İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında Kadıköy İskele Meydanı’nda bir araya geldi. “1 Eylül Dünya Barış Günü Barış ve Eşitlik” pankartının açıldığı eylemde sık sık, “AKP savaş, halklar barış istiyor”, “Jin, Jiyan Azadi”, “Savaşa değil eğitime bütçe”, “Savaşa hayır”, “Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği” sloganları atıldı. Açıklamayı Eğitim Sen 3 Nolu Şube Başkanı Ayfer Koçak okudu.
Kapitalist ve emperyalist güçler savaş politikaları için yeni zemin yaratıyor
Koçak, kapitalist ve emperyalist güçlerin yapısal krizlerini aşmak ve hegemonyalarını genişletmek için yeni savaşların, çatışmaların zeminini yaratmaya devam ettiğini söyledi. Koçak, “Savaşların öncesinde eşitsizlikler, sömürü, hak gaspları, milliyetçilik, kamplaşma ve silahlanma artırılıyor. Halklar ve emekçiler arası düşmanlıklar geliştiriliyor. Emperyalistler ve gerici-dikta güçler, kendi elleriyle yarattıkları mülteciliği ve göçmenliği milliyetçiliğin, ırkçılığın yükseltilmesinin, halklar arasında düşmanlığın körüklenmesinin aracı haline getiriyor. Sermaye birçok ülkede sağcı ve muhafazakâr partileri iktidara getiriyor. Demokratik talepler bastırılıyor, örgütsüzlük dayatılıyor. Muhalif kurumlar gibi sendikalar ya kapatılıyor ya da işlevsiz hale getiriliyor. Bu şekilde ekonomik ve siyasi zemin yaratıldıktan sonra kapitalistler yapısal krizlerini aşmak ve hegemonyalarını genişletmek için yeni savaşların, çatışmaların startını veriyorlar. Oysa ki silahlanmaya ayrılan fonların sadece %10’u bile tüm dünyadaki yoksullaşmaya ve açlığa karşı insanca yaşamının temel ihtiyaçlarını sağlayabilecek düzeyde iken rant ve paylaşım hesaplarının sonucu başlatılan savaşlar ile insanlık değerleri yerle bir ediliyor, doğa geri dönüşü olmayan tahribatlara maruz kalıyor, gözyaşı ve acılar dinmiyor” dedi.
Toplum kutuplaştırılıyor
AKP-MHP iktidarının toplumu kutuplaştırdığını belirten Koçak, “Ülkemizde de AKP-MHP iktidar bloğu, iktidarda kalmanın stratejisini süreklileşen bir kutuplaştırma, gerginlik, çatışma ve “düşman iç ve dış güçler” argümanları üzerine kurmuş durumdadır. Ortadoğu’da girilen kirli ilişkiler de aynı politikaların sonucudur. AKP-MHP iktidar bloğu içeride ve dışarıda milliyetçi, şoven, ayrımcı, tekçi, cinsiyetçi, mezhepçi siyasetin dozunu her gün biraz daha artırıyor. Halkları ve emekçileri kutuplaştıran politikalara, tüm yurttaşların can ve mal güvencesini, emekçilerin onurlu çalışma hakkını ve iş güvencesini yok sayan saldırılara her gün bir yenisini ekliyor” diye konuştu.
‘Mülteciler Avrupa’ya karşı pazarlık unsuru olarak kullanıyor’
Türkiye’de Kürt halkına yönelik güvenlikçi politikaların artırıldığını söyleyen Koçak, “Kürt halkının en temel hak taleplerine kulak kapatarak, güvenlikçi politikaları öne çıkartıp sınır içi ve sınır ötesi operasyonlarla çözümsüzlükte ısrar ediyor. Çünkü ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler, halkların bir arada yaşama iradesini iktidarları içinen büyük tehdit olarak görüyorlar. Ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş/şiddet odaklı politikalarının bedelini ne sermaye gurupları ne de ittifak bloğu ve etrafında kümelenmiş kirli çıkar odakları değil emekçiler ve ezilenler olarak Türk’ü Kürt’ü Laz’ı Çerkez’i Arap’ı ile ülkenin %99’u olan biz ödüyoruz. AKP-MHP iktidar bloğu, bir yandan Ortadoğu’da savaş ve çatışma politikalarını hep devrede tutarken diğer yandan da bu savaşların ve çatışmaların mağduriyeti içinde olan halkların Türkiye’ye yönelik geliştirdiği göç ve mültecileşme dalgasını iç ve dış siyasette kendi lehine kullanma çabasını da devam ettirmektedir. Ülkesindeki savaştan kaçıp Türkiye’ye gelen insanları iç siyasetin basit bir oy deposu olarak görmekle yetinmemekte, mültecileşen insanların toplumla barış içinde entegrasyonunu planlamak yerine ırkçı-milliyetçiliğin sıçrama tahtası olarak kullanmaktadır. Ana topraklarından kopmuş savaş yorgunu bu insanlar dış siyasetin bir piyonuna dönüştürülmüştür. Mültecileri, “sınır kapılarını açarım” tehditleri üzerinden Avrupa ülkelerine karşı bir pazarlık unsuru olarak kullanmaktadır” diye konuştu.
‘Barışta ısrar edeceğiz’
AKP-MHP iktidarının savaş politikalarına bir an önce son vermesi gerektiğini vurgulan Koçak, Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin barış için mücadele edeceklerini söyledi. Koçak, “AKP-MHP iktidarı ülkemizi ve bölgemizi sürekli ateş üstünde tutan bu politikalarından bir an önce vazgeçmelidir. Mülteci politikası, temel insan haklarına dayalı, barışa ve demokrasiye hizmet edecek bir şekilde değiştirilmeli, mültecilerin yaşadıkları topraklara sağlıklı koşullar içinde dönebilmelerinin koşulları yaratılmalıdır. Bu da ancak Ortadoğu’da barış politikasının gelişmesiyle mümkündür. Biz biliyoruz bu günkü fakirleşmemizin sorumlusu, savaşlardan kaçarak komşumuz olan, en zor işlerde çok kötü şartlarda çalışmak zorunda kalan yoksul mülteciler değil, onların da bizimde yaşadığımız yoksullaşma, açlık, sermaye ve iktidarlarının rant ve savaş politikalarıdır. Emek ve Demokrasi Güçleri olarak; tüm saldırılara, savaş ve kutuplaştırma, tek tip yaşam tarzı dayatmalarına karşın ısrarla ve örgütlü, kararlı bir mücadele ile dünyada, Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde, barışı savunmaya devam edeceğiz. Adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruncaya kadar barış mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz” dedi.