Bizimle iletişime geçin

Güncel

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi hak ihlallerini protesto etti

Hapishanelerde uygulanan iletişim, yayın ve görüş yasaklarına ilişkin Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi önünde açıklama yapan Tutsaklara Dayanışma İnisiyatifi (TDİ), “Toplumun en ileri kesimleri oldukları için hedef haline gelen ve tutuklanan devrimci tutsakların dışarıdaki sesi olmaya devam edeceğiz” dedi.

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ) Bakırköy Kapalı Hapishanesi önünde, tutsaklara yönelik uygulanan iletişim cezalarına ilişkin açıklama yaptı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Züleyha Gülüm’ün de katıldığı eylemde, “Görüş, iletişim, yayın yasağına son” yazılı pankart açıldı.

Söz alan Gülüm, iktidarın herkese düşman siyasetini hapishanelerde de politikalarını sürdürdüğünü belirtti. Düşman hukukunun hapishanelerde infaz hukuku haline dönüştürüldüğünü söyleyen Gülüm, “Bunun gereği olarak infaz yasasında ağırlaştırılmış koşullar getirilirken, diğer yandan hem infaz yasasıyla hem de hukukta olmayan fiili uygulamalarla hapishanede yaşayan insanların hayatı ölümle sonuçlanan koşullara mahkum ediliyor” dedi. 

Hasta tutsakların, ölüm eşiğine gelmesine rağmen tahliye edilmediklerini kaydeden Gülüm, “hapishanelerde kalabilir” raporları nedeniyle hasta tutsakların vedalaşma hakkını kullanamadığını söyledi. 

“Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki mahpuslar, hapishanelerde yaşayabilmek için ölmemek için açlık grevi zorunda kalıyor” diyen Gülüm, “Bu ülkenin yasalarında var olan hukuk uygulansın diye açlık grevi yapıyorlar. Bu ülkede hapishanelerde tecrit de uygulanıyor. Aslında 2000’li yıllarda F Tipleri sürecinde başlayan, İmralı Hapishanesi’nde daha da derinleşen, arkasından tüm topluma yayılan, tüm toplumun tecrit altına alındığı bir süreçten geçiyoruz. Bu tecride karşı sürdürülen direniş aynı zamanda dışarıda toplumun tecride alınmasına karşı da sürdürülüyor. Ne zaman hapishanede baskı ve saldırı dalgası artsa dışarıya yönelik yoğun saldırı başlıyor. Çünkü insanlar hapishanelerle tehdit ediliyor. Bunun üzerine deniyor ki, hakkınızı ararsanız yolunuz cezaevine düşer. Hapishane koşulları ağırlaştırılarak da insanların geri çekilmesi, toplumsal muhalefet içinde yer almasının önü kesilir. İmralı Cezaevi’nde Sayın Öcalan üzerinde sürdürülen tecritte bu ülkenin barış, demokrasi kanallarının açılmasına karşı sürdürülen bir tecrittir” ifadelerini kullandı. 

‘İnsanlık dışı muamele yapılmaktadır’

Ardından açıklamayı TDİ üyesi Fatma Yıldırım okudu. Hapishanelerde insanları tecrit etme ve biat ettirmeye yönelik uygulamalarla insanı kendine ve içinden çıktığı topluma yabancılaştırmayı hedeflediğini belirten Yıldırım, “Bu hedefine ulaşmak için çeşitli yasaklamalar ve kısıtlamalara başvurur. Bu yasakların başında iletişim yasakları gelmektedir. İletişim insanı insan yapan temel özelliklerinden biridir, insanın en temel sosyal ve kültürel gereksinimidir. Dolayısıyla iletişimi yasaklamak insanlık dışı bir uygulamadır. Bu uygulama insanları hapsetmenin dayanağı yapılan infaz kanununa bile açıkça aykırıdır. 5275 sayılı kanunun 2 maddesinde infazda temel ilke başlığında insanlık dışı davranışlarda bulunulamaz dediği halde en temel insani gereksinim olan iletişim hakkı yasaklanarak insanlık dışı muamele yapılmaktadır” dedi.

Hapishanelerde mektup, telefon, ziyaret, gazete, kitap ve yayınlara ulaşma hakkı, yakınlarının gönderdiği eşyaları alma hakkı, sohbet, spor ve kültürel faaliyetler, müzik kurslarına çıkarılma, üretim atölyelerine çıkarılma gibi faaliyetlerin tümünün iletişim faaliyeti olduğunu ve temel insani olan bu hakların yasaklanmasının insanlık dışı olduğunu söyleyen Yıldırım, pandemide temel insan haklarının birçoğunun yasaklandığını hatırlattı. 

‘Devrimci tutsakların dışarıdaki sesi olmaya devam edeceğiz’

Son çıkan infaz kanunu ile basın ilan kurumuna ilan vermeyen gazetelerin hapishanelere verilmediğini ve bunun pandemiyle ne gibi bir ilgisi olduğunu soran Yıldırım, şöyle devam etti: “1 Temmuzdan itibaren yasakların kaldırılacağı ve normalleşmenin başlayacağı açıklamaları yapılırken hapishanelerde normalleşmeye dair hiçbir açıklamanın yapılmaması şaşırtıcı değildir. Açıktır ki pandemi bahanesi ile devreye konulan yasaklar kalıcı hale getirilmek isteniyor Hapishanelerde uygulanan başta iletişim yasakları olmak üzere her türlü hak gaspına son verilsin, tutsakların en temel insani haklarının gaspına dayanak yapılan tredman uygulamaları kaldırılsın Biz tutsak aileleri ve yakınları bu yasakların devam etmesine izin vermeyeceğiz. Toplumun en ileri kesimleri oldukları için hedef haline gelen ve tutuklanan devrimci tutsakların dışarıdaki sesi olmaya devam edeceğiz.”



Eylül 2024
PSÇPCCP
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
30 

Daha Fazla Güncel Haberler