Diyarbakır’da yargılandıkları davalardan beraat ve takipsizlik kararı çıkmasına rağmen Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevlerinden ihraç edilen 21 Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) üyesi öğretmen için oturma eylemi başlatıldı. İhraç kararlarının geri alınması talep edilen eylem iki gün devam edecek. Eğitim Sen 1 Nolu Şube binasında başlatılan eyleme, ihraç edilen öğretmenlerin yanı sıra sendika üyesi meslektaşları, Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Saadet Parti İl Örgütü yöneticileri katılarak destek verdi. Oturma eylemi başlatılan salona “İhraçları kabul etmiyoruz, geri döneceğiz”, “35. Madde kaldırılsın” pankartları asıldı.
MA’nın aktardığı habere göre, eylemde ihraç edilen öğretmenler adına açıklamayı Eğitim Sen 1 Nolu Şube Kadın Sekreteri Ezgi Çelik yaptı. 2016 yılından bu yana başlatılan KHK operasyonuyla binlerce arkadaşlarının haksız ve hukuksuz şekilde bir gecede işlerinden ihraç edildiğini dile getiren Çelik, genelde tüm ihraç edilenler için, özelde ise son bir haftada kentte yürütülen soruşturmalar kapsamında ihraç edilen 21 arkadaşları için bir araya geldiklerini ifade etti. Bugün ve yarın olmak üzere saat 13.30 ile 18.00 saatleri arasında oturma eylemi yapacaklarını duyuran Çelik, “Bu eylemimizin amacı 21 arkadaşımızın ihraç edilmesini halkın gündemine sokmaktır” dedi.
“35. madde ile ihraçların önü açıldı”
Kentte 6 Kasım 2020’de yapılan operasyonda 29 eğitim emekçisinin evlerinin basılarak gözaltına alındığını hatırlatan Çelik, “4 gün boyunca gözaltında tutulduk ve ardından bir arkadaşımız tutuklandı, diğer 28 arkadaşımızı serbest bırakıldı. Tutuklu arkadaşımızın 1 buçuk ay içerisinde davası görüldü ve beraat kararıyla serbest bırakıldı. Bizlerin de bu bir buçuk ay içerisinde dosyalarımız takipsizlikle sonuçlandı. Yalnız savcılığın burada bilinçli olarak izlediği bir politika vardı. Bizlere verilen bu takipsizlik kararlarına ‘irtibat ve iltisak’ kelimeleri eklendi ve bu yolla geçici 35. madde kapsamında ihraçlarımızın önü açıldı” diye konuştu.
Çelik, ihraçlarına gerekçe yapılan suçlamalar hakkında da bilgi verdi. Katılmış oldukları sendikal eylem ve etkinlikler, yine 10 Ekim Ankara Katliamı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 25 Kasım eylemlerine katılmakla suçlandıklarını söyleyen Çelik, şöyle devam etti: “Bu eylemlerin hepsi izinli, yasal eylemlerdir ama biz bugün bu nedenlerle ihraç edildik. İhracımıza karar verildi. Elbette biz bunun bilinçli bir şekilde yapıldığını biliyoruz. 46 öğretmen ihraç edildik. Bunların 21’i Eğitim Sen üyesi, diğer 25 kişi diğer sendikaların üyesi ya da sendikasız.”
Yapılan bu ihraçlara KESK dışında ses çıkaran, “dur” diyen, bununla mücadele eden herhangi bir sendika olmamasını da eleştiren Çelik, “Ortak mücadele hattını örgütleyebilmek için örgütlenmemiz gereken yer KESK’tir. Çünkü emekçilerin gasp edilen haklarını savunan, 20 yıllık emeğimizin hesabını soracağımız konfederasyon KESK’tir” diye konuştu.
İki gün boyunca devam edecekleri oturma eylemleri konusunda bütün emek ve demokrasi güçlerine, partilere ve STKÖ’lere destek çağrısında bulunan Çelik, sözlerini “Çünkü bu haksızlık ve hukuksuzluk bütün kamu emekçilerinin başında duracaktır. Bugün bizleri vuran hukuksuzluk yarın bütün diğer öğretmenlerin, kamu emekçilerinin karşısına gelebilir. Buradan vereceğimiz güçlü bir mesaj, ses uluslararası kamuoyunda yaratacağımız etki bu ihraçların önüne bir nebze de olsa geçmek içindir. Buradan tekrardan söylüyoruz; ihraçlar, baskılar, sürgünler bizleri yıldıramayacak” diyerek noktaladı.
Açıklamanın ardından eyleme katılan sendika üyeleri ve destek veren kurum temsilcileri söz alıp, yaşanan ihraçlar üzerinden ülkenin içerisinde bulunduğu koşullar ve bu durumdan çıkış yolu olarak ortak mücadele ihtiyacı konusundaki görüşlerini dile getirdi.