Bugün yayımlanan yeni veriler çocukları kızamık, difteri ve tetanoz gibi hastalıklara karşı yapılan aşıların azaldığını gösterdi.
2018’de 100 milyondan fazla çocuğun aşı olmasına rağmen, dünya genelindeki oranlar hala yüzde 86’yı gösteriyor. Ancak tüm nüfusun ölümcül olabilecek salgın riskinden korunması için bu oranın yüzde 95’e çıkması gerekiyor.
Dünya Sağlık Örgütü yöneticisi Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus “Aşılar, salgınları önlemek ve dünyayı güvende tutmak için en önemli araçlarımızdan” diye konuştu.
Günümüzde hala çok sayıda insanın aşı olamadığını belirten Ghebreyesus’a göre, en fazla risk altında kalanlarsa çatışmalardan etkilenen veya evlerini terk etmeye zorlanan, fakir kişiler.
Aşılanmamış çocukların çoğu gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor. Bunların yarısından fazlası Afganistan, Irak, Güney Sudan, Yemen, Suriye ve Somali’nin de dahil olduğu, çatışmaların ve yoksulluğun harap ettiği ülkelerde yaşıyor.
UNICEF’in aşılama oranlarını ölçmek için kullandığı hastalıklardan biri olan kızamıkta da, son yıllarda tekrarlayan salgınlar görüldü.
2018’de 350 binden fazla vaka bildirildi. Bu 2017’deki rakamın iki katı. UNICEF Genel Direktörü Henrietta Fore “Kızamık, önlenebilir hastalıklarla mücadele etmek için daha çok çalışmamız gereken noktaların gerçek zamanlı bir göstergesi” dedi.
Fore, kızamık salgınının erişim ya da maliyet nedeniyle aşı olamayan toplulukları işaret ettiğini ve tüm çocuklara aşı yapmak için her türlü çabayı sarf etmemiz gerektiğini belirtti.
UNICEF ise kızamık salgınlarının fakir ülkelerle sınırlı olmadığını, hatta aşı oranının yüksek olduğu yerlerde de görüldüğünü açıkladı.
Nadir durumlarda hepatitle, menenjit ve hatta ölümle sonuçlanabilen hastalığın 2000’de yok edildiği ilan edilse de, geçen ay ABD’de 1992’den bu yana en fazla kızamık vakası yaşandı.
Kızamık salgınlarından bazıları, aşı karşıtı komplo teorilerinin popüler hale geldiği New York ve Michigan’daki Ortodoks Yahudi topluluklarıyla bağlantılı.