İnsan Hakları Derneği (İHD) birçok yerde İdare ve gözlem Kurulları’nın (İGK) tutsakların tahliyelerini engellemesine dair eşzamanlı açıklamalar yaptı. İHD, cezaevlerinde İdare ve Gözlem Kurulları tarafından 2012 yılından bu yana 501 tutsağın tahliyesinin engellendiğini belirterek, kurulların iptal edilmesi ve tahliye şartları oluşan tutsakların bırakılmasını istedi.
İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, İGK’lerin tutsakların tahliyesi engellemesine dair şube binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu.
Net sayı bilinmiyor
Yürürlüğe 2020 Kasım ayında giren yönetmelik sonucunda oluşturulan İdare ve Gözlem Kurulları ile tutsakların iyi halli olup olmadığını değerlendirdiğini ifade eden Yoleri, kurulun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunun altını çizdi. Yoleri, “Kurulda kurum müdürü, gözlem ve sınıflandırmadan sorumlu ikinci müdür, idare memuru, cezaevi tabibi, psikiyatrist, psikolog ve Psiko-Sosyal yardım servisinde görevli diğer unvandan bir personel, öğretmen, infaz ve koruma baş memuru ile kurum müdürü tarafından teknik personel arasından seçilen bir görevlinin yer alacağı da belirtilmiştir. İHD Genel Merkezi olarak, yürütmenin durdurulması talebiyle açmış olduğumuz iptal davasında mahkeme tarafından henüz bir karar verilmediğini kamuoyu ile paylaşmak isteriz. Derneğimize İdare ve Gözlem Kurulu kararlarıyla tahliyeleri engellenen mahpuslar, avukatları ve aileleri tarafından çok yoğun başvurular yapılmaktadır. Ceza ve Tevfikevleri Genel Müdürlüğü veri açıklamadığı için kaç mahpusun tahliyesinin engellendiğine dair net bilgimiz bulunmamaktadır. Ancak İHD olarak tespit edebildiğimiz kadarıyla ilgili yönetmeliğin uygulanmaya başlandığı 2021 yılının başından bu yana en az 501 mahpusun tahliyesi birden fazla kez 1’er yıl, 9’ar ay, 6’şar ay ve 3’er aylık periyotlarla engellenmiş olup bazı mahpusların tahliyelerinin engellenmesine devam edilmektedir” dedi.
‘Yüzlerce politik mahpus haklarından mahrum bırakılmaktadır’
Tahliyesi engellenen tutsaklardan 54’ünün, 30 yılını tamamlamış tutsaklar olduğunu 73’ünün de kadın tutsak olduğunu aktaran Yoleri, tahliyesi engellenen tutsakların 105’inin derneklerinin hasta tutsak listelerinde 42’sinin de ağır hasta statüsünde olduğunu vurguladı. Gülseren, ”Tahliyesi engellenen mahpusların 123’ünün sonraki süreçlerde tahliye olduğunu tespit edebildik. Bu yönetmelik doğrultusunda oluşturulan kurullar, kendilerini mahkeme yerine koyarak mahpuslar hakkında iyi halli olup olmadıklarına dair değerlendirmede bulunmakta; mahpusların koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik haklarından yararlanıp yararlanmayacaklarına karar vermektedirler. Mahpusların kendileri ve avukatları tarafından bu kararlara yapılan itirazlardan sonuç alınamamakta; mahpusların tahliyeleri uzun zamana yayılmaktadır. İdare ve Gözlem Kurullarının mahpuslarla ilgili değerlendirmelerde, yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce aldıkları disiplin cezalarını da gerekçe göstererek iyi olmadıklarına karar vermesi “geçmişe yürüme yasağı” ilkesine aykırıdır. İdare ve Gözlem kurulları mahpusların iyi halli olup olmadığına karar verirken soyut ve sübjektif yorumlarda bulunmakta, siyasi mahpuslardan da pişman olduklarına dair beyan istemektedirler. Bu kararlardan kaynaklı olarak yüzlerce politik mahpus denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme haklarından mahrum bırakılmaktadır.”
‘İdare ve Gözlem Kurullarının iptal edilmesin’
Bazı cezaevlerinde tutsakların kurullara dahi çıkarılmadan tahliyelerinin engellendiğine dair başvuru aldıklarına dikkat çeken Yoleri, “Mahpuslara, kurul görevlileri tarafından politik sorular sorulmakta ve bu sorular çerçevesinde bir yargı oluşturulmaktadır. Mahpusların kurullara çıkarıldıklarında kendilerini ifade etmelerine dahi izin verilmediği yönünde bilgiler tarafımıza ulaşmaktadır. Tahliyelerin engellenmesine dair mahpusların İnfaz hâkimliğine ve Ağır Ceza Mahkemelerine yapmış oldukları itirazlar gerekçesiz olarak reddedilmekte ve İdare ve Gözlem Kurulu kararları aynı şekilde onaylanmaktadır. Hukuk dışına çıkarak mahpusların koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik haklarını engelleyerek ikinci bir cezalandırma yoluna gitmektedir. Mahpusların tahliyelerinin engellenmesi, umut hakkını ortadan kaldırmakta ve hem mahpusları hem de ailelerini olumsuz etkilemektedir. İnsan Hakları Derneği olarak mahpusların özgürlüğünü engelleyen İdare ve Gözlem Kurullarının iptal edilmesini, tahliye şartları oluşan mahpusların bir an önce tahliye edilmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.