Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), yaklaşan “1 Mayıs Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü’ne” ilişkin yazılı bir açıklama yaparak, “İsyanı kuşanıyoruz, emeği örgütlüyoruz, sosyalizm mücadelesini büyütüyoruz!” dedi.
SMF açıklamasında, şu ifadeler yer aldı;
“Burjuvazinin egemenliğinde, işçi sınıfı emeğinin gasp edildiği kapitalizm çağındayız. Egemen olan burjuvazi, doğuşundan bu yana dünyayı sömürü, baskı ve savaş politikaları ile elinde tutmaktadır. İşçi sınıfının yarattığı değeri gasp ederek kendini var eden burjuvazi, varlığını borçlu olduğu işçi sınıfı üzerinde tahakküm ile sistemini kurmuş ve daha fazla sömürü için işçileri ve ailelerini sefalet içine itmiştir. Burjuvazinin tek derdi, işçilerin emeğini nasıl daha çok gasp edebileceği, onları nasıl baskı altında tutabileceğidir. Buna karşı işçiler, iyi bir yaşam, demokrasi, özgürlük ve eşitlik yolunda mücadele için gecikmediler.
Tüm bu sömürü ve baskılar karşısında ayağa kalkan işçi sınıfı, burjuvaziye karşı mücadele etti. Daha 19. yüzyılda Avustralya ve Amerika işçi sınıfı başta olmak üzere, burjuvaziye karşı mücadele gelişmişti. 1886 yılında Amerika’da işçiler 8 saatlik iş günü ve hakları için grev yapmış, burjuvazi ise işçi sınıfına saldırarak kan akıtmıştı. İşçi önderleri tutuklanmış ve dört işçi önderi idam edilmişti.
1889 yılında 2. Enternasyonal’in 1. Kongresi’nde “8 saatlik iş günü” için dünyada aynı güne denk gelecek şekilde eylem kararı alındı. Amerikan Çalışma Federasyonu 1 Mayıs gününü uygun gördü. 1890 1 Mayıs’ında tüm dünyada grev ve eylemler düzenlendi. 1891’de toplanan 2. Enternasyonal’in 2. Kongresi, tüm dünyada her yıl 1 Mayıs’ta gösterilerin tekrarlanmasını ve dayanışmanın büyütülmesini karara bağladı. O günden bugüne 1 Mayıs, dünya işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür. Bugün de işçi sınıfı tüm dünyada sokağa çıkarak sesini her tarafa haykırır ve bu haykırış tüm ezilenlerde bir karşılık bulur. Ezilenler, işçi sınıfının yanında mücadeleye katılarak dayanışmayı güçlendirirler.
Dünyada sosyalist kamp ve devrim cephesinin yenilgi yaşadığı, kapitalist-emperyalist barbarlığın dizginsiz saldırılar içinde olduğu bir dönemdeyiz. Buna rağmen savaş ve emperyalist şeytanlığa karşı dünya halkları mücadelesini güçlendirmektedir.
“1 Mayıs için ileri!”
Açıklamanın devamında, Türkiye-Kuzey Kürdistan’da faşist diktatörlüğe karşı direnişin ve kapitalist tahakküme karşı mücadelenin devam ettiğinin altı çizildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı;
““Demokratikleşme” vaadiyle yönetime gelen AKP, 17 yıllık iktidarı döneminde ülkeyi emekçiler ve ezilenler cephesinde tam bir cehenneme çevirmiştir. Toplumun her alanında özgürlüklerin ve demokratik hakların gaspı üzerine kendini konumlandıran Erdoğan-AKP iktidarı, 2016’dan bu yana OHAL ile ülkeyi yönetmektedir.
OHAL rejimi açık bir faşist dikta yönetimidir. Ezilen kitle ve muhalif demokratik kesimler üzerinde katliamlar ve yoğun baskılarla kendini güvenceye alamayan iktidar, yeni oyunlar peşindedir. Suruç, Ankara Gar vb. katliamlar ile işçi sınıfı ve ezilen geniş kitlelerin mücadelesinin önüne geçemeyen diktatörlük, faşist terörü yükseltip Efrin’i işgal ederek savaş kışkırtıcılığı yapmaktadır.
Faşist terör dalgasının arttığı ve AKP-Erdoğan diktatörlüğünün yeni mecraya doğru yol aldığı bugünlerde, devrimci-demokratik-sosyalist güçlerin önünde duran önemli görevlerden biri, faşizmin terör dalgasını geri püskürtmek, gasp edilen demokratik hakları geri almak ve geliştirmektir. Daha ileri mevzi ve sosyalizm mücadelesinde kazanmak için bu gereklidir.
Faşizme, kapitalizme, gerici savaşa, sömürüye ve ırkçılığa karşı işçi sınıfı başta olmak üzere emekçi kitlelerle birleşmek ve 1 Mayıs’ı daha coşkulu bir mücadele gününe çevirmek için seferber olmalıyız!
Bu perspektifle ve ” isyanı kuşanıyoruz, emeği örgütlüyoruz, sosyalizm mücadelesini büyütüyoruz” şiarıyla tüm üye ve taraftarlarımız başta olmak üzere işçileri, emekçileri ve bütün ezilen kitleleri sosyalist meclisler federasyonunun saflarında birleşmeye, 1 Mayıs’ın isyanını kuşanmaya çağırıyoruz.”
