13 Şubat’ta “Kapitalizme, Faşizme, İlhaka, Geleceksizliğe ve Her Türden Gericiliğe Karşı Sosyalizm Bayrağını Yükseltiyoruz” şiarıyla ikinci kurultayını gerçekleştiren Sosyalist Öğrenci Hareketi, mücadeleye Sosyalist Gençlik Hareketi olarak devam etme kararı aldı.
Dünyada ve Türkiye’de yükselen gençlik hareketleri, tarihsel gençlik hareketlerine yaklaşımları ve öğrenci hareketinden gençlik hareketine dönüş kararını ve gençliğin anti-faşist anti-kapitalist anti-şovenist ve anti-cinsiyetçi mücadeleler konusunda nasıl konumlandığına dair kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik.
Sosyalist Öğrenci Hareketi ikinci kurultayınızı gerçekleştirdiniz. İkinci kurultayda isim değişikliği ile Sosyalist Gençlik Hareketini deklare ettiniz. Partizan Gençlik’ten, DGH’ya, SÖH’ten SGH’ye devam eden gençlik mücadelesi geçmişiniz hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Öncelikle belirtmek isteriz ki, Partizan Gençlik’ten Sosyalist Gençlik Hareketi’ne kadar olan süreçte kuşkusuz dünya sosyalist ve komünist önderler gençlik mücadelesine yol göstermiştir. Onların açtıkları yol bugün gençlik mücadelesine ışık olmaktadır. Karl Liebnecht’in başkanlığında 1907 yılında yapılan Uluslararası Gençlik Konferansı, gençliğin mücadelesini enternasyonel alana taşıdı. İşçi sınıfının en büyük müttefiklerinden olan gençlik örgütlülüğü ve mücadelesi tüm dünyada kurulmaya başlandı.
Coğrafyamızda da Denizlerin, Mahirlerin ve Komünist Önder Kaypakkaya’nın önderliğinde somutlaşan gençlik hareketleri ve mücadelesi 71-72 çıkışını yarattı.
Partizan Gençlik olarak başlayan gençlik mücadelemiz fabrikalar ve köylü gençliğin yoğun olduğu alanlarda aktifleşerek başladı. 2003 yılında ise yapılan kurultay ile isim Demokratik Gençlik Hareketi olarak değiştirilerek gençlik mücadelesi daha ileri bir düzeye taşındı. Sürece uygun olarak çalışma yürüten Demokratik Gençlik Hareketi gücü binlere ulaşan bir gençlik örgütlenmesi oluşturmuştur. Ortaokul, lise, üniversite, semt ve üretim alanlarında çalışma yürüten Demokratik Gençlik Hareketi; YÖK eylemlerinden NATO boykotlarına, Gezi Ayaklanması barikatlarına kadar mücadelede büyük ivme yaratmıştır. “Başkaldırıyoruz “eylemleriyle öne çıkan Demokratik Gençlik Hareketi tarihimizde nitel ve nicel birikimler bırakmıştır.
2016 yılında yapılan kurultaydan sonra isim Sosyalist Öğrenci Hareketi olarak değiştirildi. Öğrenci Hareketi kurultaydan sonra üniversitelerde çalışmalar yürütmeye başladı. Referandum sürecinde “Gençlik Var” çalışmaları başta olmak üzere üniversitelerdeki tüm sorunlara dair sözünü söylemeye çalıştı.
Gençlik, yaşamının her alanında faşizmin ve kapitalizmin en ağır saldırılarıyla karşı karşıya. Bu bilinçle yeni bir programla geçtiğimiz günlerde Sosyalist Gençlik Hareketi’ni deklare etmiş bulunuyoruz.
Yaptığınız kurultay ile öğrenci hareketinden gençlik hareketine dönüş yaptınız. Bu durum programınızda ne gibi değişikliklere yol açtı? Bu değişikliğin güncel gereksinimlerini nasıl açıklıyorsunuz?
Emperyalist – Kapitalist sistem canlılara sömürü ve eşitsizlikten başka hiçbir şey vadetmiyor. Salgın hastalıklar, iklim krizi, mevsimlerin dengesizliği kapitalist sistemin bir ürünü. Bundan kaynaklı sadece akademik alanla daralmış programımızı genişleterek ismimizi de kurultay iradesi ile Sosyalist Gençlik Hareketi olarak değiştirdik. Bahsettiğimiz gibi eşitsizlikler, sömürü, baskı doğa ve insan alanındaki yıkımın daha da derinleştiği bir süreçte güçlü bir gençlik mücadelesi perspektifiyle süreci omuzlama kararlılığıyla kurultayımızı gerçekleştirdik.
Sadece akademik alanlarda olan problemlerle oluşturduğumuz SÖH programını yukarıda saydığımız tüm sebeplerden ötürü ve gençlik mücadelesini sosyalizm ekseninde sınıf mücadelesinin bir parçası olarak gördüğümüz için gençlik hareketi olarak değiştirdik. Gençliğin var olduğu tüm yaşam alanlarında sistemin dayattığı tüm sömürü ve tahakküm biçimlerine karşı gençliğin devrimci mücadelesini yükselteceğiz.
