Roboskî İçin Adalet Girişimi, Roboskî katliamının 137’inci ayına ilişkin seçimler nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboskî köyünde 19’u çocuk 34 kişinin katledildiği günden bu yana 11 yıl geçtiğini, 137 aydır bir köyün, halkın, toplumun ve ülkenin hep birlikte adalet aradığı belirtildi.
Roboskî katliamından bu yana 596 haftadır hukukun kaybolduğunu, adaletin kaçak, herkesin de suspus olduğuna vurgu yapılan açıklamada, katliamın ardından 4 bin 169 gündür hala adaletin olmadığı kaydedildi. Açıklamada, “Meclis komisyon kurdu ve sakladı, yargı ise akladı. Biz, adaletin sağlanması adına her ay çağrımıza devam edeceğiz. Geçen 11 yılda, sorumlular yargılanmadı, adalet sağlanmadı, etkin bir yargılama söz konusu olmadı. Ailelerin tek geçim kaynağı olan sınır ticaretini yapmak için yola çıkmış, çoğu çocuk 34 insanın kaderine ölüm, ailelerinin payına da haksızlıkla birlikte harmanlanmış acı düşürüldü. Cehennemi yaşattınız. Devlet halkını katletmez, devlet halkına saldırmaz, haksızca tutuklamaz. Bugün de ikince kez seçim sürecine giderken haksızlık, hukuksuzluk, barışın olmayışı ve devlet baskısı sürüyor; bölgede sandıklarda sorumlu onlarca insan gözaltına alınıyor. Hapishanelerde hasta mahpuslar ölüme, 11 ilimizde depremzedeler yokluğa terk ediliyor. Sorumlu yine devlet ve adaletsizlik. Devlet aranıyor” denildi.
İktidarın silaha, savaşa, ranta ve kendi hükümetini sürdürmek için bütçe ayırdığını, sıra topluma gelince sosyal devlet olmadığı ifade edilen açıklamada, “Geçmişle yüzleşilmediği gibi, bugün de geçmişten ders çıkarmadan baskı ve adaletsizlik sürüyor. Yaşama hakkı insanın doğuştan gelen en temel hakkıdır. Devlet; yaşam hakkını korumadığı gibi, Roboskî’de yaşam hakkını yok eden mekanizmanın içinde ve katledenleri yargılamadı. Kimin eli kanlı, kimin eli temiz çok açık. Geçimlerinin peşinde olan gencecik insanlarımızın üzerlerine yağdırılan bombalar, korkunç bir katliamla yaşamdan kopardı onları. Roboskî; insan olmanın, vicdan sahibi olmanın, ortak insani değerlerle barış içinde bir arada yaşamanın kurulabilmesinin sembolüdür, eşiğidir. Yargı, parlamento ve yürütme bu sınavdan topyekun sınıfta kalmıştır. Ya Roboskî halkı başta olmak üzere hepimizin vicdanını rahatlatacak adımları atacaksınız ya da insanlık tarihinin kirli, yüz kızartıcı hafızasında hak ettiğiniz yerde konumlanacaksınız” ifadelerine yer verildi.
Geçen günlerde görülen JİTEM Ana davasında faillere verilen beraat kararına da değinilen açıklamada, “Mehmet Ağar, Korkut Eken, Ayhan Çarkın’ın içinde bulunduğu 18 sanık beraat ettiler. Bu mudur geçmişle yüzleşme? Adalet sağlanmadığı sürece de katliamların devam etmeyeceğinin hiçbir garantisi yoktur. Bu 11 yılda ne Meclis’te ne iç hukukta ne de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sürecinde adalet sağlanmıştır. Fakat gerçek tüm çıplaklığıyla önümüzde durmaktadır, failler ve katliam açıktır, toplumdan gerçekler saklanamamıştır. Hiçbir katliam yargılamadan azade kalmayacaktır. Bugün değilse yarın mutlaka hesabı sorulacak, sorumlu olanlar yargılanacaktır. Devletin asli görevi, yargılamayı engellemek değil, adaletin sağlanmasının önündeki engelleri kaldırmaktır” denildi.
Roboskî katliamının devletin ve iktidarın bir sınavı olduğuna işaret edilen açıklama şöyle devam etti: “Bu topraklarda ‘Barış ve Adalet’in yolu, mutlaka ve önce Roboskî’den geçecektir. Bu toprakların utancı, kanayan yarası ve adalet arayışıdır. Acının utandığı, devletin utanmadığı Roboskî’nin sorumluları hesap vermeden helalleşme ve adaletten söz edilemez. Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.”