Fransa’nın başkenti Paris’te Dünya Kadın Yürüyüşü ile Ekmek ve Gül Platformunun çağrısı ile Republique meydanında bir araya gelen kadınlar “Kürtaj hakkımızı savunmaya devam edeceğiz” diyerek Emanuel Macron hükümetine sundukları tasarının kabul edilmesini istedi.
Uluslararası Kürtaj Hakkı Günü dolayısıyla yapılan eyleme kadınlar, bayrak ve dövizlerle katıldı. Kadınlar “Kürtaj yasal haktır”, “Bedenimiz bizimdir” şiarlarının yazılı olduğu yeşil fularlar taşıdılar.
Platform adına yapılan açıklamada kürtaj hakkının Fransa’da halen garanti altında olmadığı, kapatılan kürtaj üniteleri ve personel yetersizliği nedeniyle her geçen gün kürtaja ulaşmanın daha da zorlaştığı belirtildi.
Kadınların talepleri
Suzy Rojtman yaptığı konuşmada yasal süreleri kaçırdıkları için her yıl 5 bin kadının kürtaj yaptırmak için yurt dışına gitmek zorunda kaldığına dikkat çekti. Fransa’da bir kadının kürtaj yaptırması için sadece 12 haftası olduğunu söyleyen Suzy Rojtman, kadınların taleplerini şöyle sıraladı:
- Kürtaj için yasal son tarihlerin Avrupa’daki en ilerici ülkelerle uyumlu olmasını,
- Sağlık mesleği mensupları için kürtajla ilgili çifte vicdan hükmünün kaldırılmasını,
- Kadınların kürtaj için hangi yöntemi kullanacaklarına özgür karar verebilmelerini,
- Ebelerin aletle kürtaj yapabilmelerini,
- Kapatılan Doğum Kontrol ve Kürtaj Merkezlerinin (CIVG) yeniden açılmasını,
- Bölgedeki herkesin erişebilmesi için CIVG’ler ve planlama merkezleri için finansal araçların sağlanmasını,
- 4 Temmuz 2001 yasasında öngörülen tüm okullarda yılda 3 saat cinsel eğitimin etkili olarak uygulanmasını.
Kadın örgütleri, doktorların çifte vicdan hükmü yani kürtajı red etme hakkının kaldırılması ve kürtaj süresinin iki hafta daha uzatılmasını kapsayan taleplerini siyasi parti, demokratik kitle örgütlerine sunduğunu belirterek, 8 Ekim’de tartışılacak olan bu tasarıyı desteklediklerini deklere ettiler.
Eylemde yapılan konuşmalarda “Kürtaj hakkını korumak veya kazanmak için mücadele eden tüm ülkelerdeki kadınlarla dayanışma içindeyiz ve onların savaşı bizim savaşımız” denildi.
Dünyada on yıllardır süren mücadeleye rağmen, kürtaj gibi temel bir hak erişim, dünyanın üçte ikisinden fazlasında reddedilmeye devam ediyor. Latin Amerika’yı aşan kitlesel kadın özgürlük mücadelesi ve kürtaj hakkı için seferberlikler, cinsel eğitim, doğum kontrolü ve gebeliğin gönüllü olarak sonlandırılması talepleri çerçevesinde sokaklarda esen “yeşil dalga” fırtınası kadınların karşı karşıya olduğu korkunç gerçeği ortaya çıkardı. Günümüzde halen birçok ülkede kadınlar kendi iradeleri dışında doğum yapmaya veya hayatını tehdit edici yöntemlerle gizlice kürtaj yaptırmaya zorlanıyor.
Kürtaj hakkı mücadeleyle kazanıldı
Kadın hareketlerinin verdikleri mücadeleler sonucu elde etikleri kürtaj hakkının uygulandığı ülkelerde, neo-liberal hükümetlerin saldırısı devam ediyor. Dolayısıyla, Fransa’da 45 yıl önce kürtaj yasallaştırıldı, fakat bu herkesin erişebileceği bir hak olmaktan halen çok uzak. Mevcut kapitalist ekonomik kriz ve sağlık krizi hükümetin kadın haklarına saldırmaya devam etmesi için bir bahane olarak kullanılmaya devam ediliyor. Geçtiğimiz 15 yıl içinde, 130 civarında gönüllü gebeliğin sonlandırıldığı merkezler kapandı ve çok daha fazlası kaynak yetersizliğinden dolayı tehdit altında, pek çok kadını yardım almak ve kürtajı pratiğe geçirmek için 100 kilometreden fazla yolculuk yapmak zorunda bırakılıyor.
Her yıl 5 bin kadın başka ülkeye gitmek zorunda kalıyor
Sadece bu değil. Bağımsız bir tıbbi eylem olarak kabul edilen kürtaj, onu yapmayı reddeden ve giderek de sayısı artan doktorun dayanak yaptığı vicdan hükmü halen yürürlükte ve retçi doktorlar bu yasadan yararlanmaktadır. Kürtaj süresinin 12 hafta olduğu Fransa’da her yıl 5 bin kadın, son tarihi geçtikleri için kürtaj için yurtdışına seyahat etmek zorunda kalıyor. Bütçe kesintileri ve personel eksikliğinden kaynaklanan merkezlerin kullanılamaması nedeniyle yasal gecikme yaşanmaktadır.
Covid-19 pandemisi nedeniyle yaşanan sağlık kriz ile birlikte bu durum gözle görülür şekilde kötüleşti. Bu nedenle pek çok tıp merkezi, personel ve ekipman eksikliği nedeniyle kürtajı askıya almak zorunda kaldı. Emmanuel Macron’un iki bakanı ve Senato, anti-demokratik ve ataerkil niteliklerine sadık kalarak kürtaj için yasal sürenin 14 haftaya uzatılması ve yükümlülüğün kaldırılması önerisini bu zorlu süreçte reddetti.
Neoliberal Macron hükümetinin kürtaj hakkı gibi temel bir hakka yönelik saldırılarına karşı kadın örgütleri eylem ve mitingler düzenleyerek taleplerini dile getiriyor.