İnsan Hakları Derneği (İHD) Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon, 16 Aralık 2018’de Sakarya’nın Hendek ilçesinde kendi aralarında Kürtçe konuştukları oğlu Burhan Sakçı (16) ile uğradıkları silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Kadir Sakçı (43) cinayeti ile ilgili hazırlanan gözlem raporunu açıkladı. Şube binasında düzenlenen toplantıya Sakçı ailesinin avukatlığını üstlenen Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) üyesi avukatlardan Veysi Eski ve Bülent Aşa da katıldı.
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, aile ile yaptıkları görüşmede edindikleri bilgileri şu sözlerle paylaştı:
“Görüşmemizde bize anlatılanlara göre; 16 Aralık günü saat 19.45 sularında Kadir Sakçı ve oğlu, Hendek ilçesinde evlerine dönmekteyken kahvenin önünde bir kişi tarafından durdurulurlar. Saldırgan Hikmet Usta, Kadir Sakçı ve oğluna bağırarak, ‘Siz Suriyeli misiniz?’ diye sorar, Kadir Sakçı ise, ‘Hayır biz Kürdüz’ diye cevap verir. Bunun üzerine saldırgan önce küfür eder ve ardından hedef alacak bir biçimde Kadir Sakçı’ya ve oğluna yönelik olarak 7 el ateş eder. Kadir Sakçı, vücudunun sol tarafından kalbinin hemen altına isabet eden bir kurşunla, oğlu ise vücudunun sağ tarafından belinden girip karnından çıkan bir kurşunla vurulur. Yaralılar hastaneye kaldırılırken zanlı Hikmet Usta, olay sırasında orada bulunan bir kişinin yardımı ile kaçar. R.E. isimli bu kişinin yardımı ile Bursa’ya kadar kaçan Hikmet Usta Bursa’da yakalanır. Bu arada Kadir Sakçı yaşamını yitirir.”
Keskin, katil zanlısı Hikmet Usta’nın savcılıktaki ifadesinde “‘Suriyeli misiniz’ diye sorduğumda, ‘Biz Kürdüz, Türkleri de hiç sevmeyiz’ dediler. Ben de çok sinirlendim ve ateş ettim” dediğini öğrendiklerini de belirtti.
Hikmet Usta tutuklandığını hatırlatan Keskin, ona yardım ettiği iddia edilen, kaçması için destek sunan ve Bursa’da birlikte yakalandığı R.E.’nin ise savcılığın tutuklama talebine rağmen hâkim tarafından ‘adli kontrol şartı’ ile serbest bırakıldığını kaydetti.
Olayın kamuoyuna yansımasının ardından Emniyet Müdürü, Kaymakam, Vali, Komutan, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olmak üzere birçok devlet yetkilisinin, HDP ve AKP’li milletvekillerinin aileyi ziyaret ettiklerini de aktaran Keskin, aile ile savcı dışında görüşen tüm resmi yetkililerin ‘Sizi malzeme olarak kullanmalarına izin vermeyin’ dediklerini anlattı.
‘Türk üstünlükçü siyasi politikanın sonucu’
Komisyon olarak ailenin avukatlığını yapmak üzere vekâletname aldıklarını söyleyen Keskin, olayın “ırkçı temelde işlenen bir nefret cinayeti” olduğunu vurguladı.
Türk üstünlükçüsü siyasi politikaların ise bu saldırıya zemin hazırladığının altını çizen Keskin, “Bu tarz ırkçı cinayetlerin önüne geçebilmek için devlet yetkilileri tarafından ırkçılığın kınanması-faillerin cezalandırılması ve yaşanan olayın manipüle edilmeden topluma doğru anlatılması gerektiği düşüncesindeyiz” dedi.
Olayın Komisyonları tarafından sonuna kadar takip edileceğini belirten Keskin, yargı sürecinde İHD’li ve Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) üyesi avukatların ailenin vekilliğini birlikte üstleneceğini söyledi.
‘Nefret suçu’ konusunda düzenleme yapılmalı
ÖHP’li avukat Bülent Aşa ise, cinayetle ilgili başlatılan soruşturmaya “gizlilik” kararı alındığını paylaştı.
Av. Aşa, bu karara dair “Yaşanan olay, ırkçı bir saldırı niteliği taşımaktadır. Alınan ‘gizlilik’ kararı açıkça bu suçun işlenmesindeki saikin ne olduğuna dair mağdur tarafın ve kamuoyunun öğrenmesinin engellenmesini amacı ile alındığı aşikardır” ifadelerini kullandı.
Çağdaş ceza kanunlarında düzenlenen ‘nefret suçu’nun, TCK’de düzenlenmediğinden işlenen cinayetin basit adli bir olay olarak ele alındığını dile getiren Aşa, “Acilen nefret saiki ile işlenen suçlara dair kanun koyucunun düzenleme yapması gerektiği kanaatindeyiz” diyerek aldıkları vekaletname ile gerek soruşturma, gerekse de yargılama aşamasında aileye sonuna kadar hukuki yardımda bulunacaklarını kaydetti.