Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) İstanbul Sarıgazi Mahallesi ile başlayan “Enkazda Kapitalist Sistem, Gelecekte Biz Varız” şiarıyla etkinliklerine başladı.
Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), İstanbul Sarıgazi’de bulunan Dersim Ovacıklılar Dayanışma Derneği’nde 1 Mayıs ve 14 Mayıs seçimlerine dair halk buluşması etkinliği gerçekleştirdi. Moderatörlüğünü Mehmet Celasun’un yaptığı etkinlikte konuşmacı olarak Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, HDP/SMF 27. Dönem Milletvekili ve SMF Dönem Sözcüsü Dilşat Canbaz, SMF MYK üyesi Erdal Ataş ve Yeşil Parti 3. Bölge milletvekili adayı Cemil Güngören ve çok sayıda kişi katıldı.
Etkinlik Mayıs ayında ölümsüzleşenle için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
‘Hiçbir alanı tek başına burjuvaziye bırakmayacağız’
Halk toplantısında ilk olarak konuşma yapan Yeşil Sol Parti İstanbul 3. Bölge Adayı Cemil Güngören, 14 Mayıs seçimlerinde işçi ve emekçilerin mücadele cephesini büyütmek gerektiğini söyledi. Güngören, “Biz hiçbir alanı tek başına burjuvazi ve onların temsilcilerine bırakmamalıyız. Bırakmayacağız. Bizler tarlada, fabrikada temel hak ve özgürlüklerde, sosyal kimlikler alanında, emek alanında, doğa alanında, cinsiyet kimlikleri alanında büyük bedeller ödeyerek bugünlere geldik. Bundan sonrada nerede olursa olsun haklarımıza karşı haksızlık varsa orada karşılarına dikilmeye devam edeceğiz. Bu anlamda 14 mayısta yapılacak olan seçimlere de bu perspektifle yaklaşarak kendi taktik siyasetimizi belirledik. 14 Mayıs seçimlerinde iki bloklu burjuva sistem karşısında işçi ve emekçilerin mücadele cephesini geliştirmek ve somut kazanımlar elde etmek için Emek ve Özgürlük İttifakı etrafında birleşmek ve somut olarak ittifak yaptığımız Yeşil ve Sol Parti’yi desteklemek bugünün doğru siyasetidir. Oylarımızı, Yeşil Sol Parti, için kullanmalıyız. Sandık güveliğini de en üst seviyede korumak durumundayız. Kurtuluşumuz, kapitalizmin yarattığı eşitsiz koşullar neticesinde emeğine el konulan kitlelerin toplumsal uyanışındadır. Bu vesileyle 14 Mayıs öncesi her yıl olduğu gibi Denizlerden , Mahirlerden, Mazlumlardan ve tabi ki İbrahimlerden aldığımız devrimci kararlılıkla, bayraklarımızla, sloganlarımızla 1 mayıs alanlarında buluşalım” dedi.
Saldırılara karşı ortak hareket etmeliyiz
Güngören’in ardından söz alan HDP Milletvekili ve SMF Dönem Sözcüsü Dilşat Canbaz, AKP’nin seçimden önce Kürtlere hareketine yönelik, gözaltı ve tutuklamalar ile birlikte halka gözdağı vermek istediğine dikkati çekti. Bu saldırılara karşı ortak mücadele etmek gerektiğini vurgulayan Canbaz, “22 yıllık AKP-MHP iktidarıyla karşı karşıyayız. Devrimcilere, kadınlara, Kürtlere, gençlere, toplumsal her kesime çok saldırı, baskı gördük. Seçimler yaklaşıyor. AKP klasiği sanatçıları, kadınları, gazetecileri, basını susturma çabası devam ediyor. 128 kişi göz altına alındı. Tüm bu seçime giderken bu saldırılara başkaldırmamız gerekiyor. Hepimiz bu saldırılara karşı birlikte hareket ederek mücadele etmeliyiz. İktidar kendisi yasaları çıkartıyor. Kadın haklarına saldırıyor. İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırdı. Bu süreçte Yeşil Sol Parti ile hareket ederek mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Emek Özgürlük İttifakı’yla yol yürüyoruz. Orada mücadele eden her bir yoldaşımız bizim sözümüzü oraya taşıyacak. 15 Mayıs çok önemli. Belki bu iktidarı göndereceğiz fakat faşizm ortadan kalkmıyor. Bizim mücadelemiz devam edecek. Sistem değişmedikçe biz mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
‘Her yer mücadele alanımız’
Söz alan Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçaoğlu ise, 6 Şubat 2023 tarihinde 11 ilde gerçekleşen depremler ile birlikte yerel yönetimlerin öneminin tekrar gündeme geldiğini söyledi. Maçaoğlu, “Yerelde yapılan, yapılacak her çalışma çok değerli. 6 Şubat’ta bu ülkenin 11 ili deprem ile yıkıldı. Bu yıkım bize rantın bize nasıl acılar yaşattığını gördük. Sistemin oralarda ne kadar güçsüz olduğunu gördük. İnsanların neler yaşadığını gördük. Yerel yönetim kısmıyla ilgi yapabileceğimiz çok şey var. Dernekler, kooperatifler, STK’lar, yani her alanda mücadele alanımız var. Biz, sosyalist fikirlerle bir çalışma yaptığında halklar sizi destekliyor ve sosyalistlerin halkın yanında olduğunu gördüler. Yerel yönetimlerde mücadelenin bir alanı. Biz yerel yönetimleri mücadelemizin, sosyalizmin parçası olarak görüyoruz. Örneğin 12 saatten 8 saate çalışma sürecinin düşmesi işçi sınıfının nasıl mücadele ettiğini görüyoruz. Sermeyenin dayattığı şeylere karşı bulunduğunuz bir alanda yapacağınız en küçük katkı yani insanların üreteceği kadar çalışması gerekiyor. Bulunduğunuz bu alanlarda buna dair planlama içerisine getirip, yasal alana geldiğinizde önemli bir adım alanına getiriyordunuz. 1 Mayıs ikramiyesine Dersim’de işçilere kazanım olarak görüp hak verdiğinizde işçi sınıfı bizlerde bu hakkımızı almak istiyoruz demeye başladı” diye konuştu.
