İnfazını doldurmasına rağmen tahliyesi 6 ay engellenen tutsak Ali Şen’in infazı bir kez daha ertelenmişti. 4 Kasım 1993 tarihinden bu yana çeşitli hapishanelerde tutsak bulunan, 2003’ten beri Edirne F Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutulan Ali Şen’in infazı, 24 Ekim tarihinde dolmuştu.
Gerçek Gündem’e konuşan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Hapishane Komisyonu üyesi ve Şen’in avukatı Direnç Yüksel, kurulun Şen’e “Okul okuyacak mısın?”, “X örgüt terör örgütü mü?” gibi sorular sorduğunu aktardı. Şen’e hapishanedeki sorunlarla ilgili şikayetlerini dile getirdiği için tahliye puanı olarak gereken 45 puan yerine 43,25 puan verildiğini belirten Yüksel, bu sebeple müvekkilinin infazının yakıldığını ve cezasının 6 ay uzatıldığını söyledi.
Yüksel, 6 ay dolmasının ardından kurulun Şen’i ikinci defa mülakata aldığını ve bu sefer, “X terör örgütüne üye misin?”, “Gelecek planın var mı?”, “Çıkınca ne yapacaksın?” gibi sorular sorulduğunu belirtti. Kurulun Şen’in tutarlı bir gelecek planının olmadığını tutanağa yazdığı söyleyen Yüksel, “30,5 yıldır içeride yatıyor. Nasıl bir gelecek planı olabilir” dedi.
Yüksel, kurulun, önceki kararlara ek olarak gözlem kuruluna karşı sitemkâr konuşmak, memnun olmadığını dile getirmek, tahliye olduğu takdirde suç işleme potansiyelinin yüksek olması sebebiyle Şen’in tahliyesini bir kez daha ertelediğini söyledi.
Direnç Yüksel, müvekkili Ali Şen’in infazının ikinci kez yakılmasıyla ilgili şunları söyledi:
“Müvekkilimizin koşullu salıverilmesi gereken tarih 24 Ekim 2023’tü, ancak hukuka aykırı bile diyemeyeceğimiz gerekçelerle tahliyesi en az 6 ay uzatılmıştı. Kanuna göre toplam süre bakımından en fazla 1 yıllık uzatmadan bahsedebildiğimiz için Nisan ayında da tahliyesinin önüne hukuka aykırı engeller konulacağını öngörüyorduk, nitekim öyle oldu.
Müvekkilimiz tahliye edilmeyerek en az 6 ay daha ceza evinde tutulacak. Aslında hukuken ‘en fazla’ fakat hukuk düzenimiz kanuni netlikten uzak olduğu için en az diyoruz. Siyasi tutsaklar hakkında verilen cezaların infazı kanunilik delinerek adeta ‘infaz içi ceza’ yöntemiyle destekleniyor. Zira geçtiğimiz günlerde Grup Yorum üyesi Bahar Kurt’un gardiyanlar tarafından kolunun kırılması da bunun en uç örneği. Hukuki tatbikatlar kanunilik zemininden bu şekilde kaydırılırken insan hakları mücadelesi yürüten bütün kurumların ve onurlu insanların bunlara daha fazla ses çıkarması gerekiyor. Aksi taktirde, tepkisellik yaratmayan her hukuka aykırılığın toplumsal mücadelede gedikler açıp büyüyeceğini söyleyebiliriz.”