Emek-sermaye çelişkisinde emeği gasp edilen bütün işçi gençliği kapsayan bir mücadele hattını kapsayan bir program oluşturduk. Gençlik sadece lise ve üniversite değil; toplumsal mücadelenin, yani ekonomik, ulusal, kadın, ekoloji, LGBTİ+ ve emek alanlarındaki en dinamik parçasıdır. Bundan kaynaklı gençliğin mahallelerde, üretim alanlarında ve akademide de sözünü söyleyebileceği bir yaşam biçimi savunuyoruz ve böyle bir gençlik örgütü programının esas olduğunu bilince çıkararak gençlik örgütümüzün programını bu minvalde değiştirdik.
Semt gençliğinin özgün problemlerine örgütlü bir güçle cevap olmak için mahallelerde örgütlenmeyi yeni dönemde esas alarak yolumuza devam edeceğiz.
Kısacası, coğrafyamızın genel sınıflar mücadelesi, gerçekliğine uygun olarak değişikliğe giderek, fabrikalarda, staj sömürüsüne, ezberci-cinsiyetçi eğitime, yani yaşamın her alanında emeği gasp edilen tüm gençliğin haklarını savunan bir perspektifle programımızı oluşturarak Sosyalist Gençlik Hareketi olarak isim değişikliğimizi gerçekleştirdik.
Bu minvalde; mahallelerde, yerellerde, fabrikalarda, üniversitelerde var olduğumuz her yerde Sosyalist Gençlik Hareketi olarak en güçlü gençlik mücadelesini örgütleyeceğiz.
Fabrikalarda emeği gasp edilen genç işçilerin emeğini savunacağız. Üniversitelerde “söz, yetki, karar üniversite bileşenlerine” sloganını daha çok yükselteceğiz. Diğer dost gençlik örgütleri ile daha çok eylem birliklerini esas alarak birleşik mücadele ile gençliğin özgürlük mücadelesini her yere taşıma kararlılığında olduğumuzu ifade etmek isteriz.
Dünyada ve Türkiye’de yaşanan krizler ve yoğun gündemlerin sürdüğü dönem içerisinde kurultayınızı gerçekleştirdiniz? Bu sürecin gençlik mücadelesinde size ne gibi yansımaları oldu? Sosyalist Gençlik Hareketi olarak bu süreçte gençliğin durumunu ve gençlik mücadelesinin önemi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Mücadelenin en dinamik ve en atılgan kesimi bu süreçte de yine gençlik olduğu gözle görülür bir gerçektir. Koyu faşizm koşulları altında “Kapitalizme, Faşizme İlhaka, Geleceksizliğe ve Her Türden Gericiliğe Karşı Sosyalizm Bayrağını Yükseltiyoruz” şiarıyla kurultayımızı gerçekleştirerek yeni dönemde yaşamın her alanında olan gençlik mücadelesine dair sözümüzü en güçlü şekilde söyleyeceğiz.
Boğaziçi Direnişinden, “Barınamıyoruz” eylemlerine kadar gençlik, her türlü saldırı ve tutuklamalara karşı boyun eğmeden meydanlardaydı. Fabrikalarda emeği sömürülen, staj sömürüsü ile emeği yok sayılan, ezberci-cinsiyetçi eğitim dayatılan, yozlaşmanın eşiğinde olan, yani yaşamın her alanında emeği gasp edilen tüm gençler haklarını savunarak gerici faşist sisteme başkaldırıyor. Gençlik hem kendi hem yerel hem de genel olarak yaşadıkları sorunlara söz söylüyor, karşı çıkıyor. Boğaziçi Direnişi’nde ortaya çıkan isyan ve mücadele bugün hala canlılığını koruyor. Faşist AKP iktidarı kendi kadrolarını devletin ve kurumların her kademesine yerleştirerek gücüne güç katmaya çalışıyor. Boğaziçi Üniversitesi’ne Kayyum Rektörü Melih Bulu’yu atayarak Akademi’yi biat ettirme hamlesi gerçekleştirdi. Ama tabii bekledikleri gibi olmadı. Boğaziçi öğrencileri boykot ve eylemlerle Melih Bulu’yu rektör kabul etmediklerini dile getirdiler. Daha sonra diğer üniversiteler ve öğrenci dayanışmalarının çağrısı ile büyüyen eylemler adeta bir direnişe dönüştü. Gençliğin atılgan cesaretinden korkan egemenler direnişleri hedef göstererek bastırmaya çalıştı. Hatta bazı sıra arkadaşlarımız aylarca tutuklu kaldı. Fakat tüm karalama, hedef gösterme, kaçırma ve tutuklama pratiklerine karşı Boğaziçi Direnişi kazanımla sonuçlandı. Yine aynı şekilde barınamıyoruz eylemleri ile gençlik yaşam alanlarını savundu. Günlerce sokaklarda uyuyan, barınma hakkının en temel hak olduğunu söyleyen gençler yine iktidar sahiplerine meydan okudular. Yarattıkları krizin faturasını gençlere ödetmeye çalışıp üniversite evlerinin ve yurtların fiyatlarına fahiş zamlar yaptılar. KYK yurtlarının önünde gecelerce süren nöbet eylemleri, yurtlarda yer olmadığından kaynaklı kalacak yerleri olmayan üniversiteliler parklarda sabahlayarak, iktidar sahiplerinin yönetememe krizini bir kez daha gözler önüne serdiler.
