Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Gençlik Meclisi, Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAYDER), öncülüğünde dün Şirinevler Meydanı’nda son yıllarda yaşamını yitirenlerin cenazelerinin kutu içerisinde ailelere teslim edilmesine dair gerçekleştirmek istedikleri basın açıklamasına polis saldırdı.
Dün işkence ve ters kelepçe ile gözaltına alınan HEDEP Gençlik Meclisi Sözcüsü Edanur İbrahimoğlu’nun maruz kaldığı işkenceye dair Beyoğlu’nda bulunan HEDEP İl binası önünde yapılmak istenen basın açıklamasına polis izin vermedi.
HEDEP İl binasını ablukaya alan polis, Jinnews muhabiri Elfazi Toral ve Demokratik Modernite çalışanı Sema Korkmaz’ı gözaltına aldı. İl binasındaki polis ablukasının devam etmesi üzerine kitle, abluka ve gözaltıları protesto etmek amacıyla HDP İl binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, HEDEP İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, HEDEP İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, HEDEP Gençlik Meclisi üyeleri, parti temsilcilerinin yanı sına çok sayıda kişi katıldı.
Basın açıklamasını HEDEP Gençlik Meclisi üyesi Mihriban Aydın okudu.
AKP-MHP rejiminin, tarihsel sömürgeci devlet aklını direnişçi Kürt çizgisine karşı kullandığını belirten Aydın, cenazeleri kaçırma, yas hakkını engelleme ve direniş hafızasına saldırının da bu politikaların devamı olduğunu söyledi. Dün, yapılan saldırı politikalarını protesto etmek için ANYAKAYDER önünde Barış Anneleriyle birlikte gerçekleştirdikleri basın açıklamasına polislerin işkence yöntemleriyle saldırdığını hatırlatan Aydın, HEDEP Gençlik Meclisi Sözcüsü Edanur İbrahimoğlu’nun gözaltı öncesi ve sonrasında işkenceye maruz kaldığını ifade etti. İbrahimoğlu’nun kadın kimliği nedeniyle hedef gözetilerek işkence ile gözaltına alındığını vurgulayan Aydın, “Faşist zihniyetin demokratik protesto hakkımızı engelleme ve sokakları işkence alanlarına çevirme çabası beyhude bir çabadır. Dün mücadelemizden vazgeçmediğimiz gibi bundan sonrada vazgeçmeyeceğiz. Bizler çok iyi biliyoruz ki; bu saldırı, gözaltı ve işkenceler iktidarın savaş-tecrit politikalarının bir parçasıdır. Bizlerin çembere alınması, demokratik hakkımızın gasp edilmesi Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı’da tecrit altında tutulmasından bağımsız değildir. Bir bütünen Kürt halkını çökertme ve hafızasına yönelik yapılan bu saldırılar karşısında durmaya devam edeceğiz. Türkiye ve Kurdistan’da bütün toplumsal özneler üzerinde uygulanan tecrit-işkence sistemine karşı gerek zindanlarda gerekse sokaklarda bedenini siper edenler yanız değildir. Özgürlükte kararlı, mücadelede ısrarlıyız” ifadelerini kullandı.(MA)