Bizimle iletişime geçin

Emek

Sendikalar Kadıköy’den seslendi: Kanber Saygılı bir an önce serbest bırakılsın

Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı’nın işkence ile gözaltına alınmasını Kadıköy Süreyya Operası önünde protesto eden sendikalar, Kanber Saygılı’nın bir an önce serbest bırakılması gerektiğini vurgulayarak, “Sendikacılık suç değildir. Devletin amacı, patronların sömürüden kar etmesine, istediği gibi at oynatmasına göz yummayan işçi önderlerinin, sendikacıların ve sendikaların susturulmasıdır” dedi.

Limter İş Sendikası, Enerji-Sen, DİSK Basın-İş, Dev Yapı-İş, Sosyal-İş, Dev Turizm İş, Marmara Şubesi Emekliler Sendikası, DGD-Sen, Kataş-Sen, DEV TEKSTİL, Sinesen, TOMİS, İnşaat-İş Sendikası, Dostluk ve Kültür Derneği, 4. Vardiya İşçi Dayanışması, Proleter Devrimci Duruş ve çok sayıda kişi, Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı’nın işkence ile gözaltına alınmasını Kadıköy Süreyya Operası önünde protesto etti. “Kanber Saygılı Yalnız Değildir Serbest Bırakılsın” pankartının açıldığı eylemde sık sık “Kanber Saygılı yalnız değildir”, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları atıldı.

Basın açıklamasını DGD-SEN Genel Başkanı Neslihan Acar okudu.

Saygılı işkenceye maruz kaldı

9 Mart sabahı evine yapılan baskınla DİSK/Limter-İş sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı gözaltına alındığını söyleyen Acar, yapılan ev baskını sırasında Kanber Saygılı işkenceye maruz kaldığını belirtti. İşkencenin insanlık suçu olduğunu vurgulayan Acar, “Saygılı, bacağından yaralanmıştır. İşkence bir insanlık suçudur ve işkenceyle egemenler gözdağı vermek hem işkence uyguladığı kişilere hem de tüm kesimlere mesaj vermeye çalışmaktadırlar. Kanber Saygılı’ya uygulanan işkence de, gözaltı da bu amacı taşımaktadır. Ancak yıllardır denenmekte olan bu yöntemlerin işe yaramadığını, biz işçi sınıfının içinde mücadeleci sendikacılığı hayata geçirenler olarak buradan bir kez daha göstermekteyiz” dedi.

İş cinayetleri ve güvenceli çalışma için mücadele etti

Acar, Kanber Saygılı’nın iş cinayetlerine karşı, insanca güvenceli çalışma koşulları için yıllardır mücadele ettiğinin altını çizdi. Acar, “Kanber Saygılı’nın gözaltına alınmasına ilişkin ne gerekçe gösterirlerse göstersinler biz gerçek gerekçenin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Gerçek gerekçe Kanber Saygılı’nın ve DİSK/Limter-İş sendikasının yıllardır emekle ve sabırla başta Tuzla Tersaneler bölgesi olmak üzere yurdun dört bir yanında sürdürdüğü mücadeledir. Bu mücadele hem işçilerin insanca yaşayacak ücret ve güvenceli çalışma koşullarına kavuşması mücadelesidir hem de iş cinayetlerine karşı ‘Artık yeter! Çalışırken ölmek istemiyoruz!’ diyerek yürüttüğü mücadeledir “diye konuştu.

Şubat ayında 144 işçi yaşamını yitirdi

İSİG Meclisi’nin açıkladığı rapora göre daha geçtiğimiz şubat ayında en az 144 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğine dikkati çeken Acar, “İş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçi arkadaşlarımız en çok tersanelerde, gemilerde, inşaatlarda ve madenlerde bu duruma maruz kalıyorlar. Çünkü sömürünün sınırsızlaştığı, en temel İSİG önlemlerinin dahi alınmadığı iş kolları üzerinden patronlar bu yöntemle yani maliyeti kısarak kar elde ediyorlar. Yani patronlar bizleri yalnızca bir maliyet kalemi olarak görüyorlar. Ancak Kanber Saygılı bu gidişata dur demek için mücadele ediyordu ve mücadele etmeye devam edecek” diye ifade etti.

“İşçi önderleri, sendikalar susturulmak isteniyor”

Saygılı’nın gözaltına alınma amacının sendikaları susturmak için yapıldığını söyleyen Acar, sınıf dayanışmasının önemini vurguladı. Acar, “Bugün devlet bu mücadeleyi gözaltılarla sona erdirmek istiyorsa tek bir amacı vardır. O amaç da patronların sömürüden kar etmesine, istediği gibi at oynatmasına göz yummayan işçi önderlerinin, sendikacıların ve sendikaların susturulmasıdır. Daha geçtiğimiz günlerde yine iş cinayetleriyle, ücret gasplarıyla gündeme gelen inşaat işkolunda, mücadele ettiği için İnşaat-İş sendikasının yöneticileri ev hapsiyle cezalandırılmak istenmişti. O cezayı sınıf dayanışmasıyla geçersiz hale getirdik, Kanber Saygılı üstünde oynan oyunları da yine sınıf dayanışmasıyla geçersiz hale getireceğiz” dedi.

“Bastırılmaya çalışılıyor”

Sendikalı olma hakkının yargı ve polis gücü ile baskı altına alındığını belirten Acar, “Sayısız örnek sayabiliriz, son yıllarda işçiler nerede bir hak arama eylemine girişse, nerede en temel hakları olan sendikalı olma hakkını kullansa ya yargı yoluyla ya da polis ve jandarma copuyla bastırılmaya çalışılıyor. Valilik ya da kaymakamlık kararlarıyla işçilerin belli sokakları kullanması yasaklanıyor. Geçmişte Migros Depo direnişlerinde, EnerjiSa Sabancı direnişlerinde, İstanbul Finans Merkezi şantiyesi direnişlerinde, Özak Tekstil direnişlerinde ve daha sayısız örnekte benzerlerini yaşadık” diye konuştu.

“Sendikacılık suç değildir”

Sendikacılığın suç olmadığının altını çizen Acar, Saygılı’nın yanında olduklarını belirtti. Acar,

“Ancak bir gerçeği herkes bilmelidir, Sendikacılık, sendikal örgütlenme, işçilerin hak ve özgürlük mücadelesini yürütme suç değildir, bunca yoksulluğun ve güvencesizliğin yaşandığı günümüz koşullarında en temel hakkımızdır. Kanber Saygılı bu bilinç ve hakla hareket etmiş, yıllardır gecesini gündüzüne katarak işçiler için, işçilerle birlikte mücadele etmiştir. İşçilerin en genel çıkarları doğrultusunda siyaset de yapmıştır, yapacaktır. Siyaseti sadece zenginlere, patronlara, yandaşlara hak gören, işçiye yalnızca sınırlı bir seçmenlik hakkı tanıyan bu düzen karşısında işçilerin siyasetini yapmak da haktır, meşrudur. İşçilerin hak ve özgürlükleri için mücadele eden herkesin Kanber Saygılı’nın yanında olduğunu beyan ediyoruz ve bir an önce serbest bırakılması gerektiğini söylüyoruz. Kanber Saygılı yalnız değildir” dedi.

Basın açıklaması sloganlar ile son buldu.



Temmuz 2024
PSÇPCCP
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031 

Daha Fazla Emek Haberler