Kadın üniversiteleri açarak itaatkar kadın yetiştirmeyi hedefleyen iktidar bunda da yenilgiye uğradı. Kadın üniversitelerine karşı sokaklara ve kampüslere çıkan genç kadınlar erkek devlet anlayışına ve cinsiyetçi eğitime meydan okuyarak iktidar sahiplerine geri adım attırdı. İntiharlara, zamlara, geleceksizliğe karşı gençlik mücadelenin en temel taşını oluşturuyor. Enes Kara’nın intiharının ardından cemaat yurtları bir kere daha teşhir edildi. “Enes Kara isyanımızdır” sloganı ile Taksim’i işgal eden gençliğin cüreti çok önemli bir yerde durmaktadır. “Z kuşağı” olarak isimlendirilen kuşağın sokak röportajlarında dile getirdikleri sorunlar, üniversite gençliğinin geleceksizlik kaygısı, fabrikalardaki genç işçilerin emek sömürüsü yani gençliğin sorunlarına tek bir ağızdan topyekûn bir cevap oluşturmak önemli bir yerde duruyor. Sorunlara parça parça cevaplar veriliyor olsa da bugün yukarıda saydıklarımız gençliğin korkup sinmediğini aksine faşizme cevap olduğunun çok açık bir belirtisidir. Dünyanın her yerinde ayaklanmalar var ve bu ayaklanmaların, direnişlerin muhtevasını gençlik oluşturuyor. Geleceksizlik, KYK borçları, üniversitelerdeki eşitsiz, niteliksiz eğitim, akademideki cinsiyetçilik, fabrikalardaki emek sömürüsü… Gençlik bütün bunların çözümünü sokakta, meydanda korku imparatorluğunu yıkarak gösteriyor. Kapitalist sistem ve siyasal kriz gençliği geleceksizliğe mahkum ediyor. Zamlardan, hayat pahalılığından en çok öğrenci ve genç kesim etkileniyor. Geleceksizlik kaygısı başta olmak üzere tüm toplumsal meselelere gençlik tüm dinamik gücü ile cevap oluyor. Egemenlerin tüm saldırılarına karşı yan yana gelmeye çalışıyor; polis-devlet baskısıyla yılmayacağını bugün karşı koyuşları ile somut bir şekilde cevap oluyorlar.
Yaptığınız kurultayla gençlik mücadelesini yeniden programa aldınız. Bu anlamda gençliğe nasıl bir çağrı yapmak isterseniz?
Gençliğe çağrımızı kurultay şiarımızla yapmayı önemli buluyoruz.
Kapitalist sistemde emeği yok sayılan, grev hakkı yasaklanan, en ufak bir hak aramada işinden atılan, staj sömürüsü ile emeği sömürülen, sigortasız çalıştırılarak iş cinayetlerine kurban edilen, düşünce özgürlüğü kısıtlanan, sosyal medya paylaşımları ve demokratik eylemler nedeniyle gözaltına alınan, tutuklanan gençliği örgütlenmeye çağırıyoruz.
Faili “meçhul”lerle katledilen, başta Kürt gençliği olmak üzere; dilleri ve kültürleri yasaklanan, toprakları işgal-ilhak edilen tüm ezilen uluslardan gençliği, örgütlenmeye çağırıyoruz.
Atanamayan milyonlarca diplomalı, uydurma bahanelerle mülakattan elenen, niteliksiz gerici eğitim sistemi ile geleceksizliğe mahkum edilen, yozlaşmanın eşiğinde olan, sindirilmek için uyuşturucuya mahkum edilen gençliği, sosyalizm bayrağını yükseltmeye, örgütlenmeye çağırıyoruz. Yerellerde ve genelde toplumsal sorunların hepsine çözüm örgütlü mücadelede.
Bir bütün kapitalist sisteme karşı güçlü bir gençlik hareketi yaratma iradesi ve kararlılığımızı bir kez daha ifade etmek isteriz. Gençliğin emeğinin sömürüldüğü üretim alanları ve akademi başta olmak üzere, çelişkilerinin derinleştiği tüm alanlarda Sosyalist Gençlik Hareketi kendini var edecektir. Bu minvalde tüm gençliği anti-faşist anti-kapitalist anti-şovenist ve anti-cinsiyetçi gençlik mücadelesini büyütme kararlılığında olan Sosyalist Gençlik Hareketi’nde örgütlenmeye, bilimsel sosyalizmi zafere ulaştırmaya davet ediyoruz.