Rakka’nın IŞİD’ten arındırılıp özgürleşmesi ile çözüme evirilmesi beklenen Suriye iç savaşı, hegemonik güçlerin Şam saldırısı ile “3’üncü dünya savaşı mı çıkıyor” yorumlarının çokça yapılmasını beraberinde getirdi.
Vekalet savaşların bittiği Suriye’de uluslararası ve bölgesel aktörler sahaya indi ve savaş yeni bir çehre kazandı. Uluslararası bir anlaşma çerçevesinde Şam’ın Doğu Guta bölgesi karşılığında Efrîn’in işgaline izin verildi ve kriz derinleştirildi. Suriye için Demokratik Ulus projesi ile tek çözüm anlayışına sahip olan Kuzey Suriyeli güçler Efrîn’de büyük bir saldırıyla karşı karşıya kalırken, Guta selefi gruplardan arındırıldı. Efrîn’de büyük direnen Kuzey Suriyeli güçler, dünya kamuoyunu yanına alarak demokratik Suriye çözümünü daha görünür kılarken, Guta’nın Duma bölgesinde kimyasal gaz kullanıldığı gündeme taşındı. Guta’dan tahliye edilip Efrîn’e taşınan ve TSK’nin desteğindeki selefi gruplar Efrîn işgalindeki talan, hırsızlık, gasp, öldürme, tecavüzleri ile çözümün parçası olamayacaklarını gösterirken, olup olmadığı tartışmalı kimyasal gazlı saldırı ABD, İngiltere, Fransa öncülüğündeki bloka Şam’a saldırma kapısı araladı.
Bütün güçler anlaşmaya vardı!
Mezopotamya Ajansı’ndan Nazım Daştan’ın haberine göre, Guta’dan radikal-selefi grupların çıkarılmasının ABD ve Rusya antlaşması ile sağlandığını dile getiren sahadan kaynaklar, Şam saldırısının da varılan bir antlaşma sonucu olduğunu belirtiyor. Batılı güçler Şam’ı vururken, Guta’dan çıkarılanların sessiz bir şekilde Efrîn’e yerleştirilmeye devam edildiğini belirten kaynaklar, Suriye’de haritanın nasıl çizileceği ve kimlerin masada olacağının önceden belirlendiğini ifade ediyor. ABD, Fransa ve İngiltere’nin Suriye’nin başkenti Şam’ı vurmasının bir “oyun” dahilinde gerçekleştiğini, Duma’da kimyasal silah kullanıldığı iddiasının Suriye’de bulunan bütün uluslararası aktörlerin ortak gündeme taşıdığı bir mesele olduğunu kaydeden kaynaklar, oyunun Şam’ın füzelerle vurulması ile devam ettiğini, gerçekte bütün güçlerin Halep, İdlib ve Suriye’nin güneyi gibi bir çok konuyu masaya yatırarak anlaşmalar sağladıklarını belirtiyor.
Ruslar biliyordu
Şam’ın vurulmasına ilişkin konuşan ve adını açıklamak istemeyen bir rejim yetkilisi, son günlerde yaşananlar hakkında şunları söyledi: “Suriye’de yaşanan bu son gelişmeler bir müdahale ya da bir saldırı değil. Tam aksine bütün güçler, yeni anlaşmalara gitti. Guta ve Efrîn’den sonra oluşan boşluklar da doldurulmaya çalışılıyor. ABD Şam’ı vurmadan bir kaç gün önce Rusya Şam’da vurulacak yerleri bize bildirerek, çekilmemizi istedi. Durum tam olarak böyle oldu. Bir de hem ABD hem de Rusya silahlarını denedi, test etti.”
Kürtler sonucu belirler
Suriye’nin diğer bir sıcak gündemi ise Efrîn. Türkiye ve desteklediği selefi grupların işgaline girdikten sonra bölgede dengeler değişirken, daha önce Halep’te mevcut olan kaos durumu, şimdi de Efrîn ve çevresinde yaşanıyor. Yıllarca Halep’i yakıp yıkan selefi gruplar, bu sefer de Efrîn’e aynı şeyi yaşatıyor. Efrîn ve çevresinde, Kürtler ve dostlarına karşı geliştirilen komplonun başarıya ulaşamayacağı belirtilirken, bu komplonun başarısızlığa uğrama emarelerinin yerleştirilen selefi grupların yaptıkları ile açığa çıktığı belirtiliyor. Türkiye ile anlaşıp, hava sahasını açarak, Efrîn’i işgalinde rolü olan Rusya’nın artık yaşananlara farklı baktığı ve Türkiye’nin Efrîn’i Suriye rejimine bırakması için baskılarını artırdığı, Türkiye’nin ise elde ettiği kazanımı daha da ileri götürmek için Halep ve İdlib’i kapatmanın peşinde olduğu kaydediliyor. Türkiye’nin desteklediği selefi grupların Til Rıfat’ı istediği, bölgede etkili olan bir diğer güç İran’ın ise Halep’te bulunan Nubul ve Zehra kasabalarını korumanın derdinde olduğu belirtiliyor. Bu dengelerin uzun süre böyle gidemeyeceği ifade edilirken, olası bir savaşın çıkması durumunda direnişi tercih edecek olan Kürtler ve dostlarının sonucu belirleyeceği belirtiliyor.