İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, “Emeğimiz ve özgürlüğümüz için kayyuma izin vermeyeceğiz” şiarı ile Kartal’da kitlesel bir miting yaptı. Miting öncesi Marmaray Başak Durağı’nda toplanan kitle, kortejler halinde yürüyerek alana geçti.
Çok sayıda siyasi parti, dernek, sendika ve demokratik kitle örgütü tarafından oluşturulan kortejlerde ‘Kayyım defol’ yazılı tshirtler giyildi. Yürüyüşte sık sık, “Kayyım defol belediyeler bizimdir”, “Jin, Jiyan, Azadi”, “Direne direne kazanacağız”, “Kayyımlar gidecek biz kalacağız” sloganları atıldı. İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına ortak basın açıklamasını Gülnur İnce okudu.
‘Emeğimiz ve özgürlüğümüz için kayyuma geçit vermeyeceğiz’
AKP-MHP iktidarı ayakta kalabilmek varlığını sürdürebilmek için toplumun geniş kesimlerine dönük saldırılarını sürdürdüğünü vurgulayan İnce, “Bu saldırıların bir yanını da kayyum darbesi oluşturuyor. Hakkâri Belediyesi’ne gerçekleştirilen kayyum saldırısı Kürt halkının kazanılmış haklarını, eşitlik ve özgürlük mücadelesini boğmanın bir aracıdır. Halkların eşit ve özgür biçimde ortak yaşamını, gönüllü birliğini hedeflemektedir. Kayyumlarla devreye sokulan saldırı, eşitlik ve özgürlük isteyen herkese, her kesime dönüktür. 12 Eylül darbe anayasasını bile rafa kaldıran iktidar bloğu, “Yeni Anayasa”, “yumuşama” adı altında toplumsal tepkiyi kontrol altına almaya çalışırken, üçüncü kayyum dönemiyle Kürt halkının seçme ve seçilme hakkını tümden ortadan kaldıran bir “Kürt normali” yaratmak istiyor. Milliyetçiliği körükleyerek toplumu kutuplaştırmaya çalışıyor. DEM Parti’nin kazandığı belediyeleri darbe yöntemleriyle ele geçirmeye çalışıyorlar” dedi.
‘Saldırılara gereken yanıtı vereceğiz’
Kayyım saldırısının sadece bir belediyeye el koymak, darbe yapmakla sınırlı olmadığını belirten İnce, “Orta Vadeli Program, yeni vergi yasası, sınır ötesi operasyon hazırlığı, 1 Mayıs, Kobane tutuklamaları bir bütündür. AKP-MHP blokunun milyonlar için büyük bir yıkım anlamına gelen ekonomi politikalarını hayata geçirmek için baskı ve zorbalığın dozunu artırmaktan başka çözümü olmadığını biliyoruz. Sermaye düzeninin hukukuna göre bile yasal olmayan bu saldırılara karşı öncelikle işçi ve emekçiler olmak üzere toplumun tüm kesimleri karşı durmalıdır. Dün Van’da halkın iradesiyle geri püskürtülen kayyum saldırısını, bugün de Hakkari’de püskürteceğiz. Bugün burada gerçekleştirdiğimiz bu mitingle, sömürüye, baskıya, zorbalığa, kayyum darbesine karşı birleşik mücadelenin adımlarından birini attık. Bu adımlarımızı güçlendirerek ortak mücadele zeminlerimizi çoğaltacağız, saldırılara gereken yanıtı vereceğiz” ifadelerini kullandı.
‘AKP-MHP’yle birlikte tüm çeteleri tarihin çöplüğüne göndereceğiz’
Sermaye sınıfı ve onun hizmetinde olan AKP-MHP iktidarının yoksullukla, geleceksizlikle karşı karşıya kalan işçilerin, emekçilerin, gençlerin ve halkların kabaran öfkesinden korktuğunu söyleyen İnce, “Bunun için baskı ve zorbalığı arttırıyorlar. 1 Mayıs alanı olan Taksim’i yasaklıyorlar, keyfi yasaklara karşı duranları tutukluyorlar. 1 Mayıs da Taksim de yasaklanamaz. 1 Mayıs’a, Taksim’e, tutsaklara özgürlük için mücadeleye devam edeceğiz. Gezi ve Kobanê kumpas davalarıyla halkların haklı ve meşru talepleri için verdiği mücadeleyi şiddet kullanarak yargıyı araçsallaştırarak engellemeye çalışıyorlar. Baskıcı ve gerici iktidara, destekledikleri IŞİD gibi çetelerin saldırılarına geçit vermeyeceğiz. Gezi ve Kobane kumpas davalarında tutsak edilen dostlarımızı, yoldaşlarımızı alacağız, AKP-MHP’yle birlikte tüm çeteleri bu kara para, mafya, talan iktidarını tarihin çöplüğüne göndereceğiz” diye konuştu.
‘Vergi soygununa son diyoruz’
İnce, Orta Vadeli Plan adı altında sunulan “Mehmet Şimşek programıyla” işçi-emekçilerden daha fazla çalarak sermaye çevrelerini ihya etmeyi planladıklarını dikkati çekerek, “Saray bir saatte 81 asgari ücret yutarken, tasarruf tedbirleri adı altında kamu emekçilerinin, engellilerin kazanılmış haklarına bile göz dikiyorlar. Asgari ücretle dayatılan sefaleti, şirketlere peşkeş çekilen işsizlik sigortası fonu ve diğer fonların yağmasını, toplumun sırtına yeni vergi paketi biçiminde yüklenen faturayı kabul etmiyoruz. İnsanca yaşamaya yeten ücret için asgari ücrete zam şart diyoruz. Vergi soygununa son diyoruz” dedi.
