DİSK/Genel-İş İstanbul Şubeleri çağrısıyla Kadıköy’de bir araya gelen yüzlerce belediye işçisi “Krizin faturasını ödemeyeceğiz” dedi. Talepleri “Ücretler artırılsın, vergi adaleti sağlansın, elektriğe, suya, doğal gaza, ulaşıma,suya zam yapılmasın” olan işçiler “Krizin bedeli patronlara”, “Susma sustukça sıra sana gelecek” sloganları attı. İşçilerin eylemine bir çok siyasi parti ve DKÖ’de katılarak destek verdi. Eylemde tutuklu inşaat işçilerinin de serbest bırakılması talep edildi.
Evrensel’de yer alan habere göre, Eylemde konuşan Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, “Çocuklarımızın okul ihtiyacını yeterince karşılayamadık. Emekçilerin, çalışanların sorunları var. Ekonomik krizin lafını etmek suç. Biz bunu yaşıyoruz. Markette pazarda mutfakta ekonomik krizle karşı karşıyayız. Genç işsizlerin sayısı arttı. Temel gıda ihtiyacımızı bile karşılayamayacak durumdayız. Krizin bedelini yaratanlar ödesin” dedi.
Belediye işçisinin TİS hakkı gasp edildi
Belediye işçilerinin TİS ve grev hakkının gasp edildiğini söyleyen Çalışkan. “Uluslararası güvence altındaki TİS hakkımız 2020’ye kadar gasp edildi. Arkadaşlarımız adeta cezalandırılmış oldu” dedi. İşçilerin ücretine YHK kararı ile yapılan yüzde 4+4 artışa ek olarak ücretlerin en azından Eylül ayındaki yıllık enflasyon artış oranı düzeyinde (yüzde 24.52) artırılması gerektiğini ifade eden Çalışkan, “Kamuya geçişi yapılan için de belediye şirketlerine geçirilen işçiler için özgür TİS yapma hakkı tanınsın diyoruz. Enflasyon oranında yani yüzde 25 zam yapılsın diyoruz. Tüm ücretlere artış yapılmalıdır. Enflasyon bu ekonomik krizin bedelini biz ödemeyeceğiz” dedi.
“Demokrasi herkese lazım” diyerek konuşmasına devam eden Çalışkan şöyle konuştu: “Biz aynı zamanda bu mücadeleyi demokrasi mücadelesi olarak görüyoruz. Ohal döneminde ihraç edilen üyelerimiz için adalet istiyoruz. Gerekçesiz şekilde ihraç edilip perişan edildiler. İşlerine iade edilmelerini talep ediyoruz.”
Yapılan eylemde DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da bir konuşma yaptı. Çerkezoğlu konuşmasında “Türkiye adım adım ekonomik krize sürüklenmektedir. Bu krizin sorumlusu siyasi iktarın politikasıdır. Aldığı borcu betona gömen, tüketimi artıran politikalar ülkeyi krize sürükledi. Bu krizi bizler yaratmadık. İşyerlerinde ölümü göze alarak çalışıyoruz. Bugün bu krizin bütün faturasını ücretlere, kıdem tazminatına el uzatılarak sermayeye peşkeş çekilerek fatura bize ödetilmek isteniyor. Türkiye’nin 467 milyar dolar dış borcu var. İşçi sınıfı olarak borçlu değil alacaklıyız. Büyümeden payımızı alamadığımız için işçi sınıfı alacaklıdır. Bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenler bu faturayı ödemeyecek. Tüm demokrasi güçleriyle emeğimizin hakkını almak için bu mücadeleyi başlattık.”ifadelerine yer verdi.