‘1 Mayıs’ta alanlarda olalım’
Tüm işçileri, emekçileri, ezilenleri 1 Mayıs alanlarına çağıran Maçaoğlu, “Burjuva sistemin temsilcileri iktidar kavgası verirken bizim de bulunduğumuz, faaliyet yürüttüğümüz alanlarda hak vermek, işçileri 1 Mayıs mücadele alanına çekmek, onların sosyal, ekonomik haklarını vermek bizim mücadele alanımızda en büyük kazanımdır. Sosyalistlerin, işçilerin haklarını savunurken bir arada olması gerekiyor. Bir arada olmalıyız. Kazanımlarımızı teslim etmeyelim. Bu kazanımlar onlarca yıl mücadele ederek kazanıldı. Bu süreç bizim için önemli. Ekoloji siyaset ortaklaşmaz ise dünyayı bu rantçı kapitalist sistem yok edecek. Yaşamın her alanında mücadeleyi büyütmezsek depremlerde insanlar ölmeye devam edecek, tarım alanlarını inşaat alanı yaparsak tarım alanı bulamayacağız. Tam da burada sosyalistler olmalıdır. Dünyanın her yerinde kapitalist sistem çıkmaza girdi, üretemez oldu. Bizler bu yüzden birlikte mücadele ederek bu dünyayı değiştirmeliyiz. 1 Mayıs’ta alanlarda olalım, mücadeleyi büyütelim” dedi.
‘Emperyalizmin yükünü yoksul kesim çekiyor’
Son olarak söz alan SMF MYK üyesi Erdal Ataş, ekonomik krizin giderek derinleştiğine dikkati çekerek, Türkiye halklarının yoksullaştığını belirtti. AKP’nin sorunlara cevap olmadığını söyleyen Ataş, “Önemli siyasal süreçten geçiriyoruz. Coğrafyamızın ağır ekonomik ve siyasal kriz süreciyle bir seçime gidiyoruz. Bizler emekçiler olarak daha doğru bu süreci yürütmek için çalışma yapıyoruz. Emperyalist sistemde küçük bir azınlık elinde ekonomik gücü tutarken yoksul kesim ise bunun yükünü taşıyor. Seçim süreci de buradan doğru şekilleniyor. Bu iktidar bütün yaşam alanlarımızı kısıtlıyor, var olan sorunlarımıza cevap olmuyor. Yoksulluk sınırı 30 binlerin üstünde. Bizler 8 bin liraya yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Mutfaklar yangın yerine dönmüş durumda. Gıdada pahalılık ortada. Deprem vergisi alınıyor fakat şu an 50 bin insanın ölümüne neden olan bir düzen var ortada” diye belirtti.
‘Örgütlü mücadele yürütmeliyiz’
İşçi ve emekçilerin örgütlü bir mücadele yürütmesi gerektiğini vurgulayan Ataş, “Bu iktidar demokrasi alanında sürdürülen mücadeleyi durdurdu. Bütün mücadele alanlarında sürdürülen başarı bizi ileriye götürecektir. Biz ayrıştıran değil tüm mücadele alanlarını ortaklaştırarak, bağ kurarak mücadeleyi ortaklaştıracağız. Dünyada kazanılmış birçok hak olmasına rağmen 8’den 7 saate düşürüldüğü birçok hak gelinen aşamada bizim coğrafyada insanlar 12 saat çalışacak hale getirildi. Bizim gerçek anlamda kurtuluşumuzu biz sağlayabiliriz. Örgütlü mücadele ile sağlayabiliriz. Parlamentonun da bu anlamda halklarımız, işçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, Kürtler, toplumsal tüm kesimler için kullanmamız gerekiyor. Mao’nun dediği “birinin indirildiği, diğerinin getirildiği düzene” mecbur değiliz. Kendi kaderimizi kendimiz çizmeliyiz. Dünyanın neresinde olursa olsun insanlar bütün kazanımlarını birlik ve mücadele ile kazandılar. Farklılıklarımız zenginliğimiz olarak görmeli, ideolojik mücadeleyi esas alarak birlikte mücadeleyi büyütmeliyiz” dedi.
Konuşmaların ardından halk buluşması soru cevap ile sonlandı.
