Gazetecilikte Kadın Koalisyonu (The Coalition For Women In Journalism-CFWIJ) bünyesindeki Women Prees Freedom, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne dair kadın gazetecilere ilişkin raporunu açıkladı. Raporda, iktidarların hapishaneleri gazetecilere karşı bir silah olarak kullandığı vurgulandı.
Raporda hapishanelerin sansür biçimi olarak kullanıldığına vurgu yapılarak, “Dünya çapında hükümetler gazetecileri susturmak için en sinsi aracı buldular. Basın Özgürlüğü Günü’nde, bu yıl gazeteci tutuklamalarında yaşanan endişe verici artışı görüyoruz. Gazetecilerin parmaklıklar ardında susturulması, basın özgürlüğünün temel ilkelerinin altını oyan ciddi bir sansür biçimidir” ifadeleri yer aldı.
Hapsetme yaygın bir kampanya haline geldi
Gazetecilerin dünya genelinde karşı karşıya kaldıkları risklerin arttığına da dikkat çekilen raporda, “Özgürce ve korkusuzca haber yapabilmelerinin acilen güvence altına alınması gerektiğinin altını çizen bir eğilimi belgeliyoruz. Gazetecilerin gözaltına alınması vakaları artmaya devam ettikçe, ifade özgürlüğü ve demokrasiye yönelik tehdit de küresel olarak artmaktadır. Gazetecilerin hakikat ve hesap verebilirlik arayışları sırasında karşılaştıkları tehlikeleri keskin bir şekilde hatırlatan bu tutuklamaların önemini göz ardı edemeyiz. Verilerimiz, hapsetmenin sadece anti-demokratik hükümetlerde değil, demokrasilerde de dünya çapında nasıl yaygın bir kampanya haline geldiğini göstermektedir” diye belirtildi.
57 gazeteci gözaltına alındı
Raporun devamında 2024 yılında 92 kadın gazetecinin hapishanede tutulduğu bilgisi paylaşılarak, şu ifadelere yer verildi: “2024 yılında, keskin bir şekilde bölünmüş küresel manzara, artan tehditlerle birlikte gazeteciler için giderek daha endişe verici hale geldi. Daha bu yıl Tahira Nosheen Rana Pakistan’da vahşice öldürüldü ve İsrail Gazze’ye yönelik bombardımanda Hiba al-Abadla ve kızı Judy, Alaa Hassan Al-Hams ve Angham Ahmed Adwan’ı öldürdü. Nisan 2024 itibariyle, kadın gazeteciler için manzara, çeşitli bölgelerde çok sayıda gözaltı ve hapis vakasıyla korkunç bir hal almaya devam etmektedir. 92 kadın gazeteci şu anda parmaklıklar ardında, bazıları onlarca yıldır, diğerleri ise potansiyel ölüm cezalarıyla karşı karşıya. Bu yılın başından beri 57 gazeteci gözaltına alındı, tutuklandı ya da hapsedildi.”
Raporda, devamla şu ifadelere yer verildi: “Veriler, sadece bu kadınların maruz kaldığı ihlalleri değil, aynı zamanda hapse girmeden önce ve hapse girerken tehdit, taciz ve ayrımcı muameleyi içeren daha geniş bir cinsiyete özgü hedefleme modelini de çarpıcı bir şekilde yansıtmaktadır. Bu örüntü sadece gazetecileri susturmakla kalmıyor, aynı zamanda ürpertici bir mesaj gönderiyor ve diğer kadınları mesleğe girmekten caydırıyor. Elimizdeki veriler, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hedef alınan medya mensubu kadınların karşılaştıkları zorlukların bir fotoğrafını sunmaktadır.”