‘“Dindar, kindar nesil” yaratma adımlarını hızlandırıyorlar’
Etki ajanlığı yasasıyla, gerici eğitim müfredatıyla ÇEDES’le sivil toplum örgütü olarak sundukları ve kamu kaynaklarını akıttıkları tarikatlarla toplumu kuşatmaya çalıştıklarını vurgulayan İnce, açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi: “Dindar, kindar nesil” yaratma adımlarını hızlandırıyorlar. Bu saldırı iktidarın toplumu tek tipleştirme sosyal, kültürel, akademik alanda hakimiyet kurma saldırısıdır. Dindar ve kindar nesiller olmayacağız. Bilimsel, laik, demokratik bir eğitim mücadelemizi büyüteceğiz. Gericiliğin Alevilik başta olmak üzere farklı kimlik ve inançlara tahammülsüzlüğün, kindarlığın nefretin neden olduğu Madımak katliamını, orada kaybettiğimiz canları unutmayacağız.
‘Her yerde direniş ateşini büyüteceğiz’
Anayasada yer alan sendikal örgütlenme hakkı keyfi gerekçelerle engelleniyor. İşçi sınıfı ve emekçilere sermayenin itaatkâr köleleri olun diyorlar. Tüm saldırılara rağmen işçilerin, emekçilerin hak mücadelesini engelleyemediler, engelleyemeyecekler. Her fabrikada, işletmede, havzada örgütlenmeye, fiili meşru mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz. Bugün birçok meydanda, fabrikada, işletmede olduğu gibi zulmün, köleliğin olduğu her yerde direniş ateşini büyüteceğiz.
‘Meydanlar da sokaklar da bizim’
Söz, basın, gösteri hakkımıza saldırıyorlar. Gazetecileri, mücadeleci güçleri baskı ve tutuklama terörüyle sindirilmeye çalışıyorlar. Meydanlar da sokaklar da bizim. Saldırılar karşısında demokratik hak ve özgürlüklerimizi kullanmamızı engelleyemezsiniz. Devrimci muhalif gazetecileri tutuklayarak gerçekleri karartamazsınız. Zindanlarda olan mücadele dostlarımıza, onurlu basın emekçilerine selam olsun!
‘Kadın ve LGBTİQ+ düşmanı politikalara geçit vermeyeceğiz’
Kadınları ikincil cins gören politikalara her gün yenileri ekleniyor. “Ailenin korunması” adı altında kazanılmış haklarımıza göz dikiyorlar. Kadın cinayetlerinde, çocuk istismarında cezasızlık politikasına devam ediyorlar. Kadın ve LGBTİQ+ düşmanı politikalara geçit vermeyeceğiz. Katledilen her bir arkadaşımızın hesabını soracağız. Toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nden ve kadınları şiddete karşı koruyan 6284’den vazgeçmeyeceğiz.
‘Hayvanların katledilmesine geçit vermeyeceğiz’
Doğal çevre rant uğruna yağmalanıyor. Kapitalizmin hizmetindeki iktidarların çıkarlarını korudukları şirketlerin mevcut yasaları dahi hiçe sayarak gerçekleştirdiği ekolojik yıkım her geçen gün artıyor. Yeterli önlemler alınmadığı, özelleştirilmelerle kamu hizmetleri denetimsizce şirketlere devredildiği ve sözde güvenlik politikaları adı altında Diyarbakır, Mardin ve diğer bölge illerinde ormanlık alanlar yok ediliyor. Doğaya, insana düşman AKP iktidarı şimdi de hayvanların uyutulması adı altında yeni bir katliama hazırlanıyor. Doğal çevrenin yağmalanmasına, hayvanların katledilmesine geçit vermeyeceğiz.
Emekçilerin ekmeğini küçültenler, geleceğini çalanlar; rezerv alan oyunuyla evini gasp etme planları yapanlarla Kürt halkının siyasi iradesini çalmaya çalışanlar aynı güçlerdir. Bu saldırıları ortak mücadelemizle durduracağız.
Emperyalistler ve işbirlikçileri dünyanın her yerinde savaş politikalarını derinleştiriyorlar. Halklara karşı yürütülen savaşların karşısındayız. Buradan bir kere daha haykırıyoruz emperyalistler, işbirlikçiler Ortadoğu’dan defolun. Emperyalistlerle imzalanan tüm açık gizli anlaşmaların iptal edilmesi için, ülkenin dört bir yanında kurulu olan NATO üsleri ve militarist aygıtların dağıtılması için mücadelemizi büyüteceğiz.
‘İsrail’le ilişkilerin kesilmesi için mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz’
AKP-MHP bloğunun Filistin’de yaşanan soykırım karşısındaki ikiyüzlü tutumlarından da görüldüğü gibi, emperyalizme yaranmak için her türlü algı operasyonunu hayata geçiriliyor. Filistin halkının katliamına ortak olmak anlamına gelen ticari, diplomatik vb. ilişkiler olduğu gibi sürdürülüyor. İsrail’le ticari, askeri, akademik vb. ilişkileri sürdürenler Filistin’de yaşanan katliamın ortaklarıdır. Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğiz. İsrail’le başta ticari, askeri ilişkiler olmak üzere tüm ilişkilerin kesilmesi için mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz.
Buradan bir kere daha çağrımızı yeniliyoruz; bütün işçileri, emekçileri, halkları, ezilen, sömürülen tüm kesimleri emeğimize ve özgürlüğümüze sahip çıkmaya, kayyumlarla dayatılan saldırılara karşı mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz.”
Yapılan konuşmaların ardından miting sanatçı Onur Akın, Adalılar ve Arhat’ın sahnede seslendirdiği şarkılar ile son buldu.