Bizimle iletişime geçin

Emek

İzmir ve İstanbul’da emekçiler “sömürüye, yoksulluğa, zamlara, savaşa” karşı sokaklara çıktı

Bugün İzmir ve İstanbul’da işçi ve emekçiler, sömürüye, yoksulluğa, zamlara, savaşa karşı sokaklara çıktı. Ücretler, büyük zamlar, sendikal engellere karşı “Bıçak kemikte. Çare işçi ve emekçilerin birleşik mücadelesinde” şiarıyla yapılan eylemlerde, “Biz bu ülkenin emekçileri, yoksullaştırılan halkı, toplumun %99 olarak %1’in faturasının bizim sırtımıza yıkılmasına Artık yeter diyoruz” ifadelerine yer verilerek örgütlü mücadeleyi yükseltme çağrısı yapıldı.

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, ekonomik kriz ve yolsuzluklara karşı Alsancak Gündoğdu Meydanı’nda açıklama yaptı. “Sömürüye, yolsuzluğa, zamlara, savaşa karşı; İzmir buluşması” pankartının açıldığı açıklamada, “Emperyalistler tepişir halklar öder”, “Zamlar uçuyor, inin sırtımızdan”, “Bu zamlarla yaşanmaz, artık yeter, geçinemiyoruz” ve “Bölgemize barış sosyalizme gelecek” dövizleri taşındı. Açıklamada sık sık “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “AKP’den hesabı emekçiler soracak” sloganları atıldı.

 Hasta tutuklular için imza toplandı

Açıklamaya siyasi parti, DKÖ, sendika, ekoloji örgütü temsilcilerinin yani sıra yüzlerce kişi katıldı. Ayrıca, açıklama öncesi stant kuran Aysel Tuğluk ve Hasta Tutsaklara Özgürlük Platformu, hasta tutukluların serbest bırakılması için imza topladı.

 ‘Gıda enflasyonu yüzde 65’e, ulaştırma enflasyonu yüzde 76’ye çıktı’

Ortak açıklama metnini Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı okudu. Halkın zor bir süreçten geçtiğini vurgulayan Sarı, elektriğe, doğalgazdan elektriğe ve toplu taşımaya, gıdaya gelen zamların dayanılmaz olduğunu belirtti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Şubat verilerine göre resmi yıllık enflasyonun yüzde 55’e ulaştığını ifade eden Sarı, şunlara dikkat çekti:

“Gıda enflasyonu yüzde 65’e, ulaştırma enflasyonu yüzde 76’ye çıktı. Ama bizim faturalarımıza yansıyan gerçek enflasyon, çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız hayat pahalılığı çoktan yüzde 100’ü aştı. Market sepetlerimiz, pazar arabalarımız artık bomboş. ‘İş bulamıyoruz, barınamıyoruz’ diyenler omuz omuza bu gidişe son vermek zorundayız.”

 11 milyon işsiz

“Kim zenginleşiyor?” diye soran Sarı, şunlara da vurgu yaptı:

“Her gün artan mazot, gübre, ilaç maliyeti yüzünden toprağını ekemez hale getirdiğiniz çiftçi mi büyüyor? Kim büyüyor? Elektrik faturasını ödeyemez hale geldiği için, siftah yapmadan kepenk kapatan küçük esnaf mı büyüyor? Bizim yıllardır gelirimiz ve refahımız değil, sorunlarımız,  yoksulluğumuz, borçlarımız ve üzerimizdeki baskılar büyüyor. Dünyanın kıskandığını iddia ettikleri Türkiye’de 84 milyonluk nüfusun 17 milyonu açlık sınırı altında,  52 milyonu  yoksulluk sınırı altında  ve 11 milyonu  işsiz olarak yaşam sürüyor.”

‘Her fahiş zammın arkasında özleştirmeler var’

Bir ülkede yaşanan ekonomik krizin şiddetinin dışarıya bağımlı olma derecesiyle ölçülü olduğunun altını çizen Sarı, Türkiye’nin sanayide, teknolojide, enerjide, tarımda, hammaddede kendi kendine yeten ülke olmadığını kaydetti. Bugün yaşanan her fahiş zammın arkasında özleştirmelerin olduğunu belirten Sarı, “Böylece ülkemiz sadece sanayi ürünlerinde değil, enerjiden kağıda, gübreden samana, buğdaydan mısıra kadar hemen her üründe dışarıya bağımlı hale getirilmiştir. İhtiyaç olup olmadığına bakılmaksızın plansız bir şekilde yapılan köprüler, havalimanları, duble yollar petrol bağımlılığını artırmıştır.  Enerjide dışa bağımlılık yüzde 75’lere ulaşmıştır. Bugün kamunun 1 liraya ürettiği elektriği özel şirketlerden 7 liraya aldığımız katmerli bir soygun düzeni yaratılmıştır” ifadelerini kullandı.

Talepler sıralandı

Krizin yükünü artık çekmek istemediklerini söyleyen Sarı, talepleri şöyle sıraladı:

“* Tüm Tüketim Maddelerine Yapılan Zamların Geri Alınmasını istiyoruz.

* Özelleştirmelerin iptal edilmesini, başta enerji üretim ve dağıtım şirketleri olmak üzere özel sektöre peşkeş çekilen tüm işletmelerin, fabrikaların kamulaştırılmasını istiyoruz.

* Tüm yükü emekçilerin sırtına yıkan vergi adaletsizliğine son verilmesini istiyoruz.

* Tüketim maddelerindeki KDV’nin tamamen kaldırılmasını istiyoruz.

* Tükettiğimiz her şeye zam olarak yansıyan akaryakıt ürünlerinde ÖTV ve KDV’nin sıfırlanmasını istiyoruz.

* Kamu Özel İş birliği Projelerinin, Döviz Garantili İhalelerin sonlandırılmasını istiyoruz.

* Maaşlarımızın-ücretlerimizin insanca yaşamaya yetecek seviyeye çekilmesini istiyoruz.”

İstanbul

İşçi Emekçi Birliği: “Bıçak kemikte. Çare işçi ve emekçilerin birleşik mücadelesinde”

İşçi Emekçi Birliği, düşük ücretler, büyük zamlar, sendikal engellere karşı “Bıçak kemikte. Çare işçi ve emekçilerin birleşik mücadelesinde” şiarıyla eylem gerçekleştirdi.

Mecidiyeköy’de bulunan Cevahir AVM önünde yapılan eylemde söz alan HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu yoksulluk ve sefaletin halka iktidarının bilinçli bir dayatması olduğunu vurguladı. Piroğlu’nun konuşmasının ardından Birlik adına basın açıklaması okundu. Dünyada ve Türkiye’de derinleşen ekonomik ve siyasal krizin faturasının işçi-emekçilere ödettirildiği hatırlatılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Sermayedarlar, sınıfsal çıkarları için kendi koydukları yasaları dahi hiçe sayıyorlar. İşçi-emekçilerin mücadeleyle kazandığı hakların kullanımı engelleniyor. Sendika üyesi olmak anayasal hak olmasına rağmen bu hakkın kullanımını engellemek için sermaye ve iktidar her türlü keyfi saldırıyı devreye sokuyor. İşçi ve emekçilerin öz örgütlülükleri olan sendikaların başına çöreklenmiş bürokratlar da sermaye sınıfına hizmette kusur etmiyor. Örgütlenmenin ve mücadelenin önündeki engelleri ortadan kaldırmak işçi ve emekçilerin birleşik mücadelesiyle mümkündür.”

Tüm engellemelere rağmen her gün yen bir hak arama mücadelesinin gerçekleştiği hatırlatılan açıklamada şunlar vurgulandı:

“Son aylarda yükselen işçi-emekçi eylemleri sermaye ve iktidarın her türlü keyfi saldırısına karşı fiili meşru mücadele hattında ilerliyor. Sermayenin ve iktidarın karşısına işçi sınıfının mücadele yasaları ile çıkıyorlar”

Birleşik mücadeleyi büyütelim!

Emeğin özgürleşmesi ve örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması için tabandan birlik kurulmasının önemine değinilen açıklama şu şekilde devam etti:

“Yaşadığımız tüm sorunların kaynağı kapitalist düzendir. Kapitalist düzende çıkarları birbiri ile çatışan temel iki sınıf vardır. Bir tarafta üretilen tüm zenginliklere el koyan sermaye sınıfı, diğer tarafta ise tüm zenginlikleri yaratan işçi sınıfı yer alıyor. Sermayedarların emeğin üzerindeki tahakkümüne son vermenin yolu ise işçi ve emekçilerin bir sınıf olarak mücadeleye atılmasıyla mümkündür. Fabrikalarda ve hayatın olduğu her yerde sömüren sınıfın karşısına işçi sınıfı olarak çıktığımızda hak ettiğimizi alabilir, sömürüyü sonlandırabiliriz. İşçi Emekçi Birliği olarak tüm işçileri, emekçileri, kadınları bizlere dayatılan kölece çalışma ve yaşam koşullarına karşı mücadele etmeye davet ediyoruz. Fabrikalarda, mahallelerde, okullarda, hayatın olduğu her yerde komiteler-meclisler kurmaya, birliğimizi güçlendirmeye davet ediyoruz.”

“Fabrikalarda, meydanlarda mücadeleyi örgütleyeceğiz!”

“Önümüzdeki 1 Mayıs’ı sınıfımızın sömürüden ve baskıdan kurtuluş mücadelesinin büyütüldüğü bir güne çevirmek için fabrikalarda ve hayatın olduğu her yerde örgütlenmeye davet ediyoruz. Krizi biz yaratmadık faturasını da ödemeyeceğiz. Fabrikalarda, meydanlarda mücadeleyi örgütleyeceğiz!” vurgusu yapılan açıklamada talepler şu şekilde sıralandı:

“*Tüm çalışanların ve emeklilerin maaşlarının, alım gücü esas alınarak gerçek enflasyona göre artırılması,

*Madde 25/2’nin kaldırılması, işten atmaların yasaklanması,

*Herkese iş ve gelir güvencesinin sağlanması,

*Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması,

*Temel tüketim ürünlerine yapılan zamlar geri çekilmesi,

*Doğalgaz, elektrik, su, İletişim’in insani ihtiyaç oranında ücretsiz karşılanması için;

Birleşik mücadeleyi büyütelim!”

Eylemde “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” , “Yaşasın 1 Mayıs! Biji yek gulan!” , “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz” “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni” sloganları atıldı.  Eylem 1 Mayıs marşının söylenmesinin ardından 1 Mayıs’a 28 gün kaldığı hatırlatıldı ve “1 Mayıs meydanlarını kuşatmaya gidiyoruz” denilerek sloganlarla sona erdi.

Kaynak: Sendika Org, Kızıl Bayrak



Aralık 2024
PSÇPCCP
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031 

Daha Fazla Emek Haberler