Gazeteciler Ömer Çelik, Tunca Öğreten, Mahir Kanaat, Derya Okatan, Eray Sargın ve Metin Yoksu hakkında eski Enerji Bakanı Berat Albayrak’a ait elektronik e-posta yazışmalarını haberleştirdikleri için “örgüt üyeliği”, “örgüt propagandası”, “bilişim sistemini engelleme” ve “verileri yok etme” iddialarıyla açılan davanın karar duruşması İstanbul 29’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
İddia makamı daha önce ara celsede sunduğu mütalaasında bütün gazetecilerin, “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçlamasıyla cezalandırılmasını istedi. Mütalaada, Derya Okatan, Eray Sargın, Metin Yoksu ve Ömer Çelik’in “örgüt propagandası” suçundan cezalandırılmalarını isteyen savcı, Öğreten’in “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, Kanaat’in ise “örgüt üyeliği” suçlamalarından beraatlarını talep etmişti.
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmaya, Derya Okatan ve Mahir Kanaat ile avukatlarının hazır bulundu. Ömer Çelik ve Metin Yoksu ise Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Duruşma savcısı 7 Aralık tarihinde sunduğu mütalaasını tekrar etti. Katılan Berat Albayrak’ın avukatı, sanıkların iddianame doğrultusunda cezalandırılmasını istedi. Esasa karşı savunma gazeteci Okatan, üzerine atılı suçlamaları reddetti. Okatan, “Lehteki delillerin aleyhe gösterildiği bir iddianame ve mütalaa var. Savcılık sorumlu müdür olmam sebebiyle ETHA hesabını benim kullandığımı ön görerek cezalandırılmamı istiyor fakat ispat yok” diye konuştu.
Okatan,“Hakkımda şüphe üzerine başlayan soruşturmada şüphe ile cezalandırılmam isteniyor. Benim ETHA’da çalışmış olmam neden suç oluyor savcının mütalaasında en azından bunu açıklamasını beklerdim. Maillerin yayılmasında ne benim ne de ETHA’nın ilgisi vardır. Bırakın yaymayı bu veriler bende mevcut bile değil. Atılan tweetlerden yazı işleri müdürünün sorumlu tutulması hayatın olağan akışına aykırıdır. Kaldı ki yapılan paylaşımlar haberdir. Propaganda değildir. Beraatımı talep ediyorum” dedi.
Esas hakkındaki savunmasını yapan gazeteci Kanaat da,“Verileri yaymaktan suçlanıyorum. Savcılık bütün dijital materyallerime el koydu. El konulan materyallerde yaydığıma dair bir tane kanıt yok. Kaldı ki biz gazeteciyiz. İnsan mesleğini yaptığı için yargılanamaz” diye belirtti.
Sanal medya hesaplarına onayları olmadan konu ile mesaj aldıklarını ifade eden gazeteci Yoksu ise “Atılan tweetlerin hepsi haber paylaşımıdır. Gazetecilik mahkemelerde yargılanacak bir meslek grubu olmamalı. Beraat talep ediyorum” dedi.
Esasa ilişkin savunmasında söz konusu verilere işaret eden gazeteci Çelik de bu verilerin ne olduğu konusunda savcılık ve mahkemenin bir işlem yapmadığını ifade etti. Çelik, “O verilerde, silah sevkiyatı, mültecilerin siyasi malzeme haline getirilmesi, kamu kuruluşlarına liyakat dışında onlarca insanın yerleştirilmesi söz konusu. Haberin konusu olan verilerin suç olarak işlem görmesi gerekirken bu haberleri yapan gazeteciler yargılanıyor” dedi.
Okatan’ın avukatı Ali Koç, “Müvekkile kendi eylemleri dolayısıyla değil o dönem haber müdürü olduğu ETHA’da yayımlandığı iddia edilen şeylerle ilgili suçlama var. Ele geçirilen dijital materyallerin müvekkile ait olmadığı da bilirkişi raporuyla ispatlandı” dedi.
Gazetecilere beraat ve ceza
Avukatların savunmaları ardından mahkeme karar vermek üzere duruşmaya ara verdi. Verilen aranın ardından mahkeme, Tunca Öğreten, Metin Yoksu, Ömer Çelik, Eray Sargın ve Mahir Kanaat’in “verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme” suçlamasıyla 1’er yıl 8 ay hapisle cezalandırılmalarına, “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla beraatlarına karar verdi. Derya Okatan ise tüm iddialardan beraat etti. Bunun yanı sıra Kanaat’a “örgüte üye olmak”tan ve Öğreten’in “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”ten beraatına karar verildi.
Öğreten, Yoksu, Çelik, Sargın ve Kanaat’e verilen 1’er yıl 8’er ay hapis cezası vererek ertelenmesine karar verdi. Mahkeme, verilen cezaların ertelenmesi sebebiyle tüm gazeteciler hakkındaki adli kontrol tedbirlerini kaldırdı.
