Akışkan Kötülük- Leonidas Donskis / Zygmunt Bauman
Kötülüğe dair yeni bir şey yok, ezelden beri bizimle birlikte. Ancak günümüzde akışkan-modern dünyamızı karakterize eden türde yeni bir kötülük söz konusu. Daha önceki katı modernite biçimlerini karakterize eden kötülük, baskı araçları üzerinde tekel oluşturan ve zaman zaman korkunç derecede vahşi ve barbar amaçlarına ulaşmak için ellerindeki araçları kullanan devletlerin elinde yoğunlaşmıştı. Buna karşılık, çağdaş akışkan-modern toplumlarımızda, kötülük tamamen daha yaygın ve aynı zamanda daha görünmez hale geldi.
Akışkan kötülük, insan etkileşiminin ve ticaretin akışkan-modern biçimleri tarafından dokunan kumaşın dikişlerinde, insanların birlikte yaşama dokusunda ve rutin işleyiş süreçlerinde gizlenir. Şiddetli bireyselleşme, insanlar arası bağların gücünü aşındırırken, kötülük, acımasız rekabetin ve karşılıklı yabancılaşmanın işbirliği ve dayanışmanın yerini aldığı, tamamen kuralsızlaştırılmış ve özelleştirilmiş bir sosyal alanın kara deliklerinde gizlenir. Mevcut haliyle kötülüğü tespit etmek, ortaya çıkarmak ve direnmek zordur. Sıradanlığıyla bizi baştan çıkarır ve sonra aniden dışarı fırlar, görünüşte rastgele vurur. Sonuç, mayın tarlasına benzeyen sosyal bir dünyadır: Patlayıcılarla dolu olduğunu ve patlamaların er ya da geç olacağını biliyoruz ama ne zaman ve nerede patlayacakları hakkında hiçbir fikrimiz yok.
Zygmunt Bauman ve Leonidas Donskis kötülüğün hem daha sıradan hem de daha sinsi hale geldiği, insanlığı hayallerinden, alternatif projelerden ve muhalefet gücünden arındırma noktasına ulaştığı bu yeni coğrafyada okura rehberlik ediyor.
Kitabın tanıtım bölümünden
Künye: Akışkan Kötülük, Yazar: Leonidas Donskis /Zygmunt Bauman
Ayrıntı Yayınları, 224 Sayfa
Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e Hayvan Katliamları ve Himaye: Kediler, Köpekler, Kargalar – Ömer Obuz
Daha çok Ortaçağ Avrupası, kediler ve veba özelinde akla gelse de, tarihin belli dönemlerinde kedi ve köpekler başta olmak üzere birçok hayvan katliamı oldu ve bu katliamlar insan-hayvan ilişkisinin ne derece katılaşabileceğini gösterdi.
Ömer Obuz, Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e Hayvan Katliamları ve Himaye: Kediler, Köpekler, Kargalar adlı kitabında, II. Mahmud döneminden erken Cumhuriyet dönemine kadar ele aldığı süreçte, “arıza” olarak görülerek medeniliğe aykırı olduğu gerekçesiyle damgalanıp bir imha politikasına tâbi tutulan kedi, köpek ve kargaların izini sürüyor. Bu izi sürerken, esasen hayvanların Osmanlı toplumunun daha önceki dönemlerinde ne kadar değerli kabul edilip himaye edildiklerine de eğiliyor.
Osmanlı-erken Cumhuriyet tarihyazımında göz ardı edilen hayvanların akıbetine ve dönemin iktidarlarının yönetim tarzı ve bunun halk nezdinde nasıl karşılık bulduğuna dair değerli bir kitap…
Kitabın tanıtım bölümünden
Künye: Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e Hayvan Katliamları ve Himaye: Kediler, Köpekler, Kargalar, Yazar: Ömer Obuz
İletişim Yayınları, 208 Sayfa
Teorinin Cini – Edebiyat ve Sağduyu – Antoine Compagnon
Bir metni edebi metin yapan nedir? Eserin anlamı yazarın tekelinde midir? Kurmaca gerçekliği taklit mi eder? Okurun metinde yeri var mıdır? Üslubu meydana getiren nedir? Bir eseri anlamak için muhakkak yazıldığı bağlamı bilmek mi gerekir? Evrensel edebi değerler var mıdır? Teorinin Cini bu kilit sorular etrafına kurulmuş bir kitap. Amacı modern edebiyat teorisinin, özellikle de Fransız yapısalcılığının bu konulardaki temel tezlerini “sağduyu”yla, yani edebiyat konusunda sahip olduğumuz yaygın fikirlerle karşı karşıya getirmek, çarpıştırmak, bu şekilde teoriyi eleştirmek ve sonunda hem teorinin hem sağduyunun hakkını vermek. Kitap edebiyat teorisinin, dolayısıyla da edebiyat incelemelerinin 20. yüzyılda katettiği yola dair açık seçik bir panorama da sunuyor. Edebiyatı önemseyen herkese…
Kitabın tanıtım bölümünden
Künye: Teorinin Cini – Edebiyat ve Sağduyu, Yazar: Antoine Compagnon
Metis Kitap, 280 Sayfa