Yadigar Aygün / İstanbul
Ayten Öztürk, 6 ay boyunca yaşadığı işkenceyi anlattığı “Faşizmin Gizli İşkencehanelerinde Direniş ve Zafer” adlı kitabı nedeni ile hakkında açılan dava, yarın İstanbul Çağlayan Adliyesi 28’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 10.30’da görülecek.
En ağır işkencelere maruz bırakıldı
Ayten Öztürk, 8 Mart 2018 tarihinde Lübnan’da Beyrut Refik Hariri Havalimanı’nda gözaltına alındı ve özel bir uçakla Türkiye’ye getirildi. 6 ay boyunca Ankara’da gizli bir işkence merkezinde insanlık onuruna aykırı en ağır işkencelere maruz bırakıldı. Öztürk, 28 Ağustos 2018 gecesi Ankara’da, bedeninde 898 yara ile tanınmayacak bir halde bilinmeyen bir araziye bırakılır bırakılmaz TEM Şubesi polisleri tarafından gözaltına alındı ve 3.5 yıl tutuklu kaldı. Öztürk, Türkiye’ye getirildikten sonra hakkında açılan davalar sonucu iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Yargıtay bu cezayı onarsa, ömür boyu tek kişilik hücrede tutulacak. Öztürk şu an İstanbul Küçükarmutlu’da ki evinde 2 seneyi aşkın süredir ev hapsi cezası ile cezalandırılıyor.
‘Kendi fotoğrafımı bile suç saydılar’
6 ay boyunca işkenceye maruz kaldığını söyleyen Öztürk, işkencelerin önlenmesi ve hiç kimseye işkence yapılmaması için kitabını yazdığını belirtti. Öztürk, “6 ay boyunca gizli bir işkence merkezinde yaşadığım işkenceleri anlattığım “Faşizmin Gizli İşkencehanelerinde Direniş ve Zafer” adlı kitabıma dava açıldı. Mahir Çayan’ın, “Adalılar” şirine kitabımda yer vermem, 19-22 Aralık 2000 tarihinde gerçekleşen hapishaneler operasyonunda diri diri yakılan 6 kadından biri olan yengemi anlatmam, 19-22 Aralık hapishaneler katliamına değinmem, kendi fotoğrafım bile gerekçe gösteriliyor. Abimi, ablamı yengemi tabii ki hatırlayacağım. Grup Yorum şarkıları, Ümit İlter’in şiirleri suçmuş gibi nitelendiriliyor. Grup Yorum’u çocukluğumdan beri dinlenirim. İnsana güç mutluluk umut veren bir müzik grubudur. Adalı şiirini tüm dünya biliyor. Ümit İlter’in şiirinde de suç unsuru yok. Gerekçelerin hiçbiri mantıklı gerekçeler değil. Filistin hakkında değerlendirme yapmam neden suç olsun. Kitabımın tamamı benim yaşadıklarımı içeriyor” dedi.
‘Kimse işkence görmesin diye bu kitabı yazdım’
İşkencecilerin hala yargılanmadığına dikkati çeken Öztürk, işkencenin insanlık suçu olduğunu vurguladı. Öztürk, “Bana yapılan işkenceler soruşturulmadı. İşkenceciler hala yargılanmadı. Hakimler, savcılar yaralarıma dahi bakmadılar. Hala bedenimde işkence izleri var. İşkenceyi herkes duysun diye kitap yazdım. Herkes işkenceyi duysun ve işkenceye karşı bir tavır geliştirsin, işkenceciler yargılansın, gizli işkence merkezleri açıklansın ve daha sonrada bu işkence merkezleri kapatılsın diye bu kitabı yazdım. Benden sonra kimsenin işkence görmesini istemiyorum. Şu an ev hapsindeyim. Ev hapsinde de psikolojik işkenceye maruz kalıyorum. İşkence hala devam ediyor. Tüm zorluklara rağmen işkenceyi anlatmaya devam ediyorum” diye konuştu.
‘Sonuna kadar mücadele edeceğim’
İşkenceye karşı olan herkesi 28 Eylül Perşembe günü görülecek duruşmaya çağıran Öztürk, sonuna kadar mücadele edeceğini söyledi. Öztürk, “İşkenceye karşı susar ve sessiz kalırsak; işkencenin dozu, boyutu çeşidi daha fazla artacak. Buna izin vermemeliyiz. Bunu diyebilen, bunu hissedebilen herkes duruşmada olmalıdır. Yazdığım kitap soruşturulacak bir kitap değil. Aslında işkencenin duyulmasını istemedikleri için, işkencenin üzerini örtmek için bana dava açıldı. İşkenceyi meşrulaştırmak istiyorlar. Buna izin vermemek gerekiyor. İşkenceyi durdurmak için herkesi duruşmaya bekliyorum. Hiç kimseye işkence yapılamaz. İşkence bir insanlık suçudur. Biz işkenceyi kabul etmediğimizi mahkemede, adliyede de göstermeliyiz. Devrimci-demokrat kesimleri, tüm halkımızı orada bir olmaya “İşkence görenler değil işkence yapanlar yargılansın” demeye çağırıyorum. 6 aylık işkence sürecinde ölümü defalarca gördüm. Orada yılmadım. Beni yıldırmaya çalıştıkları mücadelemi suç gibi göstermeye çalışıyorlar. Bedelin en ağırını yaşadım. Önüme konulan 2 tane ağırlaştırılmış müebbet cezası var. Bunların hepsi ile karşı karşıyayım. Buna rağmen susmadım. Susmayacağım. İşkenceye karşı sonuna kadar mücadelemi sürdüreceğim” dedi.