Bizimle iletişime geçin

Makale

Anna Campell’ın ardından

Anna Campell 26 yaşında İngiliz feminist, çevreci ve enternasyonal devrimciydi. 2017 yılında YPJ saflarına Kürt ulusunun mücadelesine olan ilgisi ve enternasyonal kadın kimliğinin vermiş olduğu sorumlulukla katıldı

Sınıf çelişkilerinin hâlâ en keskin olduğu alanlar hiç kuşkusuz ki yoksul ülkelerdir. Bugün bunların içinde en ileri olanı ise Ortadoğu ve onun kalbindeki Kürdistan’dır. Buradaki çelişki kendi bağrına dünyanın çeşitli ülkelerinden devrimcileri çekmiştir. Özelliklede Kürt kadınlarının vermiş olduğu özgürlük mücadelesi birçok kadını etkilemiştir. İşte Anna Campell da bundan esinlenerek bu mücadele içinde olması gerektiği sonucuna varmış ve yönünü Kürdistan’a çevirmiştir. Belki Anna teorik olarak Proletarya enternasyonalizminin farkında değildi. Ancak pratik olarak ve bir devrimci kadın olarak karşı karşıya olduğu cins baskısından da kaynaklı Kürtlerin çığlığına kulak vererek Kürdistan’a gitti ve pratik sahada Proletarya enternasyonalizminin görevlerini yerine getirdi. Orada cereyan eden mücadeleye katılarak hem işgalci ve ilhakçı Türk egemenliğine karşı, hem de geldiği ülkenin emperyalist burjuvazisinin ilhakçı işgalcilere verdiği desteğe karşı savaştı. Çünkü O proletarya enternasyonalizmini kendi işinden arta kalan zamanda diğer ezilenlerin hareketine yapılacak bir yardım olarak görmedi. Kürdün kurtuluşunu kendi kurtuluşu olarak gördü.

Anna Campell 26 yaşında İngiliz feminist, çevreci ve enternasyonal devrimciydi. 2017 yılında YPJ saflarına Kürt ulusunun mücadelesine olan ilgisi ve enternasyonal kadın kimliğinin vermiş olduğu sorumlulukla katıldı.  Ailesi gitmesini istemese de onun bu cesaretine ve fedakarlığına karşı koyamadılar.

Anna Birleşik Krallık’tandı ve Birleşik Krallık Türkiye’ye yüz milyon sterlinlik silah sattı. Ne tesadüf ki İngiliz askeri fabrikalarının bazıları da Anna’nın yaşadığı şehir olan Bristol’da konumlanıyordu ve kardeşi Anna’nın büyük bir ihtimalle İngiliz silahlarıyla öldürüldüğünü söyledi.

“Bir devrimci olarak devrimi savunmaya gittiğim için mutluyum” diyordu Anna. Enternasyonal devrimci olmak yaşanılan yerkürenin her karış toprağının hiçbir sınır olmadan, üstünde yaşayan tüm canlılara ait olduğunu bilmek ve tüm ezilenlere karşı duyarlı olmaktır. Irkçılığın, milliyetçiliğin ve şovenizmin yükseldiği dönemde en anlamlı duruştur enternasyonalist olmak.  Kadınların kendi tarihlerini yazma eyleminin en üst aşamalarından biridir enternasyonalist olmak. Tıpkı Barbara Anna gibi. Alp’lerden Munzur’a uzanan devrimin kızıl gülü Barbara Anna Kistler Munzur’a bel verdiğinde sanki hiç İsviçre’de doğmamış da geldiği coğrafyada hep yaşamış gibi yüreği yoldaşlarıyla atıyordu. Tutuklanması sırasında gösterdiği tavır devrim tarihine enternasyonal bir kadın duruşu olarak geçiyordu. Burjuva mahkemelerini tanımayarak onlara “Beni siz değil ancak enternasyonal proletarya yargılar” diyerek Alp’lerden Munzur’a enternasyonal proletaryanın kızıl bayrağını çekiyordu.

Anna Campell’da Barbara gibi yüreğinin attığı yer olarak gördü Kürdistan’ı ve oraya gitti. Saçları saman sarısıydı ama göze çarpmasın diye siyaha boyadı. Daha yaşanılır bir dünya istiyordu ve bunun için gücünün yettiği her şeyi yapmak istedi Anna.  Efrin savunmasına katılarak sivillerin ayrılması için koridorlar açtı. Kürt ulusunun özgürlük mücadelesiydi onu Efrin’de ölümsüzleştiren. Şu bir gerçek ki Anna yaşasaydı yüreği dünyanın başka bir yerindeki mücadele içinde atmaya devam edecekti.

Ezilen Kürt ulusunun kurtuluş mücadelesine destek vermek için değişik coğrafyalardan Kürdistan’a giden ve ölümsüzleşen enternasyonal devrimciler ezilen halkların özgürlüğünü tüm insanlığın özgürlüğü olarak gördüler. Gerici egemenlerin ve işgalciler tarafından kadınların bir meta gibi alıp satılmasına karşı gösterilen muazzam direnişe katılarak başka bir dünyanın mümkün olduğunu bize gösterdiler. Onlar dünya işçi sınıfının mücadelesinde her daim yaşayacaklar.

Aycan Solmaz



Ocak 2025
PSÇPCCP
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031 

Daha Fazla Makale Haberler