Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Tahir Çetin ve sendika üyesi Ali Faik İnter için Soma’da uğurlama töreni yapıldı.
Soma Uyar Madencilik’te işçiler yıllardır ödenmeyen tazminatları için mücadele yürütüyorlar. Taleplerini iletmek için Ankara’ya giden madenciler girişte engellenmişti, 4 gün boyunca Ankara girişinde bekleyen madenciler ödeme sözü almalarının ardından Soma’ya geri dönme kararı aldı.
Sabaha karşı Soma girişinde “trafik kazası” geçiren Bağımsız Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Tahir Çetin ve Ali Faik İnter yaşamını yitirdi.
Manisa Soma’da bulunan Bağımsız Maden-İş Sendikası önünde toplanan binlerce kişi yapılan anma töreninde “Unutmayacağız” diye haykırdı. Sendika önünden Madenci Anıtı’na doğru yürüyüş gerçekleştirildi.
“Tahir Çetin ölümsüzdür”, “Ali Faik ölümsüzdür”, “Kaza değil bu bir cinayet” sloganları atılan yürüyüşle Madenci Anıtı önüne gelindi. Tahir Çetin ve Ali Faik şahsında yitirilenler adına saygı duruşunda gerçekleştirildi. Yapılan anmada “Tahir’in ve Ali Faik’in bıraktığı mücadeleyi kaldığı yerden sürdüreceğiz” denildi. Maden işçileri söz alarak “Başkanımız onurlu bir insandı” dedi.
Başka bir maden işçisi konuşmasında şunları söyledi:
“Tahir Başkanla omuz omuza, soğuk betonda yattık, mücadele ettik. Bundan sonra örnek aldığımız onur başkanımız olarak hep yanımızda olacaklar. Ali Faik kardeşimiz babasının tazminatı için mücadele etti. ‘Hiçbir şey istemiyorum. Bu onur mücadelesi’ diyerek mücadele etti.”
“Türkiye’yi bir işçi cehennemine çevirdiler”
HDP Milletvekili Musa Piroğlu söz alarak şunları ifade etti:
“İktidarın, patronların sorumlusu olduğu bir işçi cinayeti yüzünden buradayız. Türkiye’yi bir işçi cehennemine çevirdiler. Her yıl 2000’den fazla işçi ekmeğini kazanmak için gittiği iş cinayetlerinde katlediliyor. İşçiler kazanılmış haklarını korumak ve almak için dövüşmek ve ölmek zorunda kalıyorlar. İktidar her seferinde patrona kalkan işçiye barikat oluyor.”
DİSK Nakliyat-İş Başkanı Ali Rıza Osmanoğlu söz aldı. Dünya Sendikalar Federasyonu adına herkesi selamlayarak konuşmasına başlayan Osmanoğlu şunları vurguladı:
“Çetin ve İnter’in ölümü cinayettir. Hem para babalarının kar hırsına karşı hem sarı sendikaya karşı mücadele ettiler. Bağımsız Maden-İş Sendikası çok kısa sürede olağanüstü bir fedakarlılıkla, kararlılıkla, inatla işçi sınıfı mücadelesinde yerini almıştır. Dünya Sendikalar Federasyonu’nda yer almıştır. Çünkü bu federasyon aynı zamanda emperyalizme, NATO’ya karşı da mücadele etmektedir.”
Soma’daki kararlı mücadelenin Meclis’te yasa çıkardığını hatırlatan Osmanoğlu “Onların mücadele bayrağını sarı sendikacılığa karşı taşımak hepimizin görevidir. Size aynı zamanda mücadele eden Pegasus, Uzel, Milas işçilerinin dayanışma mesajlarını da getirdim” diyerek sözlerini tamamladı.
Bir başka maden işçisi söz alarak tazminatları için yürüttükleri mücadeleye değinerek şunların altını çizdi:
“Hep oyalandık, kandırıldık. Defalarca ayaklarına gittik insan muamelesi görmedik. Başkanımız ve kardeşimiz 5 gündür taşta yatarak, uykusuz, yemeksiz mücadele verdi. Onlar 880 kişinin Uyar Maden işçilerinin mücadelesinde şehit oldular.”
“Bu devlet bir patrondan hesap sormayı beceremedi”
Bağımsız Maden-İş Örgütlenme Sekreteri Kamil Kartal konuşmasında şunları ifade etti:
“Biz bundan aylar önce Salihli’de sözümüzü söylemiş, Türkiye’ye ne yapılması gerektiğini ilan etmiş, bize verilen namus ve şeref sözü üzerine Soma’ya dönmüştük. Gene Ankara’da aynı sözü verdiler. Bize namus sözü verenler bu iki devrimci maden işçilerinin yüzü suyu hürmetine bu sözlerinin arkasında dursunlar. Durmuyorlarsa namussuzlar. Bu devlet bir patrondan hesap sormayı beceremedi. Bu siyasal iktidarı tarihin çöplüğüne gönderecek, sarı sendikadan da siyasak iktidardan da hesap soracağız, kardeşlerimizin anısını yaşatacağız.”
Sinbo direnişçisi Dilbent Türker, TOMİS, DEV TEKSTİL, BDSP, Ege İşçi Birliği, DİSK’e bağlı Basın-İş, Nakliyat-İş, Limter-İş, DEV Yapı-İş, Genel-İş, Umut-Sen, DGD-Sen, HDP Milletvekili Musa Piroğlu ve Züleyha Gülüm, CHP Milletvekili Özgür Özel, İnşaat-İş, TÖP, TKP’nin katıldığı anma töreninin ardından Tahir Çetin’in annesinin evinin bulunduğu Kınık’a doğru yola çıkıldı.
13.00’da Cem Evi’nde yapılacak törene çağrı yapıldı.
