Sınıf Teorisi ve Partizan, Avrupa’da “Güncel Gelişmeler Işığında Devrimci Durum ve Devrimci Hareketin Durumu” başlıklı paneller düzenleyecek. Panellerin ilk ayağı 4 Kasım Cumartesi Avusturya’nın Linz şehirinde, ikincisi ise 5 Kasım Pazar günü Innsbruck’da gerçekleştirildi. 11 ve 12 Kasım da ise Viyana ve Ternitz de gerçekleştirilecek.
Panel, devrim ve komünizm mücadelesinde ölümsüzleşenler için 1 dakikalık saygı duruşu ile başladı.
Panelde ilk olarak konuşan Partizan temsilcisi, sınıf mücadelesinde ölümsüzleşenleri anarak, Türkiye-Kuzey Kürdistan, Ortadoğu ve Avrupa’daki siyasal gelişmeleri değerlendirdikten sonra, genel olarak yaşanan bir “tasfiyecilik” sürecine dikkat çekti. Son seçimlere ilişkin yaptığı değerlendirmede, Emek ve Özgürlük İttifakı’nı, “Millet İttifakı’nın dolaylı destekçisi” olarak değerlendirirken, Filistin- İsrail savaşında, Hamas’ı Ulusal Kurtuluş mücadelesinin bir parçası olarak değerlendirip, “dolayısıyla desteklenmesi” değerlendirmesinde bulundu. TC’nin 100. yıl vurgusunu yaptı ve bu yüz yılı katliamlar, yasaklar, tekçi devlet vb. yılı olduğunun yüz yılı değerlendirmesini yaptı. Birlik ve ittifaklar konusunda, “komünistlerin birliğinin tartışmasız olduğunu” ancak ittifaklar ve birliğin esas olarak sokakta mümkün ve doğru olabileceğine vurgular yaptı.
Ardından söz alan Sınıf Teorisi temsilcisi, emperyalizmin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasal krizlerinden yeniden pazar paylaşımı için yürütülen bölgesel ve vekalet savaşlarına, bu savaşların yarattığı sonuçlara, ülkemizde yaşanan gelişmelere, halkın aleyhine yaratılan sonuçlara değindi. Kitleler ve dünya halkları cephesinde ise ciddi mücadelelerin yaşandığına, dipten gelen dalganın yükseleceği tespitinde bulundu.
Uluslararası komünist hareket içindeki sağ tasfiyeciliğe dikkat çekerken, “sol” sapma ve doğmatizm tehlikesinin de altını çizdi. Stratejiyi besleyecek olan doğru taktik mücadele biçimlerinin önemine vurgu yaptı. Değişim ve gelişmelerin altını çizerek, buna uygun siyaset, politika ve örgütlenme araçlarının yaratılmasına dikkat çekti. Filistin ulusunun kendi kaderini kendisinin tayin etme hakkı olan demokratik mücadelesinin amasız, fakatsız desteklenmesi gerektiğinin, ancak Hamas gibi şeriatçı, sosyalizm düşmanı bir harekete destek verilmesinin doğru olmayacağının altını çizdi. Demokratik muhtevayla, hareketin “önderliği” meselelerini karıştırmamak gerektiğine vurgu yaptı. Geçmiş seçimlerde devrimci ve komünistlerin taktik mücadele politikalarının eleştirisinin esasta haksız bir eleştiri olduğu ve karşıt düşüncelerini açıkladı.
Sınıf Teorisi temsilcisi sunumunu bitirdikten sonra panel soru ve cevap bölümü ile son buldu.