büyük babası ile karşılaşıp onun ölümüne sebebiyet verdiği taktirde kendi biyolojik varoluşunun nedeni tartışmalı bir hale gelecektir.

Böyle bir çelişki çözülemeyeceği için bu düşünce sistemi paradoksa sürüklenerek oluşturulamayacaktır. Sadece fizikist değil, diğer bütün toplumsal ve sosyal kategorilerdeki düşünce modelleri benzer yolu izlerler. Aynı şekilde piyasa işleyişinin toplumun lehine kontrol edildiği ve kapitalizmin çok boyutlu krizinin yarattığı tahribatlara karşı halkı koruyan bir halk iktidar alanından toplu kaçışların olması durumu, piyasa işleyişinin halkın lehine olduğu yönündeki tezleri paradoksa sürüklemektedir. Zira bütün bunlardan anlamamız gereken şey; belediyeler yoluyla üretken, sağlıklı ve mutlu bir kent yaşamının yaratılamayacağıdır. Bunun nedeni ise; piyasalaştırılan hizmetin burjuva devletin varlığında geri alınamayacağına dair tarihin yasalarının koyduğu sınırlamadır.

Belediyeler yolu ile kamu maliyesi olanaklarının toplumun yararına kullanılabileceği yönündeki reformist tezler kitlelerin bilincini dumura uğratmakta ve ekonomik çöküşe rağmen toplumsal hayatın içindeki Sosyalist demokrasinin iktidar nüvelerinin doğum sürecini geciktirmektedir. Kamunun toplum yararına çalışmasını talep etmek ile bu imkansız hayale toplumu inandırmak aynı şeyler değildir. Yeni demokratik kuvvetlerin yerel seçimler sürecinde yoksulluğu kısmen yönetmeye aday olduklarını söylemelerinde bir sakınca yoktur elbette. Neredeyse piyasanın talanından kurtulan bir kamusal alan kalmadığı için halka gerek belediyeler yoluyla ve gerekse de kendi imkanlarıyla asgari yaşamsal hizmet götüren hareketlerin kalıcı toplumsal ilişkiler biriktireceği açıktır. Ama halkçı belediyelerin yoksulluğu kısmen yönetmeye değil, yoksulluğu tamamen ortadan kaldırmaya talip olduğu yönündeki popüler söylemlerden uzak durulmalıdır. Çünkü merkezi bir sosyalist ekonomi politika yürürlüğe koymadan böyle bir hedefe yaklaşmak mümkün değildir. Bu durum ise daha önce belirttiğimiz gibi; burjuva bir devletin varlığında tarihin koyduğu zorunlu yasalarla sınırlandırılmıştır…



Aralık 2024
PSÇPCCP
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031 

Daha Fazla Makale